ANKARA’DA BİR ERZURUM SEVDALISI

ANKARA’DA BİR ERZURUM SEVDALISI

Uzun yıllar maliye bürokrasisinde ve Sayıştay’da üst düzeyde görevlerde bulunmuş ve bu zorlu görevlerini sürdürürken Ankara’da oturan Erzurumluları bir araya toplamak ve onlarla danışarak Erzurum ve Erzurumlunun karşılaştığı sorunlara çözüm bulmak amacıyla kısa adı ESAV olan Erzurum İktisadı, Sosyal, Araştırma ve Yardımlaşma Vakfının kurulmasına öncülük eden kurucu başkanı ve aynı zamanda şimdiki başkanı olan Veysel Karani Aksungur ile röportaj yapacağız.

Eren Ceylan Başkanım bizi kırmayarak röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz.

Veysel Karani Aksungur: Ankara’mıza ve Vakfımıza hoş geldiniz. Derginizde bizi konuk ettiğiniz için ben teşekkür ederim.

Başkanım röportajların geleneksel bir açılış sorusu vardır. Bizde bu geleneği bozmadan size aynı soruyu soralım Veysel Karani Aksungur kimdir? Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

1960 yılında Erzurum’da doğdum. Ancak Erzurum’a doyamadan ailemin ekonomik nedenlerle almış olduğu karar doğrultusunda 1968 yılında yerleşmiş olduğu Kırşehir’de yetiştim, büyüdüm. İlk Orta ve Lise eğitimimi Kırşehir’de tamamladım. 1979 yılında Kırşehir Kültür Müdürlüğünde Memuriyete başladım bundan iki yıl sonra 1981 yılında Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisinden mezun oldum. Yani öğrenciliği ve memurluğu bir arada yürüttüm. 1984 yılında Maliye Bakanlığının açmış olduğu Gelirler Kontrollük sınavını kazandım ve çok sevmiş olduğum Maliye teşkilatında Stajyer Gelirler Kontrolörü olarak göreve başladım. Bundan tam on yıl sonra yani 1994 yılında Baş kontrolör olarak atandım ve aynı yıl Gelirler Genel Müdürlüğünde Daire Başkanlığı görevine getirildim. 2003 yılında Gelirler Genel Müdür Yardımcılığına vekaleten görevlendirildim. Gelir İdaresi Başkanlığında Daire Başkanlığı yaptım bu sırada Mahalli İdare Gelirleri Kanunu Tasarısı Taslağı Çalışma Grubu”nda yer alarak “İl Özel İdaresi ve Belediye Kanunu Tasarısı Taslağı”nın hazırlanmasında aktif görev üstlendim. 2015 yılında Sayıştay Savcısı olarak atandım ve bu görevden kendi isteğimle 2018 yılında emekliye ayrıldım. Şu anda kendi ofisimde Yeminli Mali Müşavirlik yapıyorum. Ayrıca 1997 yılında kuruculuğuna öncülük ettiğim ve o tarihten beri yani 24 yıldır aralıksız olarak başkanlık görevini sürdürdüğüm ESAV Vakfımızın faaliyetlerine devam ediyorum. Evli ve dört çocuk babasıyım.

Başkanım Bize biraz ESAV hakkında bilgi verir misiniz?

Evet! Yukarıda da değindiğim gibi vakfın 1997 yılında kurulmasına öncülük ettim ve o tarihten beri aralıksız ve rakipsiz olarak 24 yıldır başkanlık görevini yürütüyorum. Burada bana olan itimatları ve desteklerinden dolayı tüm vakıf üyelerimize ve arkadaşlarımıza teşekkürü bir borç biliyorum. Vakfımız yardım yapan ve kültürel faaliyette bulunmanın ötesinde memleketimize, Erzurum’a katkı sağlayacağına, hizmet edeceğine inandığımız, insanımıza faydalı olacağını gördüğümüz insanların arkasında da durmaya ve onları desteklemeye de çalışıyor. Vakfımız Ankara içinde ve dışında şubeleri ve temsilcilikleri olan bir vakıftır. Sivil Toplum dayanışmasına önem vermekteyiz. 60 civarında Erzurum ile ilgili dernek ve vakıflarla birlikte hareket etmekteyiz. Vakfımızın merkez ve şubeleri olduğu İçin normal bir federasyondan daha güçlü bir bünyeye sahiptir. Faydalı gördüğü insanların yanında durarak. Takdir edilen insanları destekliyoruz. Vakfımız sadece merkezi olan bir vakıf değildir. Ülkemizde Ankara içinde ve dışında şubeleri ve merkezleri olan istisnai bir vakıftır. Konya, Kırşehir, Akhisar, Çanakkale illerinde ve Ankara’nın Etimesgut, Sincan, Keçiören, Altındağ, Mamak ve Çubuk ilçelerinde şube ve merkezlerimiz var. Hepsi devamlı olarak açıktır. Bu şubelerin ve merkezlerin hepsinin kadın kolları ve gençlik kolları da var. Hepsi de faal durumdadır. Ankara’da yaşayan Erzurumluların çoğu vakfımıza gidip gelmekteler.  Her hangi bir sebepten dolayı Ankara’ya gelen Erzurumluların büyük bir kısmı vakfımıza uğramaktalar.Esav,Ankara’da Hemşehrilerimizin evi gibi bir işlevi görmektedir. Bu tabi bizim için büyük bir onur kaynağıdır.

Başkanım Vakfınızın faaliyetleri nelerdir? Bu faaliyetleri sürdürürken nelere dikkat ediyorsunuz?

Faaliyet yaparken öncelikler listesi belirledik ve tüm faaliyetlerimizi bu öncelikler üzerinde yürütmeye dikkat ettik. Bu faaliyetleri madde madde sıralarsak şunları söyleyebiliriz.

İlk sırada kültürel faaliyetlere ağırlık veriyor ve Erzurum kültürünü öne çıkarıyoruz. Halk müziği, Âşıklar şöleni, kitap, dergi, halk oyunları ve yemek kültürünü ön plana çıkarıyoruz. Ankara’da yemek yarışmaları düzenleniyor, biz çoğu zaman birinci olabiliyoruz. Kültürel faaliyetler sırasında Erzurum merkez kültürünü öne alıyoruz. Bar kursları veriyoruz. Aynı anda 3 bar ekibi çıkarabiliyoruz. Düğünlerde, sünnetlerde, açılış ve törenlerde bar ekibi taleplerini karşılıyoruz. 60’a yakın düğün ve açılış töreni yapan Erzurumlu müzisyen ekibi var. Ankara’da Erzurum’un düşman işgalinden kurtuluşunu kutladığımız ve büyük geceler yaptığımız gibi Ankara’nın ilçelerinde de geceler düzenliyoruz.

Kültürümüz kadar Erzurum insanlarını da ön plana çıkarıyoruz. Kültürde, ilimde, sanatta, bürokraside, iş hayatında ve siyasette destekleyip öne çıkarma tanıtma gayretindeyiz.

Erzurumlu iş adamı, bürokrat, siyasetçi ve sanatçıları birbirleriile tanıştırıyoruz. Bunların yardımlaşma ve dayanışma içinde olmalarını sağlıyoruz. Ayrıca buradaki amacımızdan biri de yatırımcıları Erzurum’a doğru yönlendirmek. Tabi bunu yaparken güçlü bir Erzurum lobisine ihtiyaç var ve güçlü bir lobi için siyasette, bürokraside ve ekonomide Erzurumluların iyi yerlerde olması lazım.Erzurum Milletvekilleri ve Erzurum Belediye Başkanları ile devamlı irtibat halindeyiz. Programlarımıza devamlı olarak katılırlar, maddi ve manevi desteklerini devamlı yanımızda görürüz.

İnsanların iş bulmasına ve kariyer yapmasına yardımcı oluyoruz. Seminerler ve kurslar düzenliyoruz. Erzurum’da genç istihdama yönelik Avrupa Birliği projesi yaptık. Erzurumlu yatırımcı ve iş adamlarına Ankara’da rehberlik yapıyoruz. Vakfımızda pandemi den önce Erzurumlu öğretim üyeleri, bürokratlar ve iş adamlarına konferanslar verdirdik.

Öğrenim gören öğrencilere çeşitli destekler veriyoruz. Böylece hem evlatlarımızın ailelerine yük olmadan iyi bir eğitim almalarına katkı sağlıyoruz. Hem de bu gençleri bir çatı altında Erzurum menfaatine hizmet edecek bilince ulaşmalarını sağlamaya yönelik bir adım atmış oluyoruz. Gelecek gençlerin ve biz bu gençlerimizi ileride iyi bir yerlere gelmesine yardımcı olarak Erzurum için güçlü bir siyasi, bürokratik ve ekonomik lobi oluşmasına zemin hazırlıyoruz.

Geceler, şenlikler, iftarlar, çaylar gibi organizasyonlar düzenliyoruz. Öyle geceler yaptık ki 5 bin kişiye ulaştı. Bunları televizyonda canlı yayınladık. Doğu TV, Kon TV, Kaçkar TV kanallarından canlı yayınlar yaptık. 2000-3000 kişiyle yayla şenlikleri yaptık. Erzurum tanıtım günlerini düzenledik.

Son olarak bütün bu faaliyetlerimizi, amaçlarımızı ve Erzurum’umuzu  tanıtacak şekilde bülten, dergi, radyo ve televizyon gibi çeşitli yayınlar yapıyoruz.

Tabi burada şunu da ifade etmek isterim bütün bu faaliyetlerin yanı sıra kadın ve gençlik kollarımızın da düzenledikleri ayrı ayrı faaliyetler var.

Veysel Bey, diğer sivil toplum kuruluşları ile diyaloglarınız nasıl onlarla işbirliği yaptığınız veya ortaklaşa yaptığınız faaliyetler var mı?

Elimizden geldiği kadar Sivil Toplum örgütleri ile işbirliği yapmaya, diyalog içerisinde olmaya gayret ediyoruz. Ankara ve özelliklede Ankara dışındaki Erzurum sivil toplum örgütleri ile sıkı bir diyalog halindeyiz. Vakfımız 60 civarında Erzurum ile ilgili dernek ve vakıflarla birlikte hareket ediyor. Bu açıdan baktığımız zaman normal bir dernek federasyonundan daha güçlü bir vakıf. Erzurum’da Er-Vak tarafından yapılan “Sultan Sekisi” toplantılarına katıldık. Bazılarını beraber yaptık.

Başkanım Ankara’daki Erzurumlular hakkında neler söylersiniz?

Ankara’da şuanda 300 bin Erzurumlu yaşıyor. İsmi Erzurum olan iki tane mahalle var. Bir tanesi Cebeci diğeri ise Balgat’taki Cevizlidere bulunmaktadır.Çoğu Erzurumlunun bir birleriyle iletişimi var. Hemen hemen her ilçede 5000 kişiyle geceler düzenliyoruz. Dernekler de ayrı faaliyetler yapıyorlar. Onların geceleri de 3000 kişiyi buluyor. Şenliklerdeki ve gecelerdeki bu denli yoğun katılım Ankara’daki Erzurumluların diyalog ve hemşerilik bilincinin bir göstergesidir. Ankara’nın her ilçesinde Belediye meclis üyesi, belediyelerde aktif görev alan,partilerin il ve ilçe teşkilatlarında görevli Erzurumlular vardır. Geçmiş dönemde Ankara’da Erzurum kökenli çok milletvekili olmuştur. Şu anda da Erzurumlu Orhan Yeğin isimli bir Ankara milletvekilimiz var.
Başkanım Dadaş ve Dadaşlık üzerine görüşleriniz nedir?
Erzurum denilince aklımıza dik duruş geliyor. Dadaş kelime itibarıyla ağabeyi, genel itibarıyla Önder ve koruyucu duruşu ifade etse de toplum neznindeki asıl vurgusu yanlışa karşı dik duruş şeklinde algılanıp ifade edilmektedir. Bundan dolayı olacak ki Erzurum ekonomik, sosyal ve kültürel olarak güvenli bir şehirdir. Orada her şeyden emin olunur. Sükûnet huzur bulunan bir yerdir. Orada kendini özgür hissedersin. Allah’a daha yakın olduğunu hissedersin. Adeta kainatla bütünleşirsin.
Başkanım son olarak Erzurum’un gelişmesi ve kalkınması için kısa bir değerlendirmenizi alabilir miyim?
Erzurumlular genel olarak vatan, millet ve maneviyatı öncelediği için bireysel anlamdaki lobi faaliyeti istenen düzeyde değildir. Ancak bu yok anlamını taşımamaktadır. Yeterli olmasa da lobi faaliyetlerimiz devamlı olarak yapılmaktadır. Biz maddi ve manevi kalkınmanın birlikte olmasını düşünüyoruz. Bu anlamda hemşehrilerimizin maddi olarak gelişmesini sağlamaya çalışırken manevi ve kültürel anlamda da gelişmesini önceliyoruz. Erzurum dışarıdan sermaye ve bilgi birikimine açık olmalıdır. Son yıllarda kış turizmi, sağlık turizmi, ikinci üniversite ile eğitim merkezi önemli adımlardandır. Tarım, hayvancılık, yayla turizminin yanında sanayinin de öne çıkması Erzurum’un kalkınması için öncelikli unsurlarıdandır. Bu çerçevede dışarıdaki Erzurumluların Erzurum’a yönelik yatırımlarını teşvik etmek ve desteklemek gerekmektedir.

B[corner-ad id=”1″]iz bu konuda elimizden geleni yapıyoruz. Erzurum, kamuoyunda dış desteklerin yeterli olmadığı şeklinde bir algı vardır. Bu algının Erzurum’a faydası yoktur. Dışarıdan sağlanacak en küçük katkı dahil önemlidir. Tüm kurumların bu yönde çaba sarf etmesi gerekmektedir. Biz balık vermeyi değil balık tutmayı öne çıkarıp insanların kişilikli bir birey olarak toplumda yer almasını ve geleceğini kurmasını sağlamaya çalışıyoruz. Çünkü kişiliği gelişmiş bir insan toplumda yerini alabilir. Bu kişilikli insan iletişim kurabilir, kendisini ve çevresini geliştirebilir.                                                                                                                                                                Röportaj:Eren CEYLAN

Share this content:

ERZURUMLULAR Röportajlar