Aralık 3, 2024

Erzincankapı kıraathaneleri, kahvehaneleri ve kafeleri ile meşhur bir semtimiz. Semtin tarihi incelendiği zaman Osmanlı ve Cumhuriyetin ilk dönemlerinde burasının bir kahvehaneler merkezi olduğu görülmektedir. Hatta Erzurum kongresine ilişkin halkın desteğini ve görüşlerini almak için buradaki kahvehanelerde toplantılar yapıldığı, halkı bilgilendirici açıklamalar yapıldığı bilinmektedir. Bu açıdan bakıldığı zaman Erzurum şehir belleği açısından önemli bir yer olduğunu söylememiz mümkün.  

Bugün Muratpaşa Camisi ve hamamı ile ara sokakların çevresinde otuz dokuz kahvehane bulunmaktadır. Yaptığımız araştırmalarda bu bölgenin nasıl bir kahvehaneler bölgesi haline geldiği, bu bölgedenki en eski kahvehanenin hangisi olduğu, müşteri analizi ve ekonomik analizleri yapmak amacıyla işletme sahipleri ve müşterilerine sorular sorarak aldığımız cevapları siz değerli okurlarımız ile paylaşmak istedik.

Bu bölgedeki şu anda faaliyette bulunan en eski kahvehanenin üniversite çay evi olduğunu sahibi olan Mehmet Tanas’tan öğreniyoruz. Mehmet Tanas bu işletmenin 3 kez el değiştirerek kendisine geçtiğini ve bu kahvenin tarihi bir mekan olduğunu, 1980’li yıllarda bu kahvehanede genelde Milli görüşçü olarak nitelendirilen fikirden insanların oturduğunu söylemiştir. Bu kahvehaneyi devraldığı zaman çayevinin bulunduğu sokağın arka tarafında ise Fakülte ve Divan isminde iki çay evinin daha olduğunu söyledi. Kılavuz çayevinin sahibi Adnan Kılavuz’da, Mehmet Tanas’ın verdiği bilgiyi doğrulayacak şekilde Erzincankapı civarında 1992 – 1993 yıllarında faaliyette olan tek çayevinin Üniversite çayevi olduğunu söyledi. Yaptığımız araştırmalar neticesinde bölgede şu anda faaliyette bulunan ilk üç çayevinin Üniversite, Divan ve 2007 yılında faaliyete geçen Osmanlı çayevi olduğu anlaşılmıştır. Bölgenin bir anda kahvehaneler bölgesi haline gelmesi ise Osmanlı Çayevinin açılmasından sonra olmuştur.

Kahvehaneler bölgesi haline gelmeden önce genelde bu bölgede açık deterjan satan dükkanlar ve lokantalar ile eski harabe evler bulunmaktaydı. 2007 yılı sonu ve 2008 yılından sonra bu yerler birer birer çay evine dönmeye başladılar. Bu bölgenin kahvehaneler bölgesinin haline gelmesi nasıl olmuştur? Bu sorunun cevabını Kılavuz Çayevinin sahibi Adnan Kılavuz şu şekilde vermiştir. ”Millet hep birbirine baktı, kahvehane açtı. Bu bölgenin caddeye yakın olması nedeniyle potansiyeli yüksek bir yer olduğu için kahvehanelerin kazancı boldur düşüncesi ile hareket ettiler. İlk başlarda hakikaten kazancı bol iken, şimdilerde durum değişti.” Aynı soruya ise Üniversite Çayevinin sahibi Mehmet Tanas” Buranın kahvehaneler bölgesi haline gelmesinde Üniversite Çayevinin payı büyük. Özellikle büyük ekran televizyonları kurmak ve maç yayınlarını sunmak halkın ilgisini çekti. Çayevimiz dolup taşmaya başladı. 15 yıl önce ekonomi iyiydi. Zam vardı, kuyruk vardı; ama ekonomide vardı. insanlarda para olduğu için bütün üniversiteli gençler buraya gelirdi. 20 yıl öncede burada futbola müthiş bir ilgi vardı. İnsanlar burada maç seyrediyorlardı. Çayevimiz çok kalabalıklaşmıştı. Kalabalığı görenlerde burası müthiş para basıyor diye kahvehane açmaya başladılar. Bana göre burası sahipsiz bir bölge olduğu için bu kadar çok kahvehane bir arada bulunmaktadır. Bir camiinin etrafında bu kadar çok kahve bulunmamalıdır.” Cevabını verdi Tabi bu soruyu kahvehane müşterilerine yönlendirdik. Vatandaşlar ise bu bölgede bu kadar çok kahve açılmasını işsizliğe, şehrin muhtelif bölgelerine yakınlığına, toplu ulaşım kolaylığı olması nedeniyle bir buluşma merkezi haline gelmesine ve belediyenin bir düzenleme yapmamasına bağladılar.

Bu bölgedeki kahvehanelerin şehrin diğer muhtelif bölgelerindeki kahvehanelere göre neden daha çok tercih edildiği ve müşteri portföyüne ilişkin olarak sorduğumuz sorulara ise Mehmet Tanas” Eskiden burası siyasetçi, akademisyen ve memurların uğrak yeriydi. 15 yıl önce çok elit müşterilerimiz gelirdi. Şimdi gençler daha çok gelmeye başladı. Bu tür işletmelerde hijyen önemli, temizliğe, çayın kalitesine çok dikkat ederiz. Mesela sigara yasağı konulmadığı dönemlerde bile biz alt katımızı sigara içilmeyen bölge haline getirmiştik. İster istemez bu temizlik müşteriyi kendine çekmektedir. Ben müşteri portföyü olarak eski günleri özlüyorum. Geçmişte bu bölgenin en büyük sorunu at arabaları ve sahipsiz köpeklerdi. Şimdi bunlardan bu bölge kurtarılmış durumda.” Adnan Kılavuz ise “Bu bölgenin müşteri portföyü üniversite gençliği, genç memurlar, genç akademisyenler ve değişik siyasi partilerin gençlik kolları üyelerinden oluşmaktadır. Ama bu bölgeyi popüler hale getiren üniversite gençliğidir. Maçları izlemek isteyenlerin bir numaralı mekanı burasıdır. Maç seyretmek isteyenlerin yanı sıra tost yemek, kahvaltı yapmak, internete bağlanmak isteyen, sohbet etmek isteyen, arkadaşlarıyla buluşmak isteyen, tavla ve satranç oynamak isteyenler bu bölgedeki kahvehaneleri tercih ediyorlar. Yenişehir, Hilalkent, Dadaşkent , Yıldızkent gibi değişik semtlerin ortasında yer alan bir bölge burası. Burada arkadaşların ile buluşmak daha kolay. Dolayısıyla bu bölge çok ciddi bir buluşma noktası. Burada poaca, tost fiyatları daha uygun fiyatla ve daha kaliteli oluyor. Çaylar iyi ve samimi bir ortam var.” Diyerek sorumuzu cevaplandırıyor. Aynı soruya ise farklı kahvehanelerde rastgele seçerek görüştüğümüz müşteriler ise en çok şu cevapları veriyorlar.

  • Oturduğumuz eve ve caddeye yakın bir yer olduğu için tercih ediyoruz.

  • Kahvehaneler mekanı olduğu içinde ilgimizi çekiyor.

  • Maç seyretmek içinde genel toplanma yeri bizim için.

  • Muhabbet, sohbet burada daha iyi bizim için.

  • Erzurum’ da sosyal bir aktivite olmadığı için vaktimizi burada değerlendiriyoruz. Çay fiyatlarıda çok uygun.

  • Erzurum’ da kahvehane kültürünü en mükemmel burası yaşatıyor. İster istemez ayaklarımız bizi buraya getiriyor.

  • Çaylar cafelerdeki çaylar gibi değil.

  • Şehir dışına gittiğimiz zaman buraya özlem duyuyoruz.

  • Erzincankapı insanların birleşme mekanı olduğu için tercih ediyoruz

Bölgedeki yer alan kahvehanelerin işletme sorunları ve işletmecilik faaliyetlerinin değerlendirmesini ise işletmecilerimizden Adnan Kılavuz şu şekilde yapmaktadır.” Buradaki işletmeciler gerçekten samimi hizmet sunmaktalar. Kahvehane sahiplerinin yarısı kiracı en beğenmediğiniz dükkanın kirası 2000 TL’den başlıyor. 10.000 TL kadar çıkan kiralar olduğu söyleniyor. Bu ciddi bir külfet. Çay kalitesine ve müşteri kalitesine özen gösteriliyor. Bana göre aileler buraya çocuklarını güvenerek gönderebilirler. Burada güvenli bir ortam var ve yasadışı hiçbir şey olmuyor. Burada işletmecilik açısından en ciddi sorun bazı işletmecilerin bu işi ek iş olarak görmeleridir.” Üniversite Çayevinin sahibi Mehmet Tanas ise “kiralar çok pahalı, bölgenin hareketli olması nedeniyle kiraların farklı bölgedeki emsallerine göre en az iki kat daha pahalı olduğunu söyleyebilirim. Bu sokakta yeni bir kahveye ihtiyaç olduğunu sanmıyorum ama sürekli olarak burada yeni kahvehaneler açılıyor. Beş yada altı ayda bir dükkanlar devrediliyor. Tabi sürekli olarak kahvehanelerin açılıp kapatılması ve sürekli sirkülasyon bazı kötü alışkanlıkları beraberinde getirebilir belki gayri meşru işler için kullanılan işyerleri de olabilir bu tehlike var. Bu sokağın kahvehaneler sokağı olması nedeniyle hanımların hemen hemen hiç denecek şekilde bu sokaktan geçmediklerini görüyorum. Yani bu bölge gayri ihtiyari olarak kadınlar için kapatılmış bir bölge halin geldi. 15 yıl önceki kaliteli müşteri kitlesi yok genelde genç bir müşteri kitlesi toplanmaya başladı. Eğer bu eski müşteri kitlesi devam etseydi, kadınlarımız, kızlarımızın buradan rahatlıkla geçeceği hatta buradaki kahvelerin müdavimleri arasında yer alabileceklerine inanıyorum. Bu sokağın daha iyi olması için belirli bir kentsel düzenin gelmesi gerekiyor.

Şehrimizin kahvehaneler sokağı olarak bilinen Erzincankapı semtinde yer alan bu bölgemize ilişkin kahvehane işletmecileri ve müşterileri ile yaptığımız mülakat sonucunda şehrimizin bu eski bölgesinin tıpkı evveliyatı gibi zaman içerisinde neden yeniden kahvehaneler bölgesi haline geldiğini, kahvehanelerin durumu ve kentsel analizini kısaca çıkararak siz değerli okurlarımıza sunduk. Bu mülakatlardan edindiğimiz izlenim aslında sokağın ekonomide kümelenme denilen aynı türden işletmelerin bir arada toplandığı ve denetimden uzak bir oluşum içerisinde yer aldığını anlamış olduk. Kahvehaneler sokağının aslında boş zaman geçirilecek alanların yetersiz olması ve şehrin merkezi lokasyon içerisinde yer alması nedeniyle popüler hale geldiği anlaşılmıştır. Bu derecede sosyal aktivite olan bir alanın kamu güvenliği açısından sürekli olarak denetlenmesi gerekmektedir. Kiraların yüksek olması Erzurum ekonomisinin karşılaşmış olduğu en büyük sorunlardan biri olduğu bu çalışmada kendini bir kez daha göstermiştir.

EREN CEYLAN

About The Author

Bir yanıt yazın