ERZURUM EĞİTİMİNDE
YÜZ YILLIK GELİŞMELER
Birinci Dünya Harbi sona erdiğinde seksen bin
nüfuslu şehirden geriye sekiz bin nüfus kalmış,
binaları yıkılmış ve geriye perişan bir Erzurum
kalmıştır. Bu yıkıntılar içinde Erzurum ilk eğitim
kurumuna 7 Ekim 1918 yılında Ebulhindili Cafer
Bey sermayesini vererek Süleyman Necati, Cevat
ve Sıtkı Dursunoğlu ve Mitat Beyin öğretmenliğini
yapacakları muhtelit(karma) 4 sınıflı Albayrak
Mektebini kurmasıyla başlamış, bunu Aşağı
Yoncalık Mahallesinde Gülşen-i Edep İnas
İptidaisi takip etmişti. 4-5 ve 6 yaşındaki kız ve
erkek çocukların kayıt olmaları 28 Aralık 1918
tarihinde başlatılmış, 30 Ağustos 1920 tarihli
Albayrak gazetesinde; “Albayrak, Gülşen-i Edep,
Hasani Basri, Vani Efendi” mekteplerinde birer
özel sınıf açılarak eğitime başlanacağı
duyurulmuştu. 12 Temmuz 1920’de Darulmuallim
müdürlüğüne Cevat Dursunoğlu tayin edilmiş,
iptida-i muallimlerinin derslere gelmesi istenmiş,
23 Ağustos 1920 tarihinde Darulmuallim
Müdürlüğünde yapılan ilanla Eylül ayında talebe
kaydına başlanacağı duyurulmuştu. 29 Kasım
1920 tarihinde Fetva Dairesinden yapılan bir
başka duyuruda Daru’l Hilafetil Aliye Erzurum
Medresesine talebe kaydedilerek Aralık ayından
itibaren İzhari Kısmına “cüz”i(az) okuryazar
olanların, iptida-i hariç kısmının birinci sınıfına
tahsil-i iptidaiyeyi ikmal etmiş olanların müracaat
etmeleri istenmiş, şehirde yeniden eğitim
faaliyetleri başlamıştı.
Kâzım Karabekir’in girişimiyle 24.5.1919 tarihinde
“Sanayi Mektebi”, 1 Ekim 1919 yılında Leyli Eytam
İptida-i Mektebi(yatılı yetimler okulu) , 21 Aralık
1919 da Ana Mektebi açıldı. 29. Alay Mektebi
veya İş Ocağı olarak derin izler bırakan
Firdevsoğlu Kışlasında 4 Mart 1920 günü
öğretime başladı. Nalbant Mektebi, Musiki
Mektebi, Ebelik Kursu, Dişçilik Kursu, Elektrik
Kursu, Ziraat Kursu hizmete başlayan eğitim
1923’de “Sultani, Darulmuallim, 5 İptida-i
Mektep, Daru’l Hilafetil Aliye ve Dar’ul Eytam”
mektepleri vardı. Sultani ismi kaldırılarak
öğrenim süresi 3 yıl orta ve 3 yıl lise olarak
belirtilenmiş ismi “Erzurum Erkek lisesi” olmuştu.
1923-24 eğitim yılında Darulmuallim ismi
değiştirilerek Muallim Mektebi olmuş, Tatbikat
sınıfında 36 gündüzlü öğrenci okurken birinci
devre sınıflarında 10 gündüzlü, 74 parasız toplam
120 öğrenci okumuş ikinci devre sınıfları için
öğrenci bulunamamıştı. Bunda savaş yıllarında
okulların kapalı olması, insanların geçim endişesi
gibi sebepler etkili olmuştu.
Daru’l Hilafetil Aliye İptida-i Hariç birinci sınıfında
56, ikinci sınıfında 14, üçüncü sınıfında 6 öğrenci
okumakta iken, İptida-i Dâhil birinci sınıfında 7,
ikinci sınıfında 4, son sınıfında öğrenci olmayıp
toplam 87 talebe eğitim almıştı. İl genelinde ilk
Mekteplerde 78 erkek, 9 kız ilkokulu açık, 8
okulda kapalıydı.
1925 yılında il genelinde çalışan öğretmenlerin
sayısı toplamda 186 muallime ulaşmış, “Gazi İlk
Mektebi” ve “Erzurum Kız Sanat Okulu” açılmış
bir yıl sonrada isim değiştirerek Kız Orta adını
almış, “Tevhid-i Tedrisat Kanunu” çıkarılınca
Daru’l Hilafetil Aliye Mektebi; İmam Hatip Okuluna
dönüştürülmüştü.
1925 yılında Müftü Solakzade’nin girişimiyle
Diyanet İşleri Başkanlığı 9 vilayette “Daru’l
Huffaz” (Hafız Mektebinin) kurulmasını
onaylamış, Sakıp Efendinin müdürlüğünü yaptığı
ve Hüseyin Efendinin hocalığını yaptığı bugünkü
anlamıyla “Kuran Kurusu” eğitim hayatına
başlamış, 1934 yılında bu kadroya Tabur İmamı
Hasan Uludağ hocada katılarak aralıksız devletin
kontrolünde hafız yetiştirmişlerdi. Sakıp Efendi
“Has”, Hüseyin Efendi “Ham” derslerini verirken
Hasan Efendi “Kıraat” derslerini vermişti.
1927-1928 öğretim yılında Mumcu Mahallesinde
Çağlayan İlk Mektebi açılmıştı. Şehir Yatı Mektebi,
Aşkale Yatı Mektebi, Tercan, İspir, Pasinler, Oltu’da
ilk mektepler açılmıştı.
1928 yılında harf inkılabı yapılmadan önce il
genelinde okuma bilenlerin oranı erkeklerde %
6.82, kadınlarda % 0.82 iken okuma yazma
bilmeyenlerin oranı erkeklerde % 93.18,
kadınlarda % 99.18 idi. Erzurum ortalaması 3.75
olurken okullaşma oranı ancak %5 düzeyinde idi.
Millet Mektepleri açtıkları A ve B kurslarında
okuma- yazma öğretmeye başladılar. 1928-29
öğretim yılında Erzurum genelinde 151, 1929-
30’da 168 kurs açılmış ilerleyen yıllarda bu sayı
artarak devam etmişti.
1929-1930 Eğitim ve Öğretim yılında özellikle
köylerde ilk mektep ve öğrenci sayısı artırılmaya
çalışılmış, şehir ve kasabalarda 14, köylerde 68
olmak üzere toplam 82 ilk mektep faaliyette idi.
Şehir merkezlerinde 3052, köylerde 3342 olmak
üzere toplam 6394 öğrenci eğitim almıştı. Yeterli
imkânların olmaması nedeniyle özellikle kırsak
kesimde çocuklar okumaktan mahrumdu.
1931-1932 öğretim yılında ilk mektep sayısı
82’den 101’e çıkmış buna kız ve erkek muallim
mekteplerinden mezun olup göreve başlayan
öğretmenlerin yanı sıra o yıllarda hizmete giren
yeni ilk mektep binaları etkili olmuştu. Bu yıl
içinde şehir merkezinde yeni yapılan binasında
eğitime başlayan Veyis Efendi İlk Mektebi
bulunuyordu.
1932-1933 öğretim yılında ilk mektep sayısı 101
den 104’e yükselmiş ancak öğretmen
yetersizliğinden 6 okul eğitime başlayamamış,
mektep sayısı 98’e gerilemişti. 23 Şubat 1934
yılında kurulan “Erzurum’da Halk Evi” faaliyete
başlamış, şubelerini oluşturmuş, üyelerinin büyük
bölümünü dönemin ilkokul öğretmenleri
oluşturmuştu. Halk Evi öğretmenlerin gayretleri
sonucu “halk dershaneleri ve kurslar şubesi “
faaliyete geçmiş, böylece okuma-yazma
seferberliği devam ettirilmişti.
1934-1935 öğretim yılına gelindiğinde, Erzurum
Erkek Lisesi karma hale getirilerek kız
öğrencilerin kaydı yapıldı. Merkez ilçede 8
köylerinde 21, Hasankalede 2, köylerinde 10,
Tortum merkezde 1, köylerinde 12, İspirde 10,
Oltu’da 12, Yusufeli’nde 11, Hınıs’ta 6, Tercan’da 5
ve Çat’ta 1 olmak üzere 97 ilkokul eğitim ve
öğretimine devam etmişti.
1937 yılında vilayet siyasi yapısı değişmiş Tercan
Erzincan’a, Yusufeli Artvin’e bağlanmış, Çat ilçe
seviyesinden Nahiye dercesine düşürülmüş,
Aşkale ise Nahiyeden İlçe seviyesine yükseltilmiş,
bunun sonucu şehirdeki okul sayılarında azalma
meydana gelmiş 80’e gerilemişti.
1939 yılı itibarıyla ilkokullarda 31 kadın, 175
erkek olmak üzere 206 öğretmen görev yapmıştı.
Vilayet umumi Meclisi her sene kültür bütçesine
on yeni öğretmenin alınması esasını kabul
etmişti. Bunun sebebi Cumhuriyetin ilanından beri
kabul edilen kanun gereği ilkokul öğretmenlerinin
maaşlarının İl Özel İdaresi Bütçesinden ödenmiş
olmasından ileri gelmişti.
1936 yılında Kongre binasında Müdürlüğünü Aliye
Dülger’in yaptığı “Akşam Kız Sanat Okulu”, 1939
yılında Müdürlüğünü Tahsin Leylioğlu’nun yaptığı
“Yapı Usta Okulu” açıldı. 25 Eğitmenin
Erzincan’da eğitimlerini tamamlan 25 Eğitmenin
katılmasıyla eğitmenli okulların açılması
hızlanmış, Pasinler’de 10, Aşkale’de 8, Merkez
kazasında 16 köyde faaliyete geçmişti. Dönem
sonunda eğitmenli okul sayısı 65’i bulmuştu.
1939-1940 yılı il genelinde faaliyette bulunan 90
öğretmenli, 64 eğitmenli ve öğretmen okuluna
bağlı Tatbikat ilkokulu olmak üzere toplam 155
ilkokul vardı. Ayrıca Kız ortaokulu, Erkek lisesi ve
Erkek Öğretmen Okulu eğitim ve öğretime devam
ediyordu. Okulların dağılımına bakıldığında;
merkez kazada 9, Hınıs 2, İspir 1, Oltu 2, Pasinler
2, Tortum 1, Aşkale 1 olmak üzere 18 okula
karşılık merkez köylerde 18, Hınıs’ta 6, İspirde 9,
Oltu 11, Pasinler 13, Tortum 9, Aşkale 5, Karayazı
1 okula sahipti. Böylece 72 köyde ilkokul
bulunmakta.
1942 yılında açılmasına karar verilen “Pulur Köy
Enstitüsü” zor şartlar altında 1943 yılının başında
eğitim ve öğretime başlayarak şehrin ve bölgenin
eğitim seviyesinin artmasına büyük katkıları
olmuştu.
Erzurum genelinde köy ilkokullarının öğrenim
süresi 5 yıla çıkarılmış ise de bina ve öğretmen
yetersizliğinden üç yıl süreli olarak devam etmek
zorunda kalmıştı.
ORTA ÖĞRETİMDEDE GELİŞMELER
1939-1950 yılları arasında orta öğretim kurumu
olarak; Erzurum Lisesi, Öğretmen Okulu, Yapı
Usta Okulu, Pulur Köy Enstitüsü, Erkek Sanat
Okulu, Ticaret Ortaokulu, Akşam Kız Sanat Okulu
ve Kız Ortaokulu faaliyette idi.
Savaş yıllarının zorluklarına rağmen 1945-1946
yılında sadece köylerde öğretmen ve eğitmen
sayısı 336’ya yükselmiş, bunda Erzincan’da
yetişen Eğitimenler, Pulur Köy Enstitüsünde
yetişen Eğitmenler ve öğretmen okulunun verdiği
mezunlar etkili olmuştu.
1943 yılında “Erkek Sanat Enstitüsü” açılmış
şehrin ihtiyacı olan sanatkârları yetiştirecek yeni
bir okulun devreye girmesi eğitime yeni bir soluk
getirmişti. 1943 Yılında Ankara’da yapılan 2. Milli
Eğitim Şurasına asil üye olarak Yapı Usta Okulu
Müdürü Tahsin Leylioğlu katılmış, çalışmalarda
özellikle mesleki ve teknik eğitim sahasında
etkileri olmuştu.
Halk Evi, Ulus Okulları ve açılan kütüphaneler
aracılığıyla insanların eğitim ve öğretime
katılması sağlanmıştı. Binlerce insan buralarda
eğitilerek okuma-yazması sağlanmıştı.
Kültür Kurumu adlı dernek 1944 yılında
Hasankalede bir binayı alarak ilçenin ihtiyacı olan
ilk özel ortaokulunu kurmuş 39 öğrenci eğitime
başlamış öğretmenler ise fahri olarak dersleri
girmişler ve durum 1946 yılında Hasan Ali Yücel’e
aktarılmasıyla ortaokul Maarif Vekâletine
bağlanmış böylece şehir merkezinden sonra
cumhuriyet döneminin ilk ortaokulu Hasankalede
açılmıştı.
1944-1945 öğretim yılında Orta Ticaret
Mektebinin açılmasının amacı, şehrin ihtiyacı olan
muhasebecileri yetiştirerek ticaret hayatına katkı
sunmaktı. Böylece Meslek guruplarına yetişmiş
eleman sağlayacak okullar tamamlanmış
oluyordu.
1946-1947 öğretim yılı sonunda Pulur Köy
Enstitüsü ilk mezunlarını vermiş böylece eğitim
ordusuna yeni öğretmenler katılmıştı. Ayrıca
yıllardan beri tartışılan ve ilkokul öğretmenlerinin
maaşlarıyla ilgili tartışmalar son bulmaktaydı.
1948 yılından itibaren İlkokul öğretmenlerinin
maaşlarını artık il özel idaresi değil merkezi
bütçeden verilmesini hükümet kabul etmiş
böylece ciddi bir problem çözülmüş oluyordu.
1949-1950 Eğitim ve Öğretim yılında Erzurum’da
İlçe sayısı 10, köy sayısı 1010 olup şehir
merkezlerinde 21, köylerde 364 ilkokul olmak
üzere toplam 385 okul vardı. 1949-1950 yıllarında
Erzurum’da 339 erkek,110 kadın olmak üzere 449
ilkokul öğretmeni vardı.
KURAN KURSU
Burada ilginç olan etkileri hala tartışılmakta olan
Kuran Kurslarıyla ilgili Erzurum “Merkez Kuran
Öğretme” dershanesinde 17 erkek devam
etmekte bunların yaş durumu 12 ile 45 yaş
arasında değişmektedir. Bu öğrencilerin büyük
bölümü hafızlık eğitimi yapmakta kursun
müdürlüğünü Müderris Sakıp Danışman
yürütürken “Has” derslerini veriyordu. Kursun
“ham” derslerini Kemal Esengün hoca vermekte
olup Tabur İmamı Hasan Efendi “Kıraat”
dersleriyle destek olmakta idi. 1943 yılında Sakıp
Efendi Müftü Yardımcılığına atanınca yerine
Hasan Efendinin Oğlu Hafız Yusuf Esengün fahri
olarak getirilmiş Bakırcı Medresesinde 1963 yılına
kadar bu görevi ifa etmişti. Kurstan dönemin ünlü
hafızları yetişmiş ülkede isimleri duyulmuştu.
OKULLAŞMA DEVAM EDİYOR
1951-1952 Eğitim ve öğretim yılında merkezde;
İsmet Paşa, Palandöken, Tatbikat, Gazi, Çağlayan,
Veyis Efendi, Ömer Duygun, İnönü, Kültür Kurumu,
Vali Hafız Paşa ve Cumhuriyet ilkokulları vardı.
Orta öğretim kurumları olarak; Kız Orta, Erzurum
Erkek Lisesi, Erkek Sanat Enstitüsü, Yapı Sanat
Enstitüsü, Kız Sanat Enstitüsünün yanında Ticaret
Lisesi, Erzurum Erkek Muallim Mektebi ve Pulur
Köy Enstitüsü öğrencilerine eğitim vermeyi
sürdürmekte iken Oltu, Hınıs, İspir ve Pasinler
ortaokulları ilçelerde eğitim yapmakta idi. Yeni
açılan Aşkale ve Şenkaya ortaokullarıyla birlikte
eğitim ve öğretim nicelik ve nitelik yönünden artış
kaydediyordu.
1952 yılında Pulur Köy Enstitüsü kız öğrenciler
İzmir Kızılçullu Köy enstitüsüne gönderilmiş,
Erzurum Erkek Öğretmen Okulunun erkek
öğrencileri Pulur Öğretmen Okuluna gönderilmesi
sonucu Pulur ve Erzurum Öğretmen okulları
karma olmaktan çıkarılmış, kız ve erkek öğretmen
okuluna dönüştürülmüştü.
1953-1954 eğitim ve öğretim yılında yüksek
kademede bayındırlık işlerinde görevlendirilecek
teknikerleri yetiştirmek için Tekniker ve Yapı
Enstitüsü kurularak Yapı Usta Okulu binasında
çalışmaya başlamış, Tahsin Leylioğlu, Hüseyin
Akdeniz ve Ethem Erkan sırasıyla müdürlüğünü
yapmışlardı. Ayrıca ara eleman sıkıntısının
giderilmesi amacıyla Ağır Bakım ana Tamir
Fabrikasında “Ordunat 4. Kademe Sanat Okulu”
1957 yılında açılmıştı. Ticaret Lisesinin mevcut
binası kifayet etmediğinden Taş Hanın
güneyindeki Sanat Mektebi binası sökülerek
yerine betonarme bina yapılmış Ticaret Lisesi
1958 yılında bu binaya taşınmıştı. Bütün bunların
yanında 1944’de kurulan Erkek Sanat Enstitüsü
eski bir hanın dönüştürülerek okul yapılmasıyla
Sanat Okulu bu binaya taşınmış fakat ilerleyen
yıllar kifayet etmediğinden Günümüzde Atatürk
Endüstri Meslek lisesinin taş binası yapılarak okul
buraya taşınmış, 29 Ekim 1960 yılında
bünyesinde üç yıl süreli “Gece Tekniker Okulu”
açılmıştı.
1952 yılında Dr. Hurşit Numanoğlu’nun
müdürlüğünü yaptığı Ebe ve Hemşirelik Okulu
Erzurum’un ve bölgede bulunan 22 ilin ebe ve
hemşire açığını kapatmak, sağlık alanında
vatandaşa kolaylıklar sağlamak amacıyla “Doğum
Evine bağlı” olarak kuruldu.
1953 yılında Lise Müdürü, Mehmet Ali Ertekin,
Öğretmen Okulu Müdürü İzzet Akay, Ticaret Lisesi
Müdürü Nafi Ünal, Yapı enstitüsü Müdürü Tahsin
Leylioğlu, Erkek Sanat Enstitüsü Müdürü Nurettin
Çelikler, Kız Ortaokul müdürü Mehcure Sezer, Kız
Sanat Enstitüsü müdürü İsmet Babalı ilken İl Milli
Eğitim Müdürü Ali Oğuz görev yaparken
Erzurum’un 1034 köyünün 398’inde ilkokul vardı.
Boşalan binaya 1959 yılında Erzurum Lisesinden
ayrılarak bağımsız hale gelen Erzurum Erkek
Ortaokulu 1959-1960 öğretim yılında İnönü
İlkokulunda eğitim yaptıktan sonra adına “Tabut”
lakabını verecekleri “Gazi Ahmet Muhtar Paşa
Orta Okulu” boşalan binaya taşınarak eğitim
verecekti.
ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ KURULUYOR
Atatürk tarafından 1937 yılın meclis açılış
konuşmasına binaen Doğuda bir üniversitenin
kurulması fikri gündeme getirilmiş, ancak ülkenin
durumu ve dünya şartları bu düşünceyi
geciktirmişti. 11.6.1951 tarih ve Üniversiteler
bürosunun 14/5366 sayılı yazısı ile Doğu
illerinden Van, Diyarbakır ve Elazığ’dan birinde
üniversite kurulması çalışmaları başlatılmış, Celal
Bayar’ın 1 Kasım 1953 meclis açış
konuşmasında “Doğu Anadolu’yu, büyük bir
medeniyet eserine kavuşturacak olan bu
müessese tesis ve inşa safhasına girmiştir. Yeni
Türkiye ve İnkılaplarının banisi büyük şahsiyetin
ismine izafetle Atatürk Üniversitesi adını
vermeyi uygun buluyorum.” Kısa bir süre sonra
10 Mart 1954 tarih ve 6373 sayılı kanunda da
artık bu ad kullanılarak resmileşmişti.
Uzun görüşmeler sonucunda Erzurum halkının
istekleri, Rıfkı Salim Burçak’ın gayretleriyle
Amerikalı ve Türk bilim adamlarından oluşan
heyet Erzurum’a gelerek incelemelerde
bulundular. Menderes ve hükümetinin kurulacak
üniversitenin Erzurum’da olacağını 12 Mart 1955
tarihinde ilan etti.
Üniversite 31/5/1957 tarihinde 6990 sayı ile
TBMM’de kanunlaştı ve Resmi Gazetede
yayınlanarak yürürlüğe girdi. Kampüsün temel
atma töreni 23 Temmuz 1957 yılında
Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Başbakan Adnan
Menderesin katılımıyla temeli atılarak Erzurum
için büyük bir eğitim hizmeti sağlanmıştı. Nihayet
Üniversite 17 Kasım 1958 yılında Şair Nefi
Ortaokulu binasında geçici olarak eğitime
başlamış oluyordu.
1960 sonrası yeni mezun öğretmenlerin eğitim
ordusuna katılmasıyla köy okullarının sayısında
artış meydana gelirken 1961 yılında Kâzım
Karabekir Enstitüsü, 1966 yılında Kız Lisesi, 1969
yılında Yüksek İslam Enstitüsü açıldı. 1973 yılında
Maarif Koleji(Anadolu Lisesi), 1974 yılında
mektupla öğretim, Yabancı Diller Yüksekokulu
açılınca kısa zamanda Milli Eğitim camiasına yeni
öğretmenler katılmış bunu 1978 yılında ihdas
edilen “hızlandırılmış eğitimle yani 45 günde
öğretmen yetiştirmeyle” bir başka kaynak
oluşturuldu. Bu arada öğretmen okulları 1975
sonrası öğretmen lisesine dönüştürüldü.
1965-1980 arası tüm ilçelerde liseler açıldı. Bunu
nahiyelerde açılan ortaokullar takip etti. 1985
yılına gelindiğinde okulsuz köy kalmamıştı. Tüm
okullar betonarme yapılara dönüştürmüş bir
bölümünün ısıtılması kaloriferli yapıya evrilmiştir.
1989 yılında şehrin gözde okulu olacak “Erzurum
Fen Lisesi” açılarak eğitim ve öğretim
faaliyetlerine başlayacak ve ülke genelinde
önemli başarılara imza attı.
2000’li yıllarda sürekli okul isimleri değiştirildi.
Eğitim ve öğretimde metotlar değiştirildi. Taşımalı
eğitim yapmak suretiyle köy okulları büyük
oranda kapatıldı. Çok sayıda yeni betonarme
okullar yapıldı. Köy okullarının kapatılmış olması
köylerden şehirlere doğru olan göçüde artırarak
köylerin boşalmasına neden oldu.
“Erzurum Teknik Üniversitesi” açılarak şehir
ikinci bir önemli yuvaya kavuşurken, ilçelerde
açılan fakülte ve Meslek Yüksek Okullarını ilave
etmek gerekir.
2000’lere gelindiğinde öğretmen sayısı yüzbinleri
aştığı gibi öğrenci sayıları yüzbinleri aşmıştı. Yüz
yıl içinde Erzurum’da önemli öğretmenler görev
yaptı. Bunlar; “Ahmet Hamdi Tanpınar, Hasan Ali
Yücel, Şevket Süreyya Aydemir, Zeki Başar,
Tahsin Akgün, Abdürrahim Şerif Beygu, Bahattin
Ögel, Ziyaettin Fahri Fındıkoğlu, Tivnikli Faruk
Efendi, Cevat ve Sıtkı Dursunoğlu kardeşler,
Ahmet Somunoğlu, Hüseyin Karagöl(Fizo Baba),
Remzi Oğuz Arık” gibi yüzlerce saygın öğretmen
görev yapmış on binlerce öğretmenin
yetiştirilmesinde alın teri, göz nuru ve el emeğiyle
çalışmışlardı.
Yazımı bir anektotla bitirmek istiyorum. Çok kibar
bir insan olan Korgeneral Fahri Belen Erzurum
Lisesi müdürüne telefonla “Öğretmen odanızın
nezahetinden istifade etmeme müsaade
edermisiniz” diye izin istemek nezaketinde
bulunur ve aramıza katılmak suretiyle bizleri
mutlu ederdi. Odada en mütevazı yeri seçer ve
“Burada, benim yerim burasıdır” diyerek bizleri
onurlandırıldı. O dönemler öğretmen odaları
gerçekten birer kültür merkezleriydi. O odalarda
yeni yetişen gençler çok ama çok şey öğrenirlerdi.
Son yirmi yıl hariç öğretmenler toplumda sürekli
saygı gördü. Öğretmenler çocukların emanet
edildiği insanlar olarak görüldü. Öğretmenler kılık
kıyafetleriyle topluma örnek kişiler oldu.
Günümüzde ise saçı sakalı birbirine karışmış,
kulaklarında küpelerle, kot pantolonlarla, boyasız
ayakkabılarla sınıfa giren, disiplinden uzak
öğretmenler olmuş, şehrin olduğu gibi ülkenin
eğitim ve öğretimdeki başarıları düşerek gelecek
için çanların çalınmasına sebep olmuştur.
Okul binalarının fiziki durumlarına gelince
1970’lere kadar köy okulları toprak damlı bir iki
odalı ve birleştirilmiş sınıflardan ibaretti. Şehir
okulları daha muntazaman iki katlı daha modern
binalardan ibaretti. Şair Nefi, Nene Hatun Kız
Lisesi, Erzurum Lisesi, Yavuz Selim, Ticaret lisesi,
Erzurum Erkek Sanat Okulu, Yapı Sanat Okulunun
sahip olduğu binalar tarihi binalardan
oluşmaktaydı.
Kız Lisesi, Kız Sanat Okulu, Erzurum Lisesi,
Atatürk Lisesi, ilçe liselerinin binaları 1970
sonrası yapıldığı için betonarme binalardan
oluşmaktaydı.
Netice olarak yüz yılda okuma yazma oranı yüzde
üçlerden yüzde dosan beşlere çıkmış, binlerce
üniversite mezunu vermiş, yetişen doktorlarla
sağlık meselesinde ileri düzeye çıkmış bir Erzurum vardır.
ABDURRAHMAN ZEYNEL