Selahattin Altaş’la Röportaj

Selahattin Altaş’la Röportaj

 

Röportaj Eren Ceylan

Selahattin Altaş, okurlarımıza kısaca kim olduğunuzu anlatabilir misiniz?

1950 yılında Erzurum ilimizin Şenkaya ilçesinde doğdum. Mirze’den olma Semen’den doğmayım. Eskiden ana baba ismi böyle söylenirdi. Yani babamın ismi Mirze annemin ismi Semen. İlk ve Orta okulu Şenkaya’da okudum. Öğretmen okulunu ise Gümüşhane’de okudum. 1969 yılında öğretmen olarak göreve başladım. Öğretmenlik görevimi sürdürürken kendi çabamla İngilizce öğrendim ve 1975 yılında üniversite sınavına girdim ve Gazi Eğitim Enstitüsü İngilizce bölümünü kazandım ve 1979 yılında mezun oldum. Lise öğretmeni olmaya hak kazandığım halde ilkokul öğretmenliği yapmayı tercih ettim. Gazi üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesinde lisans tamamladım. 1994 yılında müfettişlik sınavını kazandım. İlköğretim müfettişliği görevinde bulundum ve 2011 yılında emekli oldum. Evliyim, babayım ve dedeyim.

Selahattin Bey, son dönemlerde sosyal medya üzerinden ve kişisel blog sayfanızdan Sarıkamış şehitleri için düzenlenen anma törenlerinin düzenlendiği alanı ve yürüyüş güzergahına ilişkin değişiklikler yapılmasına ilişkin bir dilekçe kampanyası başlattınız. Buna neden gerek duydunuz? Bu talebinizin gerekçesi ne?

“Sarıkamış Harekatı Şehitlerini Anma Törenlerinin” Sarıkamış’tan Başlatılması Yerine 10. Kolordunun Izlediği (Oltu,Penek, Kosor Ve Ersinek ) Güzergahını izleyerek, Binlerce Şehidimizi Koynunda Barındıran, Allahuekber Dağı’nın Kuzey Yamacında Bölgede Yapılmasının Tarihi Verilere Uygun Olacağı ve binlerce Askerimizin Şehit Düştüğü Söz Konusu Bölgeye Uygun Bir Şehitliğin Yapılması için bir imza kampanyası başlattım. Bunu Allahuekber dağlarının kuzey yamacında yatan 10. Kolordu şehitlerinin tarihte hak ettiği öneme sahip olmalarını sağlamak ve tarihi gerçeklere uygun olarak bu önemli günün anılmasını sağlamaktır. Gerekçem ise tamamen tarihi gerçekliklerdir. Şenkaya’dan Başlayan Sarı Çam Orman Kuşağı Karınca Düzlüğünde Kıvrılarak Kaymak Dağı’ndan ta buralara kadar uzanır. 3120 metre rakımlı dağ silsilesi sanki diğerlerine çalım satıyordu. Haklı olmalı. Çünkü bağrında, Anadolu’nun Her Yöresinden Gelerek Şehadet şerbeti içen vatan evlatlarını, Sarıkamış Hareketi 10.Kolordu yiğitlerini barındırıyordu. Kulaktan kulağa gelen bilgiler veya zamanı yaşayanların anlattığı bilgilerle de olsa Allahuekber faciası hakkında bir çok hikaye duymuştuk. Allahuekber Dağı’nın adını nereden aldığına dair de birçok efsane de anlatılırdı. Bunlardan biri şöyle; eskiden Penek Kalesinde yaşayan hükümdarın kızı domuz çobanına aşık olur. Bunu duyan çoban da kıza aşık olur. Hükümdar duyunca çoban ile kız birlikte dağa kaçarlar. Hükümdarın askerleri onları bulur. Direnmelerine rağmen önce kızı sonra çobanı öldürürler. Çoban ölürken son olarak ağzından ‘’Allahuekber’’çıkar. Bundan sonra dağın adı Allahuekber olarak anılır. Çocukluğumda anlatılan hikayelerin de bende bıraktığı iz ve Sarıkamış harekatı şehitlerine olan vefa borcumdan dolayı olmalı ki Sarıkamış Harekatını, tarihi gerçekleri araştırmaya karar verdim.

Selahattin Bey Sarıkamış Harekatının nedenleri nedir? Birçok sebep sıralanmaktadır. Sizin araştırmalarınıza göre bu konuda edindiğiniz bilgilere göre en temel neden nedir?

Elviye-I Selase denilen bölgeyi almaktır. Elviye-I Selase; Kars Ardahan ve Batum sancaklarının ortak adıdır. 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı (93 Harbi) sonrasında 1878’de imzalanan Ayastefanos Anlaşmasına Göre; Elviye-I Selâse (Üç Sancak Yani Kars, Ardahan ve Batum Sancakları Ile Bayezit Sancağı) Dört Yüz Milyon Ruble karşılığı savaş tazminatı olarak Rusya’ya Verilmişti. Daha sonra yapılan 1878 Berlin Antlaşması ile Bayezit Sancağı Osmanlı İmparatorluğu’nda kaldı. Osmanlı Devleti Rus işgalinde bulunan Kars, Ardahan ve Batum topraklarını geri almak için Sarıkamış Harekatını başlatmıştır. Elviye-I Selâse Kırk Yıl Rus yönetiminde kaldıktan sonra, 1. Dünya Savaşının sonlarına doğru, Rusya’da meydana gelen Bolşevik İhtilali nedeniyle Rusların silahlarını Ermenilere bırakarak bölgeden çekilmeleri sonucunda 1918 tarihinde imzalanan Brest-Litovsk Antlaşması ile tekrar anavatana kavuşmuştur.

Sarıkamış Harekatı nerede geçmiştir?

Sarıkamış Harekatı Yapıldığı Yerler, 1914 tarihinde 1878 Ayastefanos Anlaşmasına göre Rus yönetiminde bulunan Ardahan Ve Kars Sancakları topraklarında bulunmaktaydı. Şenkaya’nın, o zamanki adıyla Örtülü Köyü’nün, Allahuekber Dağı’nın bulunduğu bölge, Kosor Nahiyesine ki o zaman Kosor Nahiyesi Oltu’ya, Oltu’da Ardahan Sancağına dolayısıyla Elviye-I Selâse’ye Bağlıydı. Elviye-I Selâse, I.Dünya Savaşı’nın sonlarına doğru, 1918 Tarihinde imzalanan Brest-Litovsk Antlaşması ile tekrar anavatana kavuşarak harekatın geçtiği topraklar Erzurum iline bağlanmıştır.

Selahattin Bey, Sarıkamış Harekatına katılan Türk Ordu birlikleri hakkında bilgi verir misiniz? Kaç askeri birlik katıldı? Komutanları kimlerdi? Bu birliklerin görevleri neydi ve sorumluluk alanları nerelerdi?

Sarıkamış Harekatı 3. Orduya Bağlı 9.Kolordu, 10.Kolordu, 11.Kolordu ve iki süvari tümeni ile birlikte üç koldan ibarettir. 9.Kolordu Komutanı Ahmet Fevzi Paşa, 10.Kolordu komutanı Albay Hafız Hakkı Paşa, 11.Kolordu Komutanı Abdul Kerim Paşa’dır.

9.Kolordunun güzergahı Kargapazarı Dağlarıdır. Oltu’dan Gelen 10. Kolordu Birlikleri ile birleşerek Soğanlı Dağları – Bardız Üzerinden Sarıkamışa yürümüştür. Enver Paşa 25 Aralık’ta 9. Kolordu’nun bir tümeni ile Bardız’dan yoluna devam dderek, Sarıkamış’a 6 Kilometre yaklaştı. Bir Rus Birliği Yolunu kapamaktaydı. Bu esnada Rus karargahında Sarıkamış’ı boşaltmak ve geri çekilmek tartışılıyordu.

10.Kolordunun Amacı Tortum-Ardos-Oltu-Penek- Kosor yönünde ilerleyip, Kosor’dan sonra vadinin güneyinde uzanan 3120 rakımlı Allahuekber Dağını aşarak, Sarıkamış’ta bulunan Rus Ordusunu arkadan vurmaktı. Ersinek Üzerinden Allahuekber Dağını aşmak için başlatılan Sarıkamış Harekatında 10.Kolorduya bağlı 92.Ve 93.Alaylar Ersinek üzerinden Allahuekber Dağını aşarken, bu harekata destek olmak amacıyla Penek’te 31. Tümen’den ayrılan ‘’Kuzey Harekatı Destek Birliği’’, Rusları takip ederek Göle’ye gittikten sonra Susuz’a doğru yürüyüp Rusların yolunu kesmekle görevlendirilmişti.

11.Kolordu ve iki süvari tümeni Erzurum’dan (Horasan’dan) Sarıkamış’a yürümüştür.

Selahattin Bey, bize Sarıkamış faciasını nasıl tarif edersiniz? Yani böyle önemli bir askeri harekat yani Sarıkamış Harekatı nasıl ve neden Sarıkamış Faciası olarak adlandırılmaya başlanıldı?

Bu sorunuza ben, Kolordu Kurmay Başkanı Yarbay Köprülülü Şerif İlden’in bir anısını aktararak cevaplandırmak isterim. Bu anıyı Ord. Prof. Enver Ziya Karal tarafınca kaleme alınan Osmanlı Tarihi isimli ansiklopedik çalışmanın IX. Cildinde İkinci Meşrutiyet ve Birinci Dünya Savaşı (1908-1918) başlığı altında 414 -424 Sayfa numaraları arasında bulabilirsiniz. “”…En nihayet dağa çıktık. Bizi çok geniş ve uçsuz bucaksız sanılan bir kar yaylası karşıladı. Pek yorulmuş ve takatsiz düşmüştük. Bu andan itibaren göz gözü görmez oldu. Kimsenin kimseye yardım etmesi ve hatta söz söylemesi, sesini işittirmesi imkânı kalmadı. Uzun, sonsuz denecek kadar uzamış olan yol kolu dağıldı. Herkes kendi canının derdine düştü. Asker enginlerde, dere içlerinde, orman bucaklarında, nerede bir kara nokta, dumanı çıkan bir ocak gördüyse oraya saldırdı ve kolordu çözülüp eridi. Subaylar çok uğraştılar, fakat kimseye söz işittirmek gücü kalmamıştı. Hala gözümün önündedir; yol kıyısında karların içine çömelmiş bir er, bir yığın karı kollarıyla kucaklamış, titreyerek, feryat ederek dişleriyle kemiriyor, tırnaklarıyla kazıyordu… Kaldırıp yola götürmek istedim. Er önceki hareketlerini hiç bozmadı ve beni hiç görmedi. Zavallı cinnet geçiriyordu… Böylece şu uğursuz buzullar ıçinde biz belki 10.000’den çok insanı bir günde karların altında bıraktık ve geçtik.

İşte bu anı Sarıkamış faciasını tanımlamaya yeter. Sorunuzun diğer kısmına gelince Kosor Nahiyesine kadar, bölgenin diğer yerlerine göre daha az kar yağar ve biraz ılıman geçer. Fazla kar tutmaz. Buranın bir bölümü için kaloriferli yol denilir. Bu nedenle Kolordu Ersinek’e, yani dağa tırmanıncaya kadar soğuktan dolayı herhangi bir problemle karşılaşmaz. Sarıkamış Harekatı ile ilgili Olarak Adil Akkurt diyor ki; Ormanlı köyü olan Ersinekte Asker 2 Gün Konaklar, Evlerde, ahırlarda (komlarda),samanlıklarda (mereklerde ) askerlerin altlarına ot , saman eski hasırlar serilerek büyük baş hayvan kesilerek konaklamıştır. Allahuekber Dağı, rakımından da anlaşılacağı gibi yüksektir. Çok kar yağar. Zirvesine Isı sıfırın altında -30 derecelere kadar düşer. Ordu Kosor’a geldiğinde yöreyi bilenler komutana önerilerde bulunarak, bu mevsimde dağın aşılmasının imkansız olduğunu söylerler. Yalvarırlar. Başka yollar önerirler. Köylülerin ısrarlı olmalarına rağmen asker 3.gün köylülerin yardımı ile Datmeri Ormanı’nın üstüne kadar yardım ve kolculuk ederek giderler. Köylüleri oradan geri köylerine gönderirler. kısa bir süre sonra kâr tipi başlar. askerler yaylalara, kayalara sığınmaya başlarlar Bütün bunlara rağmen planlandığı gibi dağa tırmanılır. Askerler çölden gelmiştir. Üstelik üzerlerinde yazlık üniformalar vardı. Tırmanış 19 saat sürer. Kolordu, Allahuekber Dağı’nda çok büyük bir zayiat verdi. Fırtına çadırlarını yıktı. Dağı aşarak, Güney yamaçlarındaki Beyköy Ve Başköy’e ulaşabilenlerin sayısı 3200 kişiden ibaretti. İçlerinden birçoğunun ayakları donduğundan %20’Si iş göremez haldeydi. Geriye kalanlar soğuğa ve tipiye dayanamayıp genellikle donarak şehit olmuşlardı. Buna rağmen bu birlikler, 27 Aralık’ta Selim yakınlarına ulaşarak Sarıkamış-Kars Demiryolunu tahrip ettiler. Hareket sonunda aşırı soğuk ve açlık yüzünden, hedef ele geçirilemeden, 5 Ocak 1915’de sona erdi. Yıllarca yörede, facianın yaşandığı yaylalarda, sırf şehitlere saygı duydukları ve ruhlarını İncitmemeleri için insanlar yayla evlerine giremediler. Halen acıları ve üzüntüleri yüreklerdedir. İşte Sarıkamış faciası böyle bir faciadır. Konuya ilişkin olarak Kurmay Albay Muhittin Müderrisoğlu’nun Sarıkamış Ve Bozgun adlı kitabını okurlarımıza tavsiye ederim.

Selahattin Bey. Bu faciada zayiatımız ne kadar olmuştur? Farklı rakamlar telaffuz edilmekle birlikte genelde 90.000 gibi korkunç bir rakamdan bahsediliyor.

Kars Valiliği Internet Sitesinde sadece Allahuekber Dağına tırmanışta 37.000 şehit verildiği belirtilmektedir. Nereden bakılırsa bakılsın 10.kolordunun Allahuekber dağına tırmanırken 40 bine yakın şehit verdiği anlaşılmaktadır. Türk Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanlığına göre hareket sonunda; Osmanlı kayıpları 60.000 ve Rus kayıpları ıse 30.000’dir. Savaşın en hazin kısmı ise Osmanlı kayıplarının birçoğunun Ruslar ile yapılan çarpışmalarda değil de ağır soğuk hava koşulları yüzünden olmasıdır. Ruslar; Türklerden 200 subay, 7000 eri esir, 20 makineli tüfekle 30 topu ganimet olarak almışlardır. 5000 kişi civarında esir alınmıştır. Bunlar tahmine göre Kırım’da, domuz çiftliklerinde çalıştırılarak ve aç bırakılarak öldürülmüşlerdir.

Sarıkamış Harekatı Şehitlerini Anma Programının güzergahında bir yanlışlık yapıldığına dair iddialarınız var. Bu konu hakkında bize bilgi verir misiniz?

Sarıkamış Harekatının bütün parçaları, yani üç kolordunun, 9.Kolordunun Erzurum’un ilçesi Narman cvarından,10. Kolordunun Oltu güzergahından, 11.Kolordunun Horasan güzergahından Sarıkamış’a yürümesine rağmen halihazırda yapılan anma törenleri tersinden yani bitiş noktasından Sarıkamış’tan başlatılıyor. Sarıkamış başlangıç değil sonuçtur. Törenlerin bitiş noktasından değilde başlangıç noktasından başlatılmasının ve yapılmasının uygun olacağı düşüncesindeyiz. Hele kırk bine yakın şehidin verildiği 10.kolordunun bulunduğu bölge ya ıhmal edilmekte, ya da unutulmaktadır. Binlece şehidin yattığı bu bölgede şehitlerimizin şanına uygun anıt mezarların bulunmaması da ayrı bir üzüntü kaynağıdır. 24 Aralık yaklaşıyor. Her yıl olduğu gibi bu yılda “Sarıkamış Harekatı Şehitlerini Anma Törenleri” tersinden yapılacak ve on binlerce şehidin verildiği bölge unutulacak. Sarıkamış Harekatı şehitlerini anma törenleri yine sanki Sarıkamış şehitleri gibi algılanacak. Harekat planının adı sarıkamış harekatıdır. Şehitler sarıkamış’a giderken verilmiştir. Bahsettiğimiz gibi Sarıkamış, başlangıç değil sonuçtur. Umarız yetkililer bu yanlışlığın tez zamanda farkına varırlar.

Konuya ilişkin olarak son olarak ne söylemek istersiniz?

Gerek Erzurum ve gerekse Erzurum dışında, başka illerde Erzurum ile ilgili faaliyet gösteren vakıf, dernek ve benzeri kuruluşların saygıdeğer yönetici ve üyelerine seslenmek istiyorum.

Konu ile ilgili Olarak TBMM Dilekçe Karma Komisyonuna, CİMER’e, Genel Kurmay Başkanlığına, Erzurum Valiliğine, Kars Valiliğine tarafımdan birer dilekçe ıle başvurulmuştur. Erzurum içinde veya dışında Erzurumluların kurmuş olduğu sivil toplum kuruluşu yöneticilerinin ve üyelerin de konu ıle ılgili dilekçe vermeleri kamuoyu oluşturma açısından önemli olduğunu düşünüyorum. Konu TBMM Dilekçe Karma Komisyonunda görüşülecek. Erzurum’un iktidar ve muhalefet partisi ayrımı yapmadan Milletvekillerinin devreye sokulması önemlidir. diğer kurumlara gönderilen dilekçeler ıçin tanıdıkların ve ileri gelenlerin devreye sokulmasının faydalı olacağını düşünüyorum. Haklı davamıza sahip çıkalım. Biz sahip çıkmadığımız için başkaları sahip çıkmış. Dernek, vakıf ve benzeri kuruluşların görevi sadece taziye vermek veya herhangi bir partinin oy makinesi olarak düşünülmemelidir. Bu tür haklı konulara el atıp çözüm bulmalıdır diye düşünüyorum. Konu ile ilgili olarak desteklerini esirgemeyen başta Bursa Şenkayalılar Derneği Başkanı olarak konuya ilişkin yapılacak her türlü faaliyetlerinizin destekçisi olacağımdan emin olun” ifadesini kullanarak bize desteklerin belirten Sayın Himmet Demirci’ye, Bireysel olarak; desteklerini gösteren Sönmez Birol, Cemile Karabulut, Kemal Apaydın, Secaattin İlgün, Nevzat Taşkın, Yavuz Karabulut, Tüzin Atlı Özay Zahidenine, Coşkun Köycü, Erdoğan Bayraktar, Mennan Yılmaz, Ercan Güngör, Mehmet Erdoğdu, Muhammet Kaya Nezdinde ismini sayamadığımız tüm hemşerilerimize bir kez daha teşekkür ederiz.

Sesimizi duyurmaya katkı sağladığınız ve konuya duyarsız kalmadığınız için Erzurum Sevdası Dergisine ayrıca teşekkür etmek isterim.

Okurlarımızın röportajımızın sonunda ekleyeceğimiz dilekçe örneğini doldurarak ilgili mercilere gönderirlerse bu haklı davamıza ciddi bir destek sağlayacaklardır. Şimdiden herkese teşekkür ederim.

HER NE YAPACAKSAN ŞİMDİ YAP

SENİN DE ÇORBADA TUZUN OLSUN

HAKLI DAVAMIZA SAHİP ÇIKALIM

DİLEKÇE ÖRNEĞİ

(TBMM DİLEKÇE KARMA KOMİSYONU BAŞKANLIĞINA)

(GENELKURMAY BAŞKANLIĞINA)

(CUMHURBAŞKANLIĞI İLETİŞİM MERKEZİNE (CİMER)

(ERZURUM VALİLİĞİNE)

Bilindiği Üzere;”Sarıkamış Harekâtı Planının” Bir Parçası Olarak 10.Kolorduya Bağlı Birliklerin Görevi Allahuekber Dağı’nı Aşarak Sarıkamış’ta Bulunan Rus Kuvvetlerini Arkadan Vurmaktı. Plan Gereğince 10.Kolordu Birlikleri Tortum, Oltu, Penek, Kosor Ve Ersinek Güzergâhını Izleyerek Ersinek Köyü Civarından Allahuekber Dağı’na Tırmanırlar. Tırmanış 19 Saat Sürer. Çetin Kış Şartları, Şiddetli Kar Ve Çıkan Fırtına Çadırları Yıkar. Bu Durum Karşısında Binlerce Askerimiz Alluekber Dağı’nı Aşmadan Kuzey Yamacındaki Bu Topraklarda Şehit Düştü. Binlerce Şehidimiz, O Tarihlerde Oltu’ya Bağlı Ve Şimdilerde Ise Şenkaya İlçesi Sınırları Içindeki, Allahuekber Dağı’nın Kuzey Yamacında Yatmaktadırlar. Buna Rağmen Bu Birlikler, 27 Aralık’ta Selim Yakınlarına Ulaşarak Sarıkamış-Kars Demir Yolunu Tahrip Ettiler.

Diğer Taraftan 10. Kolorduya Bağlı Birlikler Ersinek Köyü Civarından 3120 Rakımlı Allahuekber Dağını Aşarken, Bu Harekâta Destek Olmak Amacıyla Penek’te 31. Tümen’den Ayrılan ‘’Kuzey Harekâtı Destek Birliği’’, Rusları Takip Ederek Göle’ye Gittikten Sonra Susuz’a Doğru Yürüyüp Rusların Yolunu Kesmekle Görevlendirilmişti. Penek’te 31.Tümenden Ayrılan ‘’Kuzey Harekâtı Destek Birliği’’ Yoğurtçular, Barik (Özyurt) , İznos (Gülveren) Üzerinden Allahuekber Dağının Kuzey Yamaçlarının Bittiği Karınca Düzlüğü’ne Varırlar. Kuzey Harekâtı Destek Birliği Stange Bey Komutasındaki 8.Alay Ile Bir Temas Kuramadı Ve Daha Sonra Rus (Kalitin’in) Kuvvetleri Tarafından Geriye Doğru Sürüldü Ve Aynı Yoldan Oltu’ya Geri Döndü. Bu Harekât Sırasında Da Şehitlerimiz Olur.

1.“Sarıkamış Harekatı Şehitlerini Anma Törenlerinin” Sarıkamış’tan Başlatılması Yerine 10. Kolordunun Izlediği (Oltu,Penek, Kosor Ve Ersinek ) Güzergahını Izleyerek, Binlerce Şehidimizi Koynunda Barındıran, Allahuekber Dağı’nın Kuzey Yamacında Bölgede Yapılmasının Tarihi Verilere Uygun Olacağı,

2.Binlerce Askerimizin Şehit Düştüğü Söz Konusu Bölgeye Uygun Bir Şehitliğin Yapılması Için Gereğini,Arz Ederim

Röportajlar