ERZURUM ŞEHİR COĞRAFYASI

ERZURUM ŞEHİR COĞRAFYASI

ERZURUM ŞEHİR COĞRAFYASI

ŞEHİRLEŞME AÇISINDAN DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN İLK VE

EN ÖNEMLİ UNSUR ŞEHİR COĞRAFYASIDIR.

 

TOPOGRAFİK ÖZELLİKLERİ

Erzurum Türkiye haritasında Doğu Anadolu bölgesinde, Erzurum- Kars bölümünde 40o 15’ -42o 35’ doğu boylamları 400 57’ – 39o 10’ kuzey enlemleri arasında uzanan ve kendi adını taşıyan 825 Km2 lik bir ovanın güneydoğu kısmında yer almaktadır. Bir başka ifadeyle şehrin turizm merkezi olması planlanan Palandöken Dağlarının kuzey yamaçlarında birikinti yelpazesi üzerinde 1890 metre rakımlı bir tepenin üzerinde kurulmuştur. Erzurum şehir koordinatları ise 39° 54′ kuzey enlemi ile 41° 16′ doğu boylamı arasındadır. Zaman içerisinde şehir çevresinde yayılmaya başlamış ve 2892 km2 lik bir alana genişlemiştir. Bu genişleme neticesinde şehir güneyde yer alan palandöken dağlarının tepelik alanları ile batı ve kuzey kesiminde yer alan ova arazisine doğru büyümüştür. (Erzurum Büyükşehir Belediyesi internet sitesinden alınmıştır.) Bunun neticesinde Erzurum şehrinin rakımı 1730 metre ile 2100 metre arasında değişmektedir. Ortalama yükseklik 1915 metre civarındadır. Rakımındaki bu yükseklik nedeniyle şehir iklimi sert karasal özellik sergilemektedir. Prof. Dr. Hayati Doğanay Erzurum şehrini bu özelliğinden dolayı “kuzey ılıman kuşakta yer alan soğuk kuşak kentleri arasında en yüksek rakımda kurulmuş olan en büyük kenttir.” Şeklinde tanımlamıştır.

İKLİM VE HAVA KALİTESİ ÖZELLİKLERİ

Erzurum her şeyden önce kış mevsiminin çok uzun sürdüğü bir şehirdir. Buna ilişkin aşağıdaki açıklayıcı bilgi oldukça önemlidir. Erzurum’da yıllık ortalama sıcaklık 5,9C0 dir. En düşük ortalama sıcaklık ocak Ayında -8C0 civarında iken en yüksek sıcaklık ortalaması Ağustos ayında 19C0 civarıdır. Erzurum’da günlük ortalama sıcaklıklara göre mevsimlerin süresi ve başlangıç bitiş günleri şöyledir; ilkbahar; 9 Mayıs – 22 Temmuz arasında 75 gün (2,5 ay), yaz; 23 Temmuz – 12 Ağustos arası 21 gün, sonbahar; 13 Ağustos – 6 Ekim arasında 35 gün, Kış; 7 Ekim – 8 Mayıs arasında 215 gün ( 7 ay) sürmektedir. Şehirde kış mevsiminde yağışlar kar şeklinde düşmektedir. Ancak yıllık ortalama yağışlar dikkate alındığı zaman en az yağışlı geçen mevsim kış ayıdır. Erzurum’da kar yağışlı gün sayısı ortalama 50 iken karın yerde kalma gün sayısı 112 gündür. Don gün sayısı ise 171 gündür. Erzurum yılda ortalama 411 mm oranında yağış almaktadır. Almış olduğu yağışın 69,87 mm kar şeklindedir. Yağış içerisinde kar miktarının düşük olması Erzurum için çok büyük bir şanstır. (Kaynak kişi Prof. Dr. Saliha KODAY.)

Tabi ki iklimin bu denli zor olması başta ısınma ve hava kirliliği, sosyal aktivitelerin kapalı alanlarla sınırlanması, ekonomik ve inşaat faaliyetlerinin zorlaşması, yaya ve trafik akışının sağlıklı ve düzenli olarak sağlanmasının zorlaştırılması gibi birçok alanda olumsuz etkilere yol açmıştır.

Palandöken Dağlarının kuzey yamaçlarında kurulan şehrin güney semtleri ile ovaya doğru genişleyen batı ve kuzey kesimleri arasında ciddi bir bakı farkı bulunmaktadır. Bu özellikle sıcaklık farkı, hâkim rüzgâr yönü, yağış tipi, buzlanma süresi gibi birçok farklılıklara yol açmaktadır. Normalde şehirde ısınma ihtiyacının his edildiği süre 8 ay (230 gün) civarıdır. Özellikle ilkbahar ve sonbahar dönemlerinde yanma süresinde bu farklılık kendini his ettirmektedir. Şehrin güney kısmında yer alan Palandöken Dağlarının kuzey yamaçlarına daha yakın olan yıldız kent, kayak yolu, Yenişehir semtlerinde 2000 metrelik rakımları ve dağ esintilerinden dolayı olumsuz hava koşulları kendini daha çok his ettirmektedir. Buradaki ısınma süresi ortalama olarak şehrin diğer bölgelerine göre 15 gün ile bir ay daha fazla uzanmaktadır. Şehrin kuzey ve batı kısımlarında yer alan (Dadaşkent, Gez Köy, İstasyon, Şükrü Paşa, Sanayi semtleri ve Dumlu da ise 1700 ve 1800 metrelik rakımlarından dolayı ısınma ihtiyaç his edilen günleri daha azdır. Dumlu yanma süresinin kısalığı ve ısıtma kolaylığı nedeniyle ovada yer alan en şanslı yerleşkedir. Çünkü Dumlu güneş ışınlarını alma süresi ve açısı nedeniyle çok uygun bir konumda yer almaktadır.(Kaynak kişi Doç. Dr. Zeki KODAY) Palandöken Dağlarının kuzey yamaçlarında kurulan şehrin güney semtleri ile ovaya doğru genişleyen batı ve kuzey kesimleri arasında ciddi bir bakı farkı bulunmaktadır. Bu özellikle sıcaklık farkı, hâkim rüzgâr yönü, yağış tipi, buzlanma süresi gibi birçok farklılıklara yol açmaktadır. Isınma açısından en elverişsiz yerler Kayakyolu ve Yıldız kent iken en elverişli yer Dumlu mahallesidir.

Erzurum ikliminden kaynaklanan yanma süresinin uzunluğu nedeniyle ciddi bir hava kirliliği tehdidi ile karşı karşıya kalmaktadır. Özellikle hava şartlarının – 30 ile -40 C0 arasında olduğu Aralık, Ocak, Şubat ayları hava kirliliğinin en çok his edildiği dönem olmaktadır. Bu aylar tam gün ısınma ihtiyacının his edildiği aylar olmaktadır. Bu dönemde ısınma ihtiyacının çok his edilmesinin nedeni havada artan yüksek basıncın ışıma olayına sebebiyet vererek ayaz olarak adlandırılan kuru soğukları artırmasıdır. Isınma ihtiyacındaki artışın yanı sıra, yağış miktarındaki azlık ve hâkim rüzgârların yönündeki terslikler ve gücünün zayıflığı da hava kirliliğine etkili olmaktadır.

Fotoğraf 3d ajansa aittir

Şehir üzerinde biriken kirli havayı ova dışına taşıyacak kadar güçlü hava akımlarının olmaması hava kalitesini düşürmekte ve yerleşim açısından büyük bir sıkıntıya sebep vermektedir. Hâkim rüzgâr hızlarının düşük olması ve rüzgâr yönünün hava çıkış koridorları ile ters yönlü olması büyük bir talihsizlik olarak karşımızda durmaktadır. Kış aylarında şehirde en hızlı esen rüzgârın güney (güney doğu ve güney batı) yönlü olması ve hava çıkış koridorları ile ters olması ve Kuzey Batı Kuzey yönlü rüzgârların ise esme hızının düşük olması nedeniyle hava kirliliğini azaltma etkisi olmamaktadır. Erzurum da cadde ve sokaklarının doğrultusunun hâkim rüzgâr yönlerine uygun olmaması, 8 ve daha fazla katlı konutların çoğalması, motorlu taşıt trafiğini kısıtlayıcı tedbirlerin alınmaması, fosil kaynaklı yakıt tüketiminin azaltılmaması Erzurum hava kalitesini düşüren ciddi şehircilik problemleridir. Şehirde yaşam kalitesini düşüren en büyük sorun hava kirliliğini artıran bir inversiyon alanının var olmasıdır. Az rüzgârlı, nemli ve yağışsız bir hava, yüksek yer radyasyonu ile kaynaklanan bu alan Atmosferin aşağı tabakalarında gerçekleşerek soğuk hava katmanının daha yukarıdaki sıcak hava katmanı tarafından tutularak hava kirliliğini artırmaktadır. Özellikle soğuk havalarda motorlu taşıtların trafiğe çıkmasına ilişkin sınırlamaların konulması ve doğalgaza geçilmesi bu inversiyon alanının etkilerini azaltacaktır.

Erzurum’da hava kalitesi en yüksek olan bölgeleri Atatürk Üniversitesi kampüsü, otobüs eski terminali civarı iken hava kalitesi en düşük olan bölgeler ise Cumhuriyet Caddesi, Gez Mahallesi, Gürcükapı ve yakın çevreleridir.

Erzurum iklimi nedeniyle ağaç çeşitliliği az olmaktadır. Sarıçam, huş, akça ağaç, karakavak, diş budak, akkavak ve akasya ağaçları Erzurum iklimine en uygun olan ağaç türleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Buna karşı otsu ve endermik bitki türü fazladır

Erzurum yaz sıcaklıklarının düşük seyretmesi nedeniyle yayla özelliğine sahiptir. Nem oranının düşük olması nedeniyle his edilen sıcaklığı daha da aşağı çekmektedir. Özellikle Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında yaşam kalitesini hava açısından artırmaktadır.

Google Earth Erzurum uydu görüntüsü

 ZEMİN ÖZELLİKLERİ

Erzurum, tektonik hareketler nedeniyle içinde kurulmuş olduğu ovanın çöktüğü ve etrafındaki dağların yükseldiği ve bu sırada tabanı gölle kaplanan ve daha sonra bataklığa dönen bu yüzden taban seviyesinde su altı rezervi yüksek olan bir alandır.

Erzurum çevresi çok sayıda aktif faylardan oluşmaktadır. Bunlar kaba hatlarıyla Palandöken ve Dumlu Fay Zonları olarak anılan iki önemli kuşak halindedir.

Palandöken Dağlarının volkanik oluşum olması nedeniyle zemininde yer yer bazalt kayalıklara rastlanılmaktadır. Ovanın merkezini işgal eden ve daha sonra bataklık haline gelen göl yüzünden kireçtaşı, kum ve çakıl birikintileri oluşmuştur. Bunun haricinde kil ve killi toprak yapısı da oluşmaktadır Buda birçok yerde birikinti yelpazesinin oluşmasına neden olmuştur. Ova bu özelliklerinden dolayı hafif eğimli bir özelliğe sahiptir. Dumlu ve Ilıca arasında bu eğim binde 0,7 dir.

Erzurum şehrinin eski yerleşim yeri olan kale ve çevresi volkanik kayalardan (bazalt) oluşmaktadır. Zemini en sağlam ve taşıma kapasitesi en yüksek olan yer kale ve çevresidir. Bundan dolayı şehrin ilk kurulduğu yer yerleşmeye çok elverişlidir. Yenişehir semti içerisinde bulunan Kiremitlik Tepe ise Kaba Çakıllı Alüvyon ve volkanik tortuldan oluşan istif(gelin kaya formasyonu) ile yerleşmeye elverişli olsa da eğimli bir topografya ve fay hatları nedeniyle binaların dikkatli yapılması gereklidir. Yenişehir Yıldızkent ve Yunusemre semtleri ise kaba kum ve çakıl ile alüvyon tabanlı birikinti yelpazesi üzerine kuruludur. Buradaki binaların 2 ile 2,5 metre derinlikte yer alan ve tabi dolgu malzemesi niteliğinde olan kaba çakıllı katmanlar içerisinde yer alması gereklidir. Atatürk Üniversitesi kampüs sahası, sanayi mahallesi ve tren istasyon garı civarında ise kum, kumlu çakıl ve alüvyon malzemeler bulunmakta olup burada binanın temelinin tabi dolgu malzemesi niteliği taşıyan kaba çakıllı katmanlar içerisinde yer almalıdır. Şehrin kuzey noktasında yer alan Şükrüpaşa, Kazımkarabekir ve Dadaşköy civarları ise İnce taneli alüvyon ve akarsu yataklarında görülen malzeme temelli olup yerleşim açısından son derecede elverişsiz bir zemin oluşturmaktadır.

HİDROGRAFİK(SU) ÖZELLİKLERİ

Ova taban su seviyesinin yüksek olması, kil ve killi topraklardan dolayı zemin su ile doygun halde olup geçirgenliği çok alt seviyededir. Buna karşın dağ eteklerinden ovaya doğru uzanan birikinti alanlarındaki kalın ve kaba toprak örtüsü su geçirgenliğini artırmakta burada eriyen karlar ve yağan yağmurlar yüzeyden akmadan doğrudan yer altına inmekte ve şehrin merkezine doğru akmaktadır. Şehir merkezinde bulunan çeşmelerin kaynaklarını bu sular oluşturmaktadır. Ayrıca havza Karasu ve kollarının oluşturduğu yer üstü su rezervine de sahiptir. Şehir merkezinde yer alan ve şehrin kanalizasyon ağı olarak kullanılan şehir dereleri bugün Erzurum şehrinin ana artelini oluşturan caddelerin altında akmaktadır. Çaykara caddesi ve Saraybosna caddeleri bunlara örnektir.

SONUÇ

Erzurum iklim dezavantajına rağmen doğu batı uzantılı doğal yol güzergâhlarının kavşak noktasında olması nedeniyle önemli bir askeri ve ticari merkez olarak gelişmiş bir şehirdir. Yakutiye, Palandöken, Aziziye ilçeleri olmak üzere toplam üç merkeze ayrılan şehir ortalama olarak 2892 Km2 alana yayılmıştır. Bunlardan Yakutiye ilçesi aynı zamanda şehrin kadim merkezi olup bünyesinde birçok tarihi eseri barındırmaktadır. Şehrin en sağlam zemini bu ilçe merkezinde yer almaktadır. Volkanik temelli olan bazalt kayalardan oluşan bir zemin üzerinde kurulmuştur. Dağ Mahallesi ve Hilalkent çevresi de sağlam zeminlere sahip olan ve şehrin dikey büyümesi için elverişli olan zeminleri teşkil etmektedir. Kale ve çevresinden ovanın güney, kuzey ve batı kesimlerine doğru gittikçe zeminin taşıma kapasitesi zayıflamaktadır. Bundan dolayı şehrin bu kesimlerinde çok katlı yapılaşmaya sınırlama getirilmelidir. Kuzey kesimi zemin açısından şehrin en elverişsiz kesimi olmaktadır. Burada yerleşmenin sınırlanması özellikle çok katlı bina inşasına izin verilmemelidir.

Şehrin hava kalitesi açısından hâkim rüzgâr yönleri esas alınarak yeniden konumlandırılması ve bu hâkim rüzgârların esiş yönünde yüksek binaların yapılmasına engel olunmalıdır. Hava kalitesi açısından şehrin Gölbaşından daha aşağıya doğru kaymasına müsaade edilmemelidir.

Şehrin güney kesiminde yayılması özellikle yer altı su rezervlerini olumsuz bir şekilde etkilemekte şehrin merkezinde akan çeşmelerin hem su miktarını hem de su kalitesini olumsuz olarak etkilemektedir. Şehir mezarlıklarının güneyde yer alması ve birikinti yelpazesinin üzerinde olması nedeniyle yer altı su kalitelerini sağlık açısından olumsuz etkilemiştir. Güney kesiminde yerleşmenin artması ve mezarlıklar nedeniyle yer altı sularında nitrat oranı artmış su rezervi ve kalitesi olumsuz yönde etkilemiştir.

Bütün bu hususların dikkate alınarak Erzurum kentleşme stratejisi belirlenmeli ve şehir planlamasının buna göre yapılarak imar çalışmalarının sürdürülmesi gereklidir.

TEŞEKKÜR

Vermiş oldukları bilgiler ve desteklerinden dolayı Prof Dr. Saliha KODAY’a ve Doc.Dr Zeki KODAY’a teşekkür ederim.

KAYNAKÇA

İklim ve Hava kalitesi bölümünün hazırlanmasında; İbrahim KOPAR ve Murat ZENGİN tarafınca hazırlanan ve Türk Coğrafya Dergisinin 53. Sayısında yayınlanan Coğrafi Faktörlere Bağlı Olarak Erzurum Kentinde Hava Kalitesini Zamansal ve Mekânsal Değişiminin Belirlenmesi isimli makaleden istifade edilmiştir.

Zemin özellikleri bölümünün hazırlanmasında; Necmi YARBAŞI, Azer KADİROV, Salih BAYRAKTUTAN tarafınca hazırlanan ve Pamukkale Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Mühendislik Bilimleri Dergisinin 2004 tarihli 2. Sayısında yayınlanan; Erzurum Şehir Merkezi Batı Kesimi Jeoteknik Haritasında Kullanılan Kriterlerin İstatistiksel Analizi isimli makaleden istifade edilmiştir.

Hidrografik Su özellikleri bölümünün hazırlanmasında; İbrahim ATALAY tarafınca hazırlanan yayın tarihi ve yayınlandığı yer bilinmeyen Erzurum Ovası ve çevresinin Toprakları isimli makaleden istifade edilmiştir.

Ömer Yaşar Özgödek

Share this content:

Erzurum Araştırmaları