Dadaş Ocaklarından 12 Mart Erzurumun Kurtuluş Mesajı

Dadaş Ocaklarından 12 Mart Erzurumun Kurtuluş Mesajı

Erzurum’un Düşman işgalinden kurtuluşunun 102. Yıldönümünü andığımız bu gün Erzurum ve Dadaşlık üzerinde durmamız gerekmektedir. iki yıl süren işgal günlerinde kimse Erzurumlunun pasif bir bekleyiş içerisinde, kaderine boyun eğmiş bir şekilde beklediğini sanması. Bu Dadaşlığın fıtratına aykırıdır. Türklük şiarına uymaz, Müslümanlık inancına terstir. Bu şehir Türk ordusu tarafınca kurtarılıncaya kadar, yaşlısıyla, kadınıyla, çocuğuyla ve bir avuç erkeği ile direnmiştir. Maalesef bu direniş 12 Mart Erzurum’un işgalden kurtuluşunun kutlama ve anma programlarının hiçbirinde bugüne kadar anlatılmamış, aktarılmamıştır. 16 Şubat 1916 tarihinden 12 Mart 1918 tarihine kadar bu şehir direndi. Mahallelerinde, dar sokaklarında, çıkmaz yollarında, çarşılarında direndi. Erzurum yollarını kan yollarına çeviren çetecilere karşı başta Alvar imamı olarak bilinen Muhammed Lütfü Efe ve onun gibi onlarca kahramanın kurduğu milis örgütleri ile mücadele ederken, Erzurum şehrinde Kırbaşzade Fevzi Beyin kurduğu ve liderliğini ettiği direniş komitesi ile şehir eşkıyalarına karşı can baş mücadele etti.

Bu şehir 2 yıl boyunca yalnız kalmadı. Azeri kardeşimiz Seyidov ve onun liderliğindeki Kardeş Kömeği ile beraber açlığa, yılgınlığa, ümitsizliğe ve dehşete direndi.

12 Mart sabahı kurtuluşa eren Erzurum, daha sonra işgal altında kalan yurdun batısına ve güneyine ümit oldu. Kurtarıcı şehir misyonunu yüklendi.

Bugün 12 Mart kutlanırken bütün bu özellikleri göz önünde tutarak hareket etmemiz gerekmektedir. Sadece türkü söyleyerek, bar tutarak bu kutlu günü anmamız mümkün değildir.

102 yıl sonrasında Erzurum’un işgal edilmesinin asıl nedeni olan stratejik önemi değişmedi, aynen devam ediyor. 102 yıl önce şehir üzerinde beklentisi olan dış mihraklar aynı yerdeler ve fırsat bekliyorlar, ülkemize yönelik dış tehdit ve iç tehdit aynen 120 yıl önceki duruma doğru dönmeye başlamış durumda. Şark meselesi hortlatılarak karşımıza çıkarılıyor.

Ancak şu anda karşımızda 102 yıl önce bir olan toplumsal yapı yok, içindekini saklayan şehir yok, kendini yaşadığı şehre ait hisseden Erzurumlu yok. Ölümü pahasına yaşadığı şehri terk etmeyip direnen insanların yerine bu şehirde yaşanmaz diyen insanlar aldı.

Ne oldu? Neden Erzurumlu kendini Erzurum’a ait hissetmiyor. 102 yıl önce yaşadığımız mezalimi ve bu mezalime karşı sergilediğimiz direnişi anlatan delilleri yok ettik. Bize Erzurumlu şuurunu hissettiren, öğreten mahallelerimiz, binalarımız nerede? Övündüğümüz insanlarımız 102 yıl öncesinde mi kaldı? Neden bugün kendisiyle övünebileceğimiz insanları yetiştiremiyoruz yada tanıtamıyoruz.?

12 Mart 2020 tarihinde 12 Mart 1918 şuurunu yaşayan ve yıllarca bu şuuru şehre taşımaya çalışan herkese selam olsun.

Dadaş Ocakları Genel Başkanı :Eyyüp Coşkun

ERZURUMLULAR