ERZURUM’DA SAHABİLER

ERZURUM’DA SAHABİLER

SAHABİ KİMDİR?

Peygamber Efendimizi hayatta iken peygamber olarak gören âmâ ise onunla bir an olarak konuşan mümine Sahabe denir. Birkaç tanesine Ashap veya Sahabe denir. Sahabeleri gören kimselere tabiin denir. Tabiini gören ve emaneti onlardan fiilen ve şifahen alan kimselere de tebeüüt tabiin denir.

SAHABİ EFENDİLERİMİZİN ERZURUM’A GELİŞİ

Sahabe efendilerimizin Erzurum’a gelişini Prof. Dr. Halil İNALCIK İslam Ansiklopedisinin Erzurum Maddesinde ve Büyük İslam tarihçisi El Belazuri “Futuhul Buldan”isimli eserinde şöyle anlatmışlardır. “Halifeler döneminde İslam orduları gaza amacıyla Bizans ve Sasani sınırlarına gönderilmiştir. Halife Hz. Osman döneminde (644 – 656) Doğu Anadolu topraklarına yönelik seferler düzenlenmiştir. Habib bin Mesleme komutası altındaki İslam ordusu Anadolu’nun doğusuna girmiş ve çevredeki şehirleri kontrol altına almaya başlamıştır. Bizans İmparatoru Konstantinus 653 yılında Erzurum önlerine gelerek İslam ordusunun hareketini engellemeye çalışmıştır. Ancak bunda başarılı olamamıştır. Habib bin Mesleme Bizans Komutanı Maryanos’u mağlup ederek o zamanki ismi Theodosiopolis olan Erzurum’u sekiz bin kişilik mücahit ordusu ile kuşatarak fethetti. Bundan sonra Erzurum İslam kaynaklarında Kalika olarak adlandırılmaya başlandı. Bir müddet sonra Bizanslılar Erzurum’u geri almak için Erzurum üzerine bir sefer düzenlediler. O dönemde Şam Valisi olan Muaviye bin Ebu Süfyan’dan Mesleme yardım istemiş ve kendisine Selman Bin Rebia El – Bahili komutasında iki bin kişilik bir destek kuvveti gönderilmiştir.

Bunlar Kalikalada iskân edilmiş ve kendilerine sınır muhafızı (Murabit) denilmiştir. Arap Müslüman toplumunun kendi aralarındaki anlaşmazlıkların çözülmesi için ise Attaf bin. Süfyan Ebu’l Asbağ Kadı olarak tayin edilmiştir.

ERZURUM VE ÇEVRESİNDE İSMİ BİLİNEN SAHABİ EFENDİLERİMİZ

Erzurum da ki Sahabe Efendilerimizin isimleri hakkında en kapsamlı bilgiyi Prof. Dr. Abdullah AYDINLI, Sahabe coğrafyasının bir parçası olarak Doğu Anadolu isimli sempozyumunda akademik çevrelere sunmuştur. Bu sempozyumda ismi geçen sahabe kiram efendilerimizin isimleri aşağıdadır.

Sufyan b. Avf El- Ezdi

Ebu Şeybe El Hurdi

Abdullah b. Kurt el- Ezdi

El- Vadin b. Ata ninesi İnde- Huzeyfe

Mahadram Ebu Zueyb

Habib bin Mesleme

Suraka b. Amr.

Abdurrahman b. Rabia El- Bahli

Safvan b. El- Muattal

Osman b. Ebil- As

El Haris b. Amr. Et- Tai

Prof. Dr. Rıza SAVAŞ El Haccac b. Ilat kabri Erzurum’da bulunan bir Sahabe isimli tebliğde ise El- Haccac b. Illat- es – Sülemi isimli sahabe efendimiz hakkında bilgiler vermiştir.

Erzurum’da ki Sahabe Efendilerimiz hakkında bilgi veren bir diğer bilim adamımız ise İ.H. KONYALI’ dır. Abideleri ve Kitabeleri ile Erzurum Tarihi isimli kitabının 382. Sayfasında kendi istekleriyle Müslüman olan Theodosiopolis’lilere İslamiyet’i öğretmek için görevlendirilen on Sahabe Efendimizin isimlerini zikretmiştir. Bu Sahabe efendilerimizin isimleri şöyledir.

Ravaha İbn-i Abdullah

Salamat- İbn-i Adiy

Merkal İbn-i Eku

İbn-i Huveyl

Cerir İbn-i Said

Abdullah İbn-i Sadre

Sehl İbn-i Sa’ad

Musa’b İbn-i Sabit

Hazim İbn-i Muammer

Ebu Numeyr İbn-i Beşşar

ERZURUM’DA SAHABİ KABİRLERİ

Erzurum’da Sahabe ve evliyalar tarihi ve kabirleri üzerine ciddi çalışmaları olan merhum Abdurrezzak Türk Sahabe kiram efendilerimize ait kabirlerin nasıl anlaşılacağı konusunda şu bilgileri vermektedir.” Müslümanlar buraları aldıktan sonra uzun süre ellerinde tutamadılar. Burası yakıldı, yıkıldı yeniden yapılandırıldı bu nedenle ilk yıllarda buralarda ölen kişilere ait mezarların ve isimlerin kayıp olmasını normal karşılamak gerekir. O dönemde burada vefat eden sahabe kabirlerinin yerinin bilinmemesini de normal kabul etmek gerekir. Sadece halk arasında dolaşan rivayetlerde Sahabe kabirlerinin diğer kabirlerden ayırt edilebilmesi için Sahabe efendilerimizin kabirlerine Ayet el Kürsi işlenmiştir denilmektedir. Bu rivayetin doğruluğunu Emekli Müftü ve vaaz Hacı Halis Emek ve Hacı Mehmed Kırkıncı Hoca efendide doğrulamıştır.”

Abdurrezak TÜRK yapmış olduğu araştırmalar neticesinde tespit etmiş olduğu Ayet el Kürsi işli kabirler hakkında şu bilgileri vermiştir.

Narmanlı Mahallesi Dere Sokakta çevresi evlerle sarılmış, mahruti kısmının bir bölümü yıkılmış çukurda kalmış olan ve Ahi Toman Baba Kümbeti olarak bilinen dört kabirden büyük sanduka üzerine Ayet el Kürsi işlenmiştir. Bu Sahabe kabridir.

Kars Kapı Caddesinde, Çifte Kardeşler kabristanından yüz metre doğu tarafı, caddenin sol tarafında çevresi taşa duvarla çevrili olan ve ahalinin Öksürük Baba, Tükürük Nene gibi isim taktıkları iki kabrin sandukalarının dört tarafına nefis bir sülüs ile Ayet el Kürsi işlenmiştir.

Pasinler Avnik Kalesi yakınlarında çevresi Ayet El Kürsi yazılı sanduka mevcuttur.

Şehrimizin yakın tarihine kadar ulaşan sahabe efendilerimize ait kabirlerden altı tanesi Havuz başı, Kongre anıtı çevre alanında, bir tanesi eski tekel şimdiki KUDAKA binası bahçesinde, bir tanesi eski Emirgan çay bahçesi bugünkü özel idare binasının yerinde imiş. Bunların nereye nakledildiği şu anda meçhul durumdadır. Bu kabirlerin sahiplerinin Konyalı tarafınca zikredilen Sahabe Efendilerimize ait olduğu düşünülmektedir.

HALK ARASINDA SAHABİ KABRİ OLARAK KABUL EDİLEN VE ZİYARET EDİLEN KABİRLER

Güzel Baba: Kara Köprünün Kırk kaya Köyünün doğusuna düşen bir tepe üzerinde, beş metre uzunluğundaki kabir.

Seyit Ömer Halil: Kara Köprü, Erence Köyünün Kuzey batısında kesme taşlarla yapılmış olan mezarın Peygamber Efendimizin sakası olduğu söylenen Ömer Halil adlı Sahabeye ait olduğu söylenmiştir

Arap Baba: Tekman ilçesinin Kalaycı Mahallesinde muhafaza duvarları içine alınmış bir kabirdir.

Sadi Vakkas: Uzundere sınırları içerisinde yer alan ziyaret tepesindeki kabirdir.

Eski Mezarlar: Pasinler İlçemizde Alvar Mahallesindeki kabirlerdir.

Ebul Fettah Fanisi: Gölbaşı semtinde Nene Hatun Caddesi üzerinde yer almaktadır. Gazi ilkokulunun tam yanındaki kabirdir. Bu zatın İslam Ordularıyla geldiği ve Abdurrahman Gazinin silah arkadaşı olduğu söylenmektedir.

ABDURRAHMAN GAZİ HAZRETLERİ:

Palandöken dağının Doğu yamaçlarında bulunan türbede Metfun olan sahabedir. Ömer Nasuhi Bilmene göre Bu kişinin Sahabe olduğunda şüphe yoktur. Bir rivayete göre Hz. Ebu Bekir’in bir rivayete göre ise Cenabı Rebii’nin oğludur. Erzurum’a geliş sebebi ve ölüm hadisesi hakkında farklı iki rivayet vardır.

İlk rivayete göre İslam Orduları ile birlikte cihat etmek amacıyla gelmiş ve bir savaş esnasında ise kafası kesilmiştir. Kesik başını koltuk altına alarak bir süre daha savaşmış ve bu durumu gören bir kadının hele şu gaziye bakın kelle koltukta savaşıyor demesiyle birlikte şimdi kabrinin bulunduğu yere düştüğü ve burada defnedildiğidir.

İkinci rivayette ise Abdurrahman Gazinin bir cilt hastalığına yakalandığı ve tabiplerin soğuk iklimi olan bir yere yerleşmesini tavsiyesi üzerine Erzurum’a gelip yerleştiği ve rahatsızlığından dolayı vefat ettiğidir.

Abdurrahman Gazi Hazretlerine ilişkin bir diğer rivayet ise şöyle denilmektedir. İslam orduları Erzurum’u fethettikten sonra vakit namazlarında komutanın arkasında saf bağlar, bir defasında komutan kıraate hata yapar. Namazdan sonra Abdurrahman Gazi kıraatte hata olduğu itirazında bulunur. Komutan ise doğru okuduğunu iddia eder. İhtilaf büyür ve çözemezler. Meseleyi Medine deki halifeye yazarlar. Gönderdikleri haberci belli bir süre sonra gelir ve Abdurrahman Gazinin itirazında haklı olduğunu söyler. Abdurrahman Gazi iki elini semaya açarak dua eder ve “Ya Rabbi bugün olduğu gibi bundan sonrada kıyamete dek bu şehre tüm haksızlıkları ve hataları düzeltecek İsyan ahlakı ver diye dua eder.

Rabbim bütün sahabe kiram efendilerimize rahmet etsin ve bizleri onların şefaatine nail eylesin

M. Kerim AKBAŞ

Share this content:

Erzurum Araştırmaları