ERZURUM TANIMLARI ÖRNEĞİYLE ŞEHİR TANIMI NEDİR VE NASIL YAPILIR?

ERZURUM TANIMLARI ÖRNEĞİYLE ŞEHİR TANIMI NEDİR VE NASIL YAPILIR?

ERZURUM TANIMLARI ÖRNEĞİYLE ŞEHİR TANIMI NEDİR VE NASIL YAPILIR
Ömer Yaşar ÖZĞÖDEK

ŞEHİR VE ŞEHİR TANIMI
Şehir insan, zaman ve mekânın buluştuğu noktadır. Bu noktanın içerisinde bireyler, cemaatler, cemiyetler yer almaktadır. Bu nokta içerisindeki beşeri faaliyetler şehrin coğrafik özellikleri ile birleşerek şehre fonksiyonlar yüklerler. Birbirini tamamlayan ve birbirine alternatif teşkil eden faaliyetler ile şekillenen bu fonksiyonlar şehrin kimliğinin kazanmasına neden olurlar. Tarım dışı üretime dayanan ekonomik faaliyetler, coğrafik unsurlar nedeniyle ağırlık kazanan fonksiyonlar, tarihi geçmiş ve kültürel faaliyet alanlarının çeşitliliği ve türüne kadar birçok husus şehre anlam kazandırır. İşte şehrin kazandığı bu anlam şehrin kimliğini oluşturur. Bu kimliğin iyi okunup değerlendirilmesi ile şehir tanımlanır. Tanımlanan bir şehir geçmişten geleceğe doğru güvenli adımlarla yol almakta demektedir. Çünkü tanımlanan bir şehir, araştırmacılar, sakinleri ve politika üreticiler tarafından tanındığı anlamına gelmektedir. Bu tanımlamalar sayesinde şehrin geçmiş değerleri korunarak geleceğe doğru güvenilir ve emin adımlarla şehrin bir marka değer olarak taşınmasını sağlar.
Şehir tanımı aslında teorik çerçevede şehrin anlamlandırma çabasıdır. Bu anlamlandırma sayesinde kime göre, hangi zamana göre ve neye göre şehre nasıl bakılacağı, sorunlarının nasıl tespit edileceği ve nasıl çözüleceği, hangi alanlarda ne tür yatırımlar yapılacağını belirleme faaliyetleri sonucunda elde edilen bilgiler doğrusunda şehrin tanındığını ifade eden slogan tarzı bir ifadedir. Ancak bu slogan içi boş hamasi bir cümle değil içi gerçekten doldurulabilecek bir ifadedir. Örnek olarak Londra için yapılan “Gizemli sisler şehri” tanımı ile Londra’nın birçok bilinmeyen insanların merakını çeken özelliklere sahip olduğu ve içinden geçen Times nehrinden dolayı sıklıkla şehrin sis bulutları ile kaplanmasına neden olan coğrafik özelliği kullanılarak coğrafik ve kültürel bir tanım yapılmıştır. Londra üzerine bilgisi az olan bir kişi dahi bu tanımın içerisini doldurabilmektedir.
ŞEHİR TANIMINDA FAYDALANILAN BİLİM DALLARI
Şehir tanımının yapılmasında şehri tanımaya ve incelemeye dönük farklı ilim dallarının bir arada ve etkili olarak kullanılması gerekmektedir. Bu bilim dallarının başında şehir coğrafyası gelmektedir. Şehir coğrafyası şehrin mekanını ekolojik, jeolojik, klimatolojik, topografik vb. birçok noktada çok yönlü inceleyip bunun tarihe ve kültüre olan etkisini incelemenin yanı sıra şehrin temel fonksiyonlarının mevcudiyeti ve bunların işleyiş tarzını ele almaktadır. Örnek olarak: “Yedi tepe üzerine kurulan şehir İstanbul, İki kıtayı buluşturan şehir İstanbul, Başında kar eksik olmayan Erciyes’in eteklerinde sanayi ve ticaret merkezi Kayseri.”
Şehir tanımının yapılmasında etkili olan bir diğer bilim dalı ise tarihtir. Tarih şehir tanımı yapılırken şehrin oluşumunda etkili olan zaman unsurunun somutlamasına neden olan olayların incelenmesinde kullanılır. Burada tarihin üç ayrı yaklaşımı bir arada kullanılmalıdır. Genel tarih, yerel tarih ve toplumsal tarih. Genel tarihi olaylara genel bir bakış açısından yaklaşırken yerel tarih olayların şehre etkisini veya şehrin konumunun olaylara nasıl etki ettiğini ortaya koyar. Toplumsal tarih ise olayların insanlara veya insanların tarihe olan etkisini inceler. Tarihi olaylar ne kadar şehir hayatına ve insanlara dokunursa o kadar şehir belleğinde yer tutar. Şehir tanımlarında bu olayların insanlara dokunması ile şehrin ülke ve dünya genelinde tanınmasını sağlayan unsurlar ön plana çıkmalıdır. Örnek olarak Ahmet Hamdi Tanpınar Erzurum için “3 Temmuz 1919” şehri tanımını yapmıştır. Bu tanım ile dünya ve ülke tarihinde çok önemli olan Erzurum Kongresine vurgu yapılmış genel tarih açısından önemli olan bu olay ustalıkla yerel tarih ve toplumsal tarih ile şekillenen bir yorumla Erzurum şehir tanımı olarak kullanılmıştır. Toplumsal tarih kullanılarak yapılan şehir tanımlarında dünya veya ülke ölçeğinde tanınan insanların isimlerinin kullanılarak yapıldığı tanımlara da denk gelmektedir. Rusya’nın Tula şehrine bu şehirde doğan meşhur edebiyatçı Tolstoy’un burada doğması nedeniyle Tolstoy’un şehri tanımı yapılmaktadır.
Şehir tanımında ön plana çıkan bir diğer önemli bilim dalı ise sanat tarihidir. Şehirde nesiller boyunca aktarılarak günümüze kadar gelmeyi başaran eserlerin mimari ve sanatsal özelliklerini inceleyerek bu eserlerin tanıtımını ve tanımını yapar. Şehir tanımının oluşmasına katkı sağlayan bu bilim dalında eserlerin yapıldıkları döneme uygun mimari özellikleri ve günümüzde hayranlık uyandıran ve bir nevi gizem oluşturan unsurları birey ve toplum hafızasına indirilmesi konusunda önemli katkılar sağlayarak bu eserleri şehrin simgeleri halinde tanıtır ve şehir tanımlarında bu simgelerden faydalanılır. Hindistan’ın Agra kenti “Taj (Tac) Mahal şehri” olarak tanımlanmaktadır. Bu tanımın bir benzeri Paris için yapılmakta ve Eyfel kulesine verilen Demir bayan isminden dolayı “Demir Bayanın şehri” olarak turizm kataloglarından tanımlanmaktadır.
Şehir tanımında ekonomi özellikle de bölgesel kalkınma ekonomisi önemli bir yer tutar. Ekonomi ilmi ile şehrin üretim veya hizmet fonksiyonları tanımlanarak ağır basın ekonomik özellikleri ön plana çıkarılan tanımlar yapılabilir. Örnek olarak Zonguldak şehrimiz için “Karaelmas diyarı” tanımı yapılmaktadır. Paris için yapılan Modanın Başkenti tanımı da önemli bir tanımdır.
Mimari şehrin tanımlarında önemli yer tutmaktadır. Şehirleri birbirinden farklılaştıran ana unsur mimaridir. Mimari ile sadece bireysel yaşam alanları değil kamusal ve kentsel alanları oluşturan bina, sokak ve mahallelerin özelliklerine vurgu yapılarak şehir tanımlarının yapılmasında kullanılır
Sosyoloji şehrin toplumsal dinamikleri ve değerleri üzerinden hareket ederek şehrin sosyolojik değerlerini ön plana çıkarak şehir tanımlarının geliştirilmesine katkı sağlar. Şehirde sosyal aktiviteler, sosyal tabakalar, cemaat ve cemiyet ilişkilerini inceleyerek şehrin tanımının yapılmasına katkı sağlar. New York şehrinde yaşayan nüfusun üçte biri Amerikan sınırları dışında doğduğu ve deniz aşırı ülkelerden gelen göçmelerin ilk olarak kabul edilip tecrit altına alınan adanın New York dışında olması nedeniyle New York şehrine “Göçmenler şehri” adı verilmiştir. Bu şehirdeki yoğun ve sürekli toplumsal aktivitelerden dolayı “Uyumayan Şehir” tanımı da yapılmaktadır.
Gastronomi ilmi günümüzde şehircilik açısından faydalanılan önemli bilim dalları arasına girmiştir. Bunda günümüzde gastronominin başlı başına bir sektör haline gelmesi, turizm faaliyetlerinde gittikçe önem kazanan bir tanıtım ve pazarlama aracı olması etkili olmuştur. İletişim alanında yaşanılan gelişmelerden dolayı yerel değerlerin çok kısa bir süre içerisinde küresel alanda tanıtılabilmesi ile yerel farklılıkların küresel farkındalık oluşturma açısından sağladığı gelişimler akıl almaz bir boyut kazanmıştır. Gastronomi bu açıdan şehirlerin elini güçlendiren bir alan olarak karşımıza çıkmaktadır. Sağlık, lezzet ve görselliği bir arada buluşturan gastronomi şehir kimliğinin oluşmasında, tanıtımında ve pazarlanmasında önemli bir alan olarak karşımıza çıkmaktadır. Şehrin ekolojik ve coğrafik özellikleri ekonomik değer kazandırılarak Gastronomi tanımlarında yer almaktadır. bu tanımlarda lezzet kadar kültüründe yansıtılması amaçlanmaktadır. Bu alanda yapılan şehir tanımlamaları içerisinde Balıkesir şehrinin peynir kültürünü ve çeşitliliğini anlatmak için yazılmış olan bir kitabın ismi olan “Elli peynirli Şehir” tanımını örnek olarak gösterebiliriz.
Şehircilik kent bilim olarak ta bilinen bu bilim dalında yukarıda sayılan tüm bilim dallarından istifade ederek şehrin içerisinde yaşayan vatandaşları mutlu edecek şekilde bir şehrin tasarlanması, planlanması ve o şehirdeki değerlerin çeşitli bilim ve meslek dallarından istifade edilerek bir bütünlük arz ederek şehir hayatına katılmasını sağlamak amacıyla geliştirilen ve kullanılan bilim dalıdır. Asıl şehir tanımını yapan bilim dalı şehircilik olup yukarıda bahsedilen bilim dallarının yaptığı tanımları alarak bu tanımlar üzerinden şehri en iyi tanımlayan özellikleri seçerek oluşturulan bir üst tanımın yapılmasında bu bilim dalından faydalanılır. Bu bilim dalının yaptığı şehir tanımları şehrin tanıtımında kullanılan prestij şehir tanımlarını teşkil eder. Bursa için yapılan “Gelenekten geleceğe akan şehir tanımı” bu şekilde yapılan bir tanım olup şehrin tarihi ve turistik değerleri üzerine inşa edilerek gelişiminin sürdürülerek geleceğe doğru taşınacağına ilişkin bir prestik ve vizyon tanımı yapılmıştır. Bu tanım son zamanlarda ülkemizde ve dünyada yapılan en iyi şehir tanımlarından biri olup tanıtım faaliyetlerinde kullanılmaktadır.
ŞEHİR TANITIMINDA KULLANILACAK UNSURLAR VE YÖNTEMLER
Şehir tanıtımında dikkat edilecek temel nokta özel ve kamusal alan konusunda gerekli olan duyarlılığın gösterilmesi kulağa ve belleğe nahoş tesir bırakacak ifadelerden kaçınılmasıdır. Şehir tanımlarında sosyal kültürel, sosyal ekonomik ve sosyal politik unsurlardan en az bir tanesinin yer alması gerekmektedir. Şehir tanımlarında uzun cümle yerine kısa ama etkili olan cümlelerin kullanılması gerekmektedir. Geçmişten günümüze ve günümüzden de geleceğe yansıtacak olan şehir tanımları ilk önce ayrı ayrı yapılmalı ve daha sonra birleştirilmelidir. Bu üç adımla yapılır ilk önce şehrin mutlakıyet veya imparatorluk dönemini yansıtan gelenekleri, özellikleri ve simgelerinin tespit edilerek bunlarla hareket ederek geçmişten bugüne doğru tanımların yapılması daha sonra ise bugünkü değerini teşkil eden ve burjuvazi dönem olarak nitelendirilen değerlerinin, simgelerinin politik, ekonomik ve kültürel özelliklerini yansıtan olumlu ya da olumsuz tanımlarının yapılarak durum tespitinin yapılmasıdır. Son aşamada ise olumlu yönlerinin geliştirilmesi olumsuz yönlerinin ise giderilerek geleceğe doğru taşınmasına ilişkin tanımların yapılması en sonunda ise gelenek ve günümüze ilişkin tanımların birleştirilerek geleceğe dönük vizyon ve misyon tanımının yapılması gerekir.
Tabi ki Şehir tanımı yapmak gerçekten çok zor bir şeydir. Bunun için ilk önce şehir üzerine yukarıdaki bilim dallarına dayanılan araştırmalar yapmak, bu araştırmaların sonucu üzerinde düşünmek ve değerlendirmeler yaparak şehri tanımak gerekir. Daha sonra şehir üzerine sistemli düşünen ve araştıran kişilerin bir araya geldiği bir ekip oluşturmak gerekir. Bu ekip ile şehirdeki toplumsal organizasyonlar (aileler, meslek grupları ve iş çevresi, cemaat ve cemiyet) arasında bağlantıyı sağlayan kanaat önderlerinin büyük bir uyum içerisinde görüş alışveriş yaparak çalışması gerekmektedir. En sonunda şehir tanımında kullanılmasına karar verilen özellikler reklam ve halkla ilişkiler uzmanlarınca slogan tarzı bir cümle ile ifade edilerek yazılır. Bu şekilde birkaç tanım yapıldıktan sonra kent yöneticilerinin onayına sunulur. Bunlar içerisinde şehir yöneticileri ulusal ve yerel politik dengeleri gözeterek en az iki şehir tanımını seçer ve halkın onayına sunulur. Bu şekilde yerel demokrasinin en önemli ayağını teşkil eden halkın şehre ilişkin kararlara katılımı sağlanmış olur ve insanlar kendilerini yaşadıkları şehre ait olduklarını hissederek seçtikleri şehir tanımını benimseyerek arkasında duracaklardır.
ŞEHİR TANIMI YAPILIRKEN KARŞILAŞILAN SORUNLAR
Bir şehir tanımı yapılırken karşılaşılan en büyük sorun aslında şehir üzerine yapılan ve farklı disiplinlerin içerisinde yer almadığı sistematik araştırmaların yetersizliğinden kaynaklanan sorunlardır. Şehre bir bütün olarak bakmayan araştırmaların yetersizliği veya olmaması şehir tanımını yapacak olanları şehri tam olarak tanımalarına engel olur. Tanınmayan bir şehir değerlendirilemez, değerlendirilemeyen bir şehir ise tanımlanamaz. Bu durumda şehir dışında her şey yazılır ve çizilir. Örnek olarak şehrin coğrafyası yazılır, şehrin ekonomisi yazılır, şehir tarihi ve kültürü yazılır ancak bütün bunların hepsini bir araya getiren şehir yazılamaz. Sonuç olarak şehri her yönüyle tanımlayan bir tanım yapılamaz.
Türk şehirciliğine özgün en büyük sorunlardan biri ise şehirlerimizin kurulma ve gelişme sürecinin en önemli ayağını teşkil eden Osmanlı İmparatorluğu döneminde şehrin idari tanımının yapılmamış olmasıdır. Osmanlı idari sisteminde eyalet, sancak, karye, liva, kaza gibi tanımlar yapılmış olsa da şehirlerin bu idari yapılanma içerisinde konumu tam olarak tespit edilmemiştir. Okurlarımızın biraz daha konuyu canlandırabilmeleri için Eyalet merkezlerine büyük şehir sancak merkezlerine ise şehir olarak tanımlandığını diyebilmemiz mümkün olmakla birlikte bu konumlandırma tam olarak Osmanlı döneminde yapılmamıştır. Sadece Pazar kurulan ve Cuma namazı olarak kılınan yerlerin şehir olduğu tanımlansa da gerçek anlamda bir şehir tanımının yapılmadığı görülmektedir.
Türk şehirciliğinde kaynaklanan bir diğer sorun şehirlerimizde toplumsal alt yapının belirlediği üst yapılar yerine üst yapının belirlediği toplumsal yapıların oluşmasıdır. Bu şehirlerin hizmet alması, şehirlerde yerel demokrasi geleneğinin yerleşmesi, şehrin sistematik plan ve stratejilerinin belirlenmesinde bilimsel ve objektif kriterlerinin kullanılmamasına kadar birçok soruna neden olmuştur. Bundan dolayı şehir tanımı yapılması ya hiç düşünülmemiş yada eksik, yetersiz ve hamasi tanımların yapılmasına neden olmuştur.
Şehir tanımlamasında karşılaştığımız bir başka sorun ise gelenekten modernetiye doğru bir sıkışmanın yaşanmasıdır. Bu sorun özellikle kendine özgü şehir geleneği geliştiren Erzurum gibi şehirlerin kendi değerlerini koruyamaması ve ifade edememesi ile geleceğe dönük gelişimine ve kalkınmasına yönelik bilinçli adımları atamamasından kaynaklanmaktadır. Bu tip şehirlerden şehrin geleneksel mekanları gelişime engel görünüp tahrip edilmekte ve aynı zamanda geleceğe dönük süreklilik arz edecek yatırımlar yapılamamaktadır.
ŞEHİR TANIMININ FAYDALARI
Başarılı şehircilik ilk önce şehrin tanımlanması ile olur. Tanımı yapılamayan bir şehre yönelik politika geliştiremezsiniz. Politika geliştiremediğiniz bir şehre ilişkin program, plan ve proje geliştirip uygulayamazsınız, stratejiler geliştirip bunları uygulayamazsınız sadece uyguladığınızı sanır veya uygulamış gibi yaparsınız ve çok büyük kaynak israfına ve zaman kaybına neden olursunuz. Şehri tanımlarsanız şehrin mülk değerlendirmesini yapan mekan pazarlama stratejisini, ekonomik yatırımı etkili ve verimli hale getiren odaklanma stratejisini, kültürel ve sosyal gelişimini sağlayan planları geliştirip uygulayamazsınız. Şehir hizmetlerini kime göre, kiminle, ne zaman, nasıl, kaç liraya, niçin yapacağınızın cevaplarını bulamazsınız. Bunları yapamadığınız taktirde şehir sistemini kuramaz yıllara yayılan büyük bir kaos yaşanmasına neden olursunuz. Günümüzde küresel dünya içerisinde şehirler inanılmaz roller üstlenmekte ve bunun için rekabet etmektedirler. Şehir tanımları bu rekabet ortamında şehrin konumunu, marka değerini ve şehir kimliğini belirlemektedir. Eğer başarılı bir tanım yapamazsanız küresel dünyada yerinizi kaybedersiniz.
ERZURUM ŞEHİR TANIMLARI
Erzurum üzerine şu ana kadar yapılmış birkaç şehir tanımı vardır. Bunlardan biri Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın yaptığı “Belde-i Tayyibe (yüce belde) “tanımıdır. Bir diğer tanım Alvar imamı olarak bilinen Muhammed Lütfü Efendi “Kilidi Mülki İslam” tanımını yapmıştır. En çok bilinen ve şehrin uzunca bir dönemin tanıtımında kullanılan bir diğer tanım ise Kazım Karabekir paşaya ait olan “Doğunun Paris’i” tanımıdır. Erzurumlu ses sanatçısı İbrahim Erkal ise yapmış olduğu bir protest çalışmasıyla “Erzurum uzak şehir dostuna tuzak şehir” olarak tanımlamıştır. Yine aynı çalışmasında “Erzurum özel şehir Yahşi ve güzel şehir” tanımını da yapmıştır. Meşhur seyyah Evliya Çelebi, Erzurum’u “saadet şehri” ve “sağlam kale” olarak tanımlar. Karl Marx ise Erzurum’u” ticari ve askeri kaynakların merkezi” olarak tanımlar.
Erzurum üzerine yapılan araştırmaya dayalı en sistematik tanımları ise Ahmet Hamdi Tanpınar yapmıştır. Özellikle Beş Şehir isimli çalışmasında Erzurum için yapmış olduğu tanımlar şehircilik açısından oldukça değerli Erzurum tanımlarıdır. Bu tanımları aşağıda sıralayarak parantez içerisinde tanım özellikleri verilmiştir.
“Her türlü kıyafette bir kalabalığın çarşı pazarını doldurduğu, saraç, kuyumcu, bakırcı, dükkânlarıyla senede o kadar malın girip çıktığı hanlarıyla ambarlarıyla, eşraf ve ayanı, esnafı, otuz sekiz medresesi, elli dört camisiyle, İran transitin beslediği refahlı ve mamur” şehir. ( Sosyo ekonomik, şehir coğrafyası ve kültürel tanım. Bu tanım ile Erzurum şehrinin ekonomik gelişimi, kültürel alt yapısı, şehrin ekonomik yapısı, toplumsal yapısı ve ekonomik arka planını gösteren bir tanım olup şehrin geçmişini yapıldığı dönemdeki gününe kadar aktarmış ve o günkü durumunu göstererek geleceğe nasıl bakacağını göstermektedir. Bu tanımda her türlü kıyafette ibaresi şehrin çok kültürlüğüne vurgu yapmaktadır. )
“Şarkın büyük ticaret ve transit şehri” (Ekonomik tanım. Bu tanım yapıldığı dönemde şehrin durumunu tanımlamıştır. Şehrin hitap ettiği coğrafyayı göstermektedir. Şark ifadesi aynı zamanda şehir kültür ve toplumsal alt yapısını göstermektedir. Şark şehri şehircilik açısından birçok ayrıntıyı ifade eden bir tabirdir. Bu tabirde Erzurum şehrinin döneminde büyük bir şehir olduğunu vurgulamıştır.)
“Dört yanından refah akan şark ticaret şehri”(Ekonomik tanım. Bu tanımda bir yukarıdaki tanımda olduğu gibi yapıldığı dönemde şehrin durumunu yansıtan bir tanım olup şehrin hitap ettiği coğrafyanın genişliği, ekonomik faaliyetini göstermektedir. Dört yanından refah akması şehrin önemli bir coğrafya üzerinde bulunduğunu göstermektedir. Bir şehrin refah seviyesinin yüksek olması geçmişini göstermektedir. Çünkü bir şehrin refah seviyesinin yüksek olması ancak uzun bir geçmişi gerektirir. Dolayısıyla bu tanım kendi içerisinde geçmişi, bugünü ve geleceğe bakışı bir arada barındırmaktadır. )
“Milli Mücadele’ye ön ayak olmuş, Ermenistan zaferini idrak etmiş, yavaş yavaş sağ kalan hemşerilerini toplamaya başlayan” şehir.(Tarihi ve sosyal kültürel tanım. Bu tanım şehrin geçmişini ve yapıldığı dönemin bugününü yansıtacak şekilde yapılmasının yanı sıra şehrin gelecek dönemde kullanılacak vizyon ve misyon değerlerini içererek çok uzun bir dönem Erzurum için kullanılan bir tanım olma özelliği göstermektedir. Bunun daha iyi anlaşılabilmesi için bu tanımı kısaltarak bir daha okuyalım. “Milli Mücadele’ye ayak olmuş, Ermenistan zaferini idrak etmiş şehir.”)
“Dört kapılı şehir”(Şehir coğrafyası unsurunu yansıtan bu tanım şehrin geçmişini gününü ve geleceğini gösteren bir tanımdır. Bu tanım ile şehrin coğrafik özelliğine vurgu yapılmıştır. Bugün bu kapı sayısı artmış, azalmış yada tamamen yok olmuş olsa da şehrin coğrafik konumunu yansıtmaktadır. )
“Şark vilayetlerinin iktisadi merkezi, yaylanın gülü, bu havalide söylenen türkülerin yarısından çoğunun güzelliğini övdüğü şehir” (Sosyo ekonomik ve kültürel tanım olan bu tanımda bir yandan şehrin geçmişinden yapıldığı döneme kadar şehrin ekonomik, kültürel değeri ve cazibe merkezi olduğunu vurgularken diğer bir yandan geleceğe aktarılması gereken bir vizyonu ve misyonu göstermektedir.)
“Erzurum Türk tarihine, Türk coğrafyasına 1945 metreden bakan” şehir.(Genel ve yerel tarihi, coğrafya ile bütünleştiren bu tanım ten geleceğe kadar uzanan ve asla değişmesi mümkün olmayan bir tanımdır. )
Malazgirt zaferinin açtığı gedikten yeni vatana giren cetlerimizin ilk fethettikleri büyük merkezi şehirlerden biri”(Tarihi ve coğrafik olan bu tanım tıpkı bir önceki tanım gibi süreklilik arz eden ve edecek olan bir tanımdır. )
“3 Temmuz 1919 şehri ”(Genel ve yerel tarihi bir tanım olan bu cümlede Türk tarihinde önemi hiçbir zaman inkar edilmeyecek bir olayı ebediyete kadar geçerli olacak ve bir prestij tanımını görmekteyiz.)
“Önceleri 1828 mağlubiyeti, 1876 felaketi ve daha önce birçok isyan ile sarsılmış, 1916 Şubat’ında ordusunun ricatini temin için çocuğu, kadını sipere koşan destani“ şehir(tarihi, kültürel ve sosyolojik olan bu tanımda geçmişte yaşanmış olan tarihi olaylar üzerinde yapılmış ve süreklilik arz eden bir şehir tanımıdır.)
ERZURUM İÇİN YAPTIĞIMIZ ŞEHİR TANIMLARI
SARI GELİN COĞRAFYASININ BAŞKENTİ
Erzurum Çarşı Pazar Türküsü geniş bir coğrafyada Sarı Gelin adı altında değişik sözlerle ama benzer bir ezgi eşliğinde söylenmektedir. Türkünün değişik varyantlarının söylendiği coğrafyanın genel özelliği toplumsal, kültürel, tarihi ve coğrafik olarak birbirini tamamlayan bir bölge olmasıdır. Bu türkünün söylendiği coğrafyada yaşanan etnik ve sosyolojik hareketliliğinin merkezinde Erzurum şehri vardır. Azerbaycan, Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu ve Kerkük tarihi incelendiği zaman bu coğrafyadaki tarihi, kültürel ve sosyal hareketliliğin aynı zamanda ekonomik faaliyetlerinde desteklediği bir bütünlük arz ettiği görülmektedir. Dolayısıyla bu coğrafyanın merkezinde yer alan Erzurum aynı zamanda bu coğrafyanın geneline hitap eden bir ekonomik kalkınma noktası olduğunu da bölgesel kalkınma konusunda çalışanlar tarafınca kolayca anlaşılacak bir gerçeklik olduğu anlaşılacaktır. Erzurum Osmanlı döneminde Erzurum Beylerbeyliğinin merkezi olarak yukarıda değindiğimiz coğrafyanın tamamına yakınının idare merkezi olduğu da görülecektir. Bütün bu özelliklerden dolayı bu tanım şehrin ekonomik tarihi, coğrafik, sosyolojik ve kültürel açıdan geçmişten geleceğe kadar süreklilik arz edebilecek şekilde tanımlayan bir vizyon ve prestij tanımıdır.
İMPARATORLUK ŞEHRİ
Erzurum Roma İmparatorluğu döneminde kurulmuş ve kurulduğu tarihten itibaren imparatorluklarının hakimiyet mücadelesine sahne olmuş olan bir şehirdir. Roma, Pers, Emevi, Selçuklu, İlhanlı, Safevi, Osmanlı, Rus Çarlığı gibi bir çok imparatorluğun mücadele sahnesi olmuştur. İmparatorluk şehrinin en önemli özelliği geniş bir coğrafyanın idari, ekonomik ve garnizon merkezi olmasıdır. Bu tür şehirler kendilerine özgü aristokratik bir yapı oluştururlar. Aristokratik şehirlerde gelenekler şehridir. Sosyal, kültürel ve ekonomik alanlarda oluşan toplumsal mekanizmalar gelenekler oluşturarak bu gelenekleri şehrin hayatına yansıtırlar. İmparatorluk şehirlerinin bir diğer özelliği ise çok kültürlülüğe sahip olması ve kendine özgü bir mimariyi geliştirmesidir. Erzurum’u gezmeye gelen seyyahların hatıratlarında bu özelliklere ilişkin birçok ifade ile karşılaşmak mümkündür. Şehir üzerine yapılan tarihi incelemelerde bunu desteklemektedir. İmparatorluk şehirlerinin en büyük handikabı oluşturdukları toplumsal alt yapının belli bir otorite etrafında oluşması ve otoritenin kaybolması halinde toplumsal, kültürel ve ekonomik yozlaşma içerisine girmesi ve kendine özgü şehir kimliğini kaybetmeye başlamasıdır. Bu şekilde olan şehirler geleneksel kimliği ile edinmeye çalıştığı veya arayışta olduğu yeni kimlik veya modernleşme süreci içerisinde sıkışması ve kendini geçmişinden besleyerek geleceğe aktaracak çalışmaları sistematik bir şekilde şimdi yapamamalarıdır. Bu tanım ile geçmişinden gelen tarihi ve kültürel kimliğine vurgu yapılmakta ve geleceğe dönük misyonuna ilişkin hedef belirlenmektedir.
MİLLİ MÜCADELENİN KURTARICI ŞEHRİ
Erzurum, Milli Mücadele döneminde yaşanılan işgal olaylarına karşı hangi gerekçeyle ve yöntemle mücadele edileceğinin belirlendiği ilk kongrenin yapıldığı 23 Temmuz 1919 Kongresine ev sahipliğini yapmıştır. Bu dönemde şehrin Batı ve Güney Batı bölgesi düşman işgali veya işgal tehlikesi altına girmeye başlamıştır. İzmir, İstanbul, Antep, Adana, Maraş, Bursa, Balıkesir gibi bir çok şehrin kurtarılmayı beklediği dönemde Erzurum bu işgale nasıl, kiminle ve hangi yöntemle kurtaracağına karar vermiş ve bünyesinde barındırdığı askeri malzeme ve personelle destek sağlamıştır. Bu tanım önemli bir siyasi olayı genel ve yerel tarih ile siyaset bilimini birleştirerek önemli bir misyon ve vizyon yansıtacak özelliklere sahiptir. Geçmişten geleceğe doğru süreklilik arz edecek bir şehir tanımıdır.                      

Erzurum Tanımları