ERZURUM ŞEHRİ NEDEN ORTAYA ÇIKMIŞTIR

0
Dadaş ocakları

Dadaş ocakları

Şehirlerin tarihsel gelişimi aslında insanlığın tarihsel gelişimi ile başlamaktadır. Şehirlerin ortaya çıkışı insanların birlikte yaşama ve temel ihtiyaçlarını kolaylıkla sağlama arayışından doğmaktadır. Bu arayışları temele alan şehircilik uzmanları şehirlerin ortaya çıkması üzerine farklı teoriler öne sürmektedirler. Bunlardan en çok kabul görülenleri sırasıyla Hidrolik Teori, ekonomik teori, askeri teori, dini teoridir.

Biz bu çalışmamızda Erzurum şehrinin kurulmasında bu teorilerinden hangisinin geçerli olduğunu ya da Erzurum şehrinin kurulma nedenini incelemeye çalışacağız. Bunun için ilk önce şehirlerin kurulmasını açıklamaya yönelik teorilere kısaca göz attıktan sonra, Erzurum’un kurulduğu coğrafyasına kısa bir göz attıktan sonra Erzurum’un neden burada kurulduğuna yönelik fikrimizi sizlerle paylaşacağız.

ŞEHİRLERİN KURULMASINI AÇIKLAYAN TEORİLER

Hidrolik teori, şehirleşmeyi çevreyle ilgili özelliklere bağlı olarak açıklamaya çalışır. Bu teoriye göre şehrin kurulma kararı ve gelişmesi açısından önemli olan üç öğe vardır. Bunlardan ilki tarıma elverişli arazilerin olması, diğeri iklimin elverişli olması üçüncü ve son olanı ise su kaynaklarının zenginliği ve bu kaynaklara yakınlığıdır.

Ekonomik teori ise şehirleşmeyi pazar yeri olarak ele almaktadır. Bu teoriye göre şehirler değiş tokuş imkânına konu alan malların üretim imkânına göre ve bunların el değiştirme kolaylığını sağlayacak konumlarına göre kurulurlar. Değiş tokuş konusu olan malların taşınması için kullanılan yolların buluştuğu yerler şehirlerin kurulması ve gelişmesi için daha elverişlidir.

Askeri teori ise şehirlerin kurulması ve gelişmesini şehrin güç odağı olarak ele alıp inceler. Buna göre şehirlerin kurulması ve gelişmesi insanların savunma ihtiyacından doğmuştur. Tarımsal ve ticari olarak güçlenen insanların kendilerini dış tehlikelere karşı korumak amacıyla bir araya gelmesi ile şehirler kurulurlar ve savunmaya elverişli konumları ölçütünde gelişirler. Şehrin ticaret alanı olması, stratejik konumu vb. nedenlerden dolayı şehir bir güç odağı haline gelebilir.

Dini Teoriler ise şehri kutsal yer olarak ele almaktadır. Bu teoriye göre şehirler dini açıdan ele almaktadır. Şehirler dinler açısından önemli olan sembollerin etrafında kurulduklarını ve bu simgelerin dinler açısından önemi kadar şehrin gelişmesine katkı sağladığını savunur.

ERZURUM COĞRAFYASI

Erzurum Kafkasya ekoloji bölgesinin uzantısı olan bir bölgede Anadolu’nun Kafkasya ile buluştuğu doğudan batıya uzanan yol güzergahının üzerinde olan ve yaklaşık olarak yükseltisinin 1900 metre civarlarında olan 825 km2 büyüklüğünde bir ova üzerinde kuruludur. Bu ovanın doğal bitki örtüsünü bozkır ve çayırlar oluşturmaktadır. Alüvyal, çernozyum ve volkanik materyalden oluşan verimli toprak yapısına sahip olmakla beraber soğuk karasal iklim yapısı nedeniyle tahıl ve yem bitkisi haricinde ovada tarım yapılmamaktadır. Ancak ikliminin tarımı kısıtlayıcı bu özelliğine rağmen doğal art bölgesi içerisinde yer alan güney ve kuzey kesimlerinde farklı besin gruplarının yetiştirilmesine elverişli alanlar olması bu handikabını ortadan kaldırmıştır.

Erzurum ovasının tabanı sulaktır. Ovanın güney doğu kısmında palandöken dağları yer almakta olup buradan ovaya doğru uzanan irili ufaklı bir çok su kaynağı bulunmaktadır. Geçirmiş olduğu jeolojik aktiviteler sonucunda bu ovanın tabanı göllerden oluşmuştur. Ovanın tabanında su seviyesinin yüksek olması, çevredeki ekolojik zenginliği de artırmış ve bir çok av hayvanının barınmasına uygun ortam taşıyan bir bataklık haline dönmüştür. Görüldüğü gibi su ve gıda açısından Erzurum ovası yerleşim açısından elverişli bir konuma sahiptir. Ancak iklimin sertliği burada yaşam şartlarını zorlaştırmaktadır. Dolayısıyla burada bir şehrin kurulması için başka ek özelliklere ihtiyaç vardır.

Erzurum doğu batı uzantılı doğal bir yol hattının üzerindedir. Adeta bir boğaz özeliğini kazanmaktadır. İran, Kafkaslar, Anadolu üçgeninin en önemli geçiş güzergahıdır. Erzurum Anadolu içerisinde Çoruh havzası, Fırat havzası ve Aras havzasının bağlantı noktası iken aynı zamanda Kafkaslar üzerinden ve Hazar Gölünün güneyinden Orta Asya’yı, Basra körfezini Orta doğuyu İstanbul ile birleştiren en doğal yol güzergahlarının da birleşim noktası olmaktadır. Bu özelliği nedeniyle Erzurum bir yol kavşağı niteliğindedir ve yukarıda değindiğimiz gibi bölgeler arasında bir geçiş merkezidir. Bu özelliği nedeniyle Erzurum ekonomik işlevlerin yerine getirilmesini kolaylaştırıcı bir coğrafyaya sahiptir. Bu özelliğinden dolayı Erzurum adeta merkezi bir pazar konumundadır. Yani ulaşım avantajı aynı zamanda ticari avantajı olmuştur. Bundan dolayı Erzurum ekonomik bir merkezdir.

Erzurum ovasının ulaşım ve ticari avantajı ister istemez burayı bir askeri üs haline getirmiştir. Çünkü Erzurum gibi bir ulaşım merkezinin askeri önemi de çok yüksek olur. Erzurum her ne kadar bir çok yol güzergahını birleştirse de Kafkas ve İran üzerinden Anadolu’ya doğru ilerleyen askeri kuvvetlerin yayılma alanı sınırlıdır. Buna karşın Erzurum geçildikten sonra beş kol halinde Anadolu içinde ilerleme ve oradan diğer bölgelere yayılma imkanları artmaktadır. Bundan dolayı Erzurum kurulduğu tarihlerde Sasanilerle mücadele eden Doğu Roma için önemli bir garnizon kale özelliğine sahiptir.

Erzurum ovasının etrafının bataklık olması ve çevrede önceden kurulan yerleşim alanlarından edinilen tecrübelere dayanılarak şehir bugünkü kale etrafında kurulmuştur. Kalenin kurulmuş olduğu yatsı şekilli ve çevredeki diğer yükseltilere göre biraz daha alçak olan tepenin yerleşim yeri olarak seçilmesinde buranın o günkü koşullara göre kale yapımına elverişli olması, akan suların birleştiği ve bu nedenle su teminin daha kolay olması nedeniyle şehir merkezi olarak seçilmiştir. Bu tepe o günün askeri koşullarına göre etrafındaki diğer yükseltilerin menzillerinin dışında kalması ve ovaya giren düşmanların çok önceden görülmesini sağlayan bir yükseklikte olması nedeniyle kale yapımına oldukça elverişlidir.

Erzurum, Fırat ırmağının iki kolunun yani Aras ve Murat arasında yer alan bir bölgedir. Yani Fırat’ın kaynakları üzerinde yükselen bir medeniyet bölgesi içerisindedir. Bu bölgede Sümer medeniyeti varlığını bulmuş ve insanlığın ilk destanı olarak bilinen Gılgamış bu bölgede ortaya çıkmıştır. Fırat ve çevresi cennet ile ilişkilendirilerek dinler tarihinde yer almıştır.

ERZURUM NEDEN KURULMUŞTUR?

Erzurum coğrafyasına ilişkin yukarıda yapmış olduğumuz bu küçük analiz bize şunu göstermiştir ki Erzurum şehirlerin kurulmasına ilişkin teorilerin hemen hemen hepsine uymaktadır. İkliminin sert geçmesini bir yana bırakacak olursak su ve gıda temini açısından uygun bir konuma sahip olan Erzurum aynı zamanda sahip olduğu ulaşım merkezi olma özelliği nedeniyle hem ekonomik hem de askeri teoreme uygundur. Erzurum şehri dinsel teori açısından kurulması mümkün görülmemektedir. Ancak şehrin İslam ordularının fethi ve daha sonrada Türk egemenliğine girmesi ve şehrin ticari merkezi olması nedeniyle bir kültür şehri haline gelen Erzurum bir çok mutasavvıf ve din alimine ev sahipliği yapmış ve bu şehrin gelişmesine neden olmuştur. Bu açıdan baktığımız zaman Erzurum kurulma ve ilk dönem gelişmesi itibariyle dini teori ile açıklanabilmesi mümkün değilken daha sonra şehirde yetişen ve yaşayan Allah dostu olduğuna inanılan insanlar yüzünden şehrin gelişimi dini teori itibariyle de incelenebilir.

Özetlersek Erzurum Ovasının ulaşım özelliği, tahıl tarımına ve hayvancılığa uygunluğu nedeniyle yerleşme tarihi MÖ 4000 yıllara kadar dayanmaktadır. İnsanlığın tarıma ilk önce tahıl (Buğday, Arpa vb.) yetiştirerek başlandığı bilinmektedir. Doğal bitki örtüsünün bozkır ve çayır olması buranın hayvan yetiştiriciliğine de elverişli hale getirmiştir. Erzurum kurulduğu zaman bugünkü Karaz köyünün olduğu yerde yer alan Arsen şehrinin var olduğu unutulmamalıdır. O zamanki adıyla Theodopolis olan Erzurum şehrinin kurulmasının hem bu Arsen şehrinin korunmasına yardımcı olmak için hem de o zaman ki Sasani mücadelesinde Doğu Romalıların hududunu koruyan garnizonların barındığı bir kale olarak kurulması mümkün gözükmektedir. Şehrin kurulmasında uzun müsadere sürelerine dayanabilecek kadar su ve yiyecek teminin kolayca elde edilmesine elverişli bir yerde kurulmasına da dikkat edilmiştir. Şehir zaman içerisinde ulaşım özelliği nedeniyle ekonomik bir merkez haline gelmiştir.

Özetleyecek olursak Erzurum Ovasında ovanın ekolojik zenginliği nedeniyle kurulmuş olan ve daha sonra ovanın ulaşım özelliği nedeniyle büyüyüp gelişen Arsen şehrini ve Sasani hudutlarını korumak amacıyla kavşak özelliğe sahip olan ve savunulması kolay olan bir tepe üzerinde askeri amaçla Erzurum kurulmuştur. Ancak zaman içerisinde Arzen şehrinin yok edilmesi Erzurum şehrini ticaret merkezi haline getirmiş ve İslam medeniyetiyle tanışması ile dini değeri olan bir şehir haline de gelmiştir.

Araş.Yazar: Ömer Yaşar ÖZGÖDEK

Bir yanıt yazın