Aralık 3, 2024

Avrupa devletleri şehir planlamalarında arşiv çalışmalarına önem göstermektedirler. Bu arşiv çalışmaları ile elde ettikleri bilgiler ile şehir katman haritaları, şehrin tarihi ve şehir bölgelerinin ekonomik ve sosyal yapıları çıkarılarak gelecekte şehir bölgeleri planlanırken bu yapıya uygun bir şekilde tarihi ve kültürel dokunun yanı sıra ekonomik ve sosyal dokuyuda muhafaza ederek bir şehir planlaması yapmaya çalışırlar. Elbette bizim arşivlerimizde de bu şekilde kullanabileceğimiz ciddi kaynaklar vardır. Temettuat defterleri bunlardan bir tanesidir. Temettuat defterlerinden bir şehrin mahalle sayısı, kaç haneden oluştuğu, gelir seviyesi, demografik yapısına kadar her türlü bilgiyi edinebiliriz. Bu kısa çalışmamızda 19 yüzyıla ait temetuat defterlerinden elde edilen ortalama bilgilerden birkaç tanesini kullanarak Erzurum evveliyatının 19802li yıllara kadar şehir yapısının nasıl etkilediği özetlenerek anlatılmıştır.

19 yüzyıl Erzurum şehir nüfusu ve ticareti ele alınıp incelendiği zaman karşımıza çıkan en büyük sorun nüfus defterleri ile temettuat defterlerinin arasında mahalle sayısı ve isimleri arasındaki uyuşmazlıktır. Temettuat defterlerinde 42 adet olarak gözüken mahalle sayısı nüfus tahrir kayıtlarında 53 adet olarak gözükmektedir. Mahalle şehir incelemelerinde en temelde yer alan yerleşim birimleridir. Bu yerleşim birimleri birbirleri ile sıkı bağlantılı olan ve toplumsal yapının temelini oluşturan şehir organizasyonlarıdır. Mahalleler Selçuklu döneminde camiler etrafında şekillenirken Osmanlı döneminde çarşılar etrafında teşekkül etmeye başlamışlardır. Erzurum mahalleleri de aynı şekilde teşekkül eden mahalleler olmakla beraber isimlerini mahallede bulunan camilerden almışlardır. Cami isimlerinden sonra Erzurum mahallelerinin isimlendirilmesinde meslek isimleri ve mahalle oluşumunda önemli olan şahısların isimleri de etkili olmuştur.

Osmanlı Temettuat defterlerinde hane sayısı 50 üzerinde olan mahalleler büyük 20 -50 hane arasında olan mahalleler orta, hane sayısı 20 den az olan mahallelere ise küçük mahalleler denilmektedir. Erzurum 19. Yüzyıl temettuat defterleri incelendiği zaman en büyük mahallenin Hasan-ı Basri diğer ve en çok bilinen ismiyle Gavurboğan mahallesi olduğu görülmektedir. Bu mahalleden sonra Ali Paşa Mahallesi gelmektedir. Bu mahallenin dikkat çeken iki özelliği bulunmaktadır. Bunlardan ilki nüfusunun yarıya yakın kısmının Ermeni olması diğeri ise Rumların yaşadığı tek mahalle olmasıdır. Ermeni nüfusunun yoğunlaştığı diğer iki mahalle ise mumcu ve yeğen ağa mahalleridir. Aşağı ve yukarı mumcu olarak isimlendirilen mumcu mahallesinin nüfusunun yarıya yakını Ermenilerden oluşurken, Yeğen ağa mahallesinin ise nüfusunun üçte birini Ermenilerden teşkil etmektedir. Bu mahallenin bir diğer özelliği ise Katolik Ermenilerin tamamına yakınının bu mahallede yaşamış olmasıdır. Yeğen ağa mahallesinin bir diğer ismi ise “kala deruni”dir. Erzurum’da büyük olarak nitelendirilebilecek olan diğer mahalleler ise Caferiye, Cami Kebir, Cedid, Çırçır, Gez, Habib Efendi, Kadana, Murad Paşa, Müderris Efendi, Sultan Melik, Topçuoğlu, Üveys(Veyis)efendi, Vani Efendi mahalleleridir. Dikkat ederseniz bu mahallerin bulunduğu alanlar günümüzde Erzurum Ticaretinin ve nüfus hareketliliğinin en yoğun olarak yaşamış olduğu alanlardır. Bu alanlar aynı zamanda kentsel çöküntü ve dönüşümün yoğun olarak yaşandığı alanlar olarak dikkatleri çekmektedir.

Orta büyüklükteki mahalleler içerisinde en büyük olanı Derviş ağa mahallesidir. Orta büyüklükteki mahalleler içerisinde en çok dikkati çeken mahalle mahalle ise Eminkurbi mahallesidir. Emin kurbi mahallesi nüfusunun yaklaşık üçte ikisi Ermenilerden oluşan bu mahalle aynı zamanda Rus işgal güçlerinin resmigeçit yaptığı mahalledir. Orta büyüklükteki diğer mahallelerimiz ise Narmanlı, şeyh emir, Şeyhler, Kırmacı, Köse Ömer, Lala Mustafa Paşa, Abdurrahman ağa, Hacı Cuma, Kasım Paşa, Kavak ve Zağralı Ali ağa mahallesidir. Bu mahaller içerisinde yer alan Kasım Paşa Mahallesi Osmanlı döneminin Merkez mahallesidir. Bu mahalleden Hacı Cuma Mahallesi günümüzde kentsel dönüşüm bahanesi ile yerle bir edilmişken Şeyler, Kırmacı mahallelerinde kentsel dönüşüm başlamış olup diğer mahalleler ise tamamen kentsel yoksulluk bölgesi olan birer çöküntü alanı haline gelmişlerdir.

Küçük ölçekli mahallerimiz ise Boyahane, Çortan, Çukur, Kabe mescidi, Hanım Hamamı olarak bilinen Sivasi Mahalleleridir. Hane sayısı en az olan mahalle 9 hane ile Boyahane mahallesidir.

Erzurum; Osmanlı idaresine girdiği ilk dönemden itibaren nüfusu ve ekonomik gelişimi sürekli olarak istikrarlı bir şekilde artmıştır. Bunda iki husus etkili olmuştur. İlki süre gelen savaşların Osmanlı hakimiyeti ile sona ermesi diğeri ise bölgede yaşamı teşvik edecek vergi muafiyetlerinin tanınmasıdır. Böylece Erzurum ve çevresinde yaşayan halk ağır vergi yükünden kurtulmuş buda sürekli olarak bölgeye dışarıdan insanların gelip yerleşmesini sağlamıştır. Ancak bu sürekli artışının durması ve hatta gerilemeye başlamışı 19 yüzyılın ilk çeyreği içerisinde yaşamıştır. Bunda etkili olan unsurlar yeni çeri olaylarından sonra bu ocağın kapatılması ve 1828 – 1829 Rus işgalidir. Bundan sonra yaşanan Rus tehdidi ve bundan duyulan endişelerden dolayı Erzurum nüfusu sürekli olarak gerilemiştir. Yaşanan son Rus işgali ve Ermeni mezalim Erzurum nüfusuna vurulan en ağır darbe olmuştur. Erzurum’un kurtuluşundan sonra ve Cumhuriyet döneminde nüfus sayısında bir artış yaşanmıştır. Ancak bu nüfus artışı korumalı ve müdahaleci ekonomi döneminde bir duraklamaya girmiştir. Bundaki en önemli neden Erzurum ve çevresinin gerekli devlet desteğini alamaması ve Marmara bölgesinin ülkenin ekonomik kalkınma bölgesi olarak seçilerek her türlü devlet teşvikinden faydalanmasıdır. Son dönemde Erzurum nüfusu sürekli olarak gerilemektedir. Bundaki en önemli faktör ise Turgut Özal ile başlayan liberal ekonomi döneminde daha önce bahsetmiş olduğumuz korumalı ekonomi döneminde her türlü yatırım olanağına sahip olan bir bölgede yatırım yapma ve iş bulma olanağının fazla olması nedeniyle bölge halkının avantajlı bölgelere yerleşme isteği olmuştur. Ağır kış koşulları ve yetersiz kamu hizmetleri nedeniyle bölgede hızlı bir göç yaşanmıştır. Bütün bu hareketlerin sonucunda 19. Yüzyılın başından itibaren Erzurum nüfusunda 1919 ile 1960 yılları arası haricinde Erzurum nüfusunda ciddi bir göç olayına dayanan nüfus azalması yaşanmıştır

Erzurum şehir merkezi dikkate alınarak temmettuat defterlerinin değerlendirmesini yaptığımızda karşımıza çıkan tablo zirai mesleklerle uğraşan hane sayısının %2 civarı olduğu görülmektedir. Burada dikkat çeken nokta bu sayının ağrılık noktasının rençber, çobanlık ve cambazlık ile uğraştığı görülmektedir. İşin ilginç tarafı binlerce başlık sürülere sahip sadece tek bir hane görülmektedir. Bu 19. Yüzyılda Erzurum şehrinin tarım ve hayvancılıktan sanıldığı kadar içli dışlı olmadığını ortaya koymaktadır. Bu ekonomik faaliyetler olduğu gibi şehrin dışında köy ve mezralarda yürütülen bir faaliyet olduğunu ortaya koymaktadır. Büyük çiftlik sahiplerinin Erzurum’dan ziyade köylerde ve kasabalarda oturduğu anlaşılmaktadır. Hayvancılık açısından önemli olan veteriner sayısının Erzurum’da bir hanede gözükmesi hayvan sağlığının ihmal edildiğini ortaya koymaktadır. Bu sadece hayvan sağlığı açısından değil insan sağlığı açısından da ciddi sorunların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Hayvancılıkla en fazla uğraşanların yerleşik olduğu mahalle 12 hane ile Hasan Basri mahallesidir. Hayvancılıkla uğraşanların tamamına yakını Müslümanlardan oluşmaktadır. Erzurum şehir merkezinde hayvancılık faaliyetlerinin 19. Yüzyıla göre artması köylerden şehre doğru başlayan göç ve artan gecekondulaşma ile birlikte 1930 ile 1980 arasında olmuştur. 1980’den sonra gecekondu önleme bölgelerinin başarılı neticeler vermesi, kırsal kesim göçlerinin tamamına yakınının büyükşehirlere kayması, belediyelerin ve merkezi hükümetin şehir içindeki hayvan barınaklarına yönelik yoğun denetimleri, kentsel dönüşüm süreci ve hizmet sektörünün Erzurum’da gelişmesi ile birlikte azalmaya başlamış ve şehir merkezinde beslenen ahır hayvanı sayısını yok denilecek noktaya getirmiştir.

19. yüzyıl temettuat defterlerini incelediğimiz zaman hane sayısının ortalama %15 kadar kısmının işçilerden oluştuğu görülmektedir. Bunun yaklaşık % 2,5 kısmı inşaat işçilerinden oluşmaktadır. Bunlar içerisinde en fazla yer alan grubu kerestecilerdir. Özellikle teknik beceri gerektiren tüm branşlarda Ermenilerin Müslüman ahaliye göre daha baskın olduğu görülmektedir. Müslüman tebanın işçiler kısmında genelde hayvancılıkla uğraşanların yanında ahır temizliği ve kişisel hizmetlerde vb işlerle uğraştığı anlaşılmaktadır. İnşaat başta olmak üzere tüm işçilik kollarında Ermenilerin ağırlıkta yer aldığı görülmektedir. Rus işgalleri ve Ermeni tehciri hadiseleri teknik konuda bilgili olan Ermenilerin şehirden uzaklaştırılmasına sebep vermiş ve buda bu sektör içerisinde uzun zaman boyunca çözülmekte zorlanılan yetişmiş eleman açığını sebebiyet vermiştir. Müslüman ahalinin bu tür işlerden uzak kalması 100 yıllık bir süreçte şehir merkezinde yaşanan yetişmiş teknik eleman sıkıntısının temelini oluşturmuştur. Birinci Dünya savaşının sonu ve milli mücadele döneminde bu sorunun aşılması için Kazım Karabekir paşa tarafınca değişik isimler altında açılan meslek kursları cumhuriyetin ilk dönemlerinde imdada yetişirken ilerleyen dönemlerde meslek liseleri, çıraklık kursları bu sorunun aşılmasına ciddi katkılar sağlamıştır. Ancak meslek liselerine ilişkin başvurular dikkate alındığı zaman Erzurum özelinde bu tür mesleklere karşı bir ilgisizliğin olduğu gözlemlenmektedir. 1980 li yıllara kadar işçi kesiminin yoğunlukla oturmuş olduğu mahalleler Emin Kurbi, yeğen ağa, Hasan Basri mahalleridir

19. yüzyıl tahrir defter kayıtların incelendiği zaman küçük ölçekli sanayi ve ticaret erbabının hane sayısının yaklaşık %60 civarını teşkil etmektedir. 250 civarı meslek grubu altında toplanan bu kesimin meslek çeşitliliği ve sayısal fazlalığı şehrin bir transit ticaret merkezi olmasından kaynaklanmaktadır. Özellikle dokumacılık, giysi, maden işlemeciliği ve madencilik, arabacılık ve kervan, deri işlemeciliği, araç ve gereç yapımında çalışan hane sayısı Erzurum şehrinin gerçekten bir ticaret merkezi olduğunu göstermektedir. Hemen hemen her mahalleye yayılan bu kesimde özellikle tüccarlar Ali Paşa mahallesinde oturmayı tercih etmektedirler. 1990’lı yıllara kadar şehrin önde gelen zenginlerinin bu mahalleyi tercih etmesinde sanırım mahalle evveliyatı etkili olmuştur.

Temettuat defterlerinden elde edilecek bilgiler bunlardan katbekat daha fazladır. Yukarında vermiş olduğumuz kısa bilgiler bile bir şehrin sosyal, ekonomik ve kültürel gelişiminin evveliyatından bağımsız olarak ele alınıp incelenmesinin pek mümkün olmadığını göstermektedir. Yukarıdaki bilgilerin kısa değerlendirmesi bile şehircilik açısından tarihi belgelerin incelenerek şehrin geçmişinden geleceğine doğru planlama fikirlerinin elde edileceğini göstermektedir.

Cazim Serdar

About The Author

Bir yanıt yazın