NAİM KARATAŞ RÖPORTAJI

Güven tazeleyerek yeniden Milliyetçi Hareket Partisi Erzurum İl Başkanlığı görevine seçilen Naim Karataş ile Erzurum, Ülkücülük ve Milliyetçi Hareket üzerine makamında sıcak ve samimi bir sohbet yaptık. Erzurumlulara has ve Ülkücülüğe mahsus teşkilat ahlakı ile sorularımızı duraksamadan ve tüm samimiyeti ile cevaplandıran Karataş’a yeni görev döneminde Erzurum Sevdası olarak başarılar dileriz.

Naim Karataş kimdir?

Naim Karataş 1972 yılında Erzurum’un yolgeçti köyünde şimdiki kanuna göre mahallesinde dünyaya geldim ilk öğrenimimi kendi köyümün okulunda görerek bu okuldan mezun oldum. Hemen akabinde Erzurum’da 23 Temmuz Orta okuluna kaydoldum ve buradan mezun olarak Erzurum Ticaret Lisesine kaydoldum. Evliyim ve iki çocuk babasıyım

Sporcu bir kimliğe sahipsiniz, siyasi kimliğinize geçmeden önce bize biraz spor hayatınızdan bahsedebilir misiniz?

Ben boksörüm, bu spora küçük yaşlarda gönül verdim. Milli sporcu olduğum zaman hedefim Avrupa şampiyonu olmaktı. 3 kez Türkiye şampiyonu oldum. Aynı zamanda 60 kere milli sporcu olarak ülkemi değişik organizasyonlarda temsil ettim. Ülkemi büyük bir gururla olimpiyatlarda temsil ettim yani olimpik sporcuyum. Bu uluslararası spor organizasyonlarında defalarca istiklal marşımızı yani milli marşımızı okuttum. Bunun için Allah’a ne kadar şükretsem azdır. Spor sayesinde edindiğim en büyük kazanım her şeyin başının azim ve çalışmaya dayandığını bana öğretmesi olmuştur.

Siyasete neden ve nasıl başladınız ve neden Milliyetçi hareket?

Bana göre anneden doğan her çocuk ülkücüdür. Ben doğuştan gelen bu ülkücülüğü kaybetmediğime inanıyorum. Ülkücülük bir markadır ve ben bu markanın gerektirdiği azmi, kararlılığı, çalışkanlığı, ülke ve millet sevdasını bağrımda taşıma şerefine nail oldum. Menfaatsiz ve karşılıksız olarak ülkesi için çalışan herkes ülkücüdür ve bu şekilde olan herkesin yolu bir gün, bir şekilde Milliyetçi Hareket ile kesişecektir. Geçmişten günümüze şöyle bir Milliyetçi Harekette yer alanlara baktığınızda bunu görürsünüz. Ülkücü hareketin tabanından gelmiş biriyim. 12 yaşından beri ömrümü ülkücü harekete adadım. 1999’da ocaktan ülkücü siyasete atıldım. 2001 yılında il başkanlığı yaptım. 2016’da atama yapıldı. 2017’de kongre oldu seçimle il başkanı oldum ve 27 Eylül 2020’de yapılan il başkanlığı seçiminde 550 delegenin oyunu alarak bana tevdi edilen görevime devam ediyorum.

Bu başarıyı nasıl sağladınız. Bildiğim kadarıyla üst üste MHP il başkanlığını kazanan en fazla üst üste bu görevi yürüten il başkanısınız? Bu başarıyı nasıl sağladınız?

Yukarıda bahsettiğim gibi yönetimdeki arkadaşlar başta olmak üzere bütün Erzurum MHP il teşkilatı olarak, başbuğumuz Alparslan Türkeş’in belirlediği ilkeler doğrultusunda ve liderimiz Devlet Bahçeli’nin liderliğinde yürütülen politikalara uygun olarak menfaatsiz ve karşılıksız olarak çalıştık. Bu çalışmamız başta liderimiz Devlet Bahçeli olmak üzere Milliyetçi Hareket Partililer tarafınca takdir edildi ve desteklendi kendilerine sonsuz teşekkürlerimi sunmak isterim. Bu başarı Naim Karataş başarısı değil bütün bir Erzurum MHP il teşkilatı ve ülkücülerin başarısıdır. Salgın döneminde bile partimizin kapıları hiçbir şekilde kapalı kalmadı. Bütün bir teşkilat olarak hep birlikte çalıştık. Yeri geldi yardım yaptık yeri geldi sokak sokak gezerek insanlarımızın dertlerini öğrenip çözüm ürettik. Bu çalışmalarımız sadece parti içinde değil seçim dönemlerinde halkımızca takdir edildi ve ittifakımıza ciddi bir halk desteği sağlayarak oylarımızın artmasına neden oldu.

Türk siyasetinin en köklü ideolojik hareketi olan Ülkücü hareketin ve yine en köklü siyasi partilerden biri olan Milliyetçi Hareket Partisinin Türkiye için önemini, anlamını ve yerini değerlendire bilir misiniz?

Biz siyasetimizin merkezine her zaman ülkemizin, devletimizin ve milletimizin menfaatlerini merkeze almış ve bunun için gerektiğinde aksiyoner tavır takınmış olan bir siyasi hareketiz. Ülkemizin, devletimizin ve milletimizin birliği, selameti, ferahı ve refahı için her türlü menfaatten uzak canla başla çabalamış ve çalıştık. Ülkemizi siyasi kaosa sürecek her türlü harekette bir nevi emniyet sistemi olarak devreye girmiş ve karanlık güçlerin oyunlarına engel olduk. MHP olmadan ülkenin bu günlere gelmesi ve geleceğe ümitle bakması pek mümkün olmazdı diye düşünüyorum. En basit örneği 15 Temmuz ihanet gecesinde yaşanan kalkışmaya karşı liderimizin ve patimizin takındığı tavrı dikkatlerinize sunuyorum. 15 Temmuz’da bütün ülkücüler meydanları doldurmuştu. Ülkücüler hükümetin yanında yer almıştır. Darbecilere, isyancılara karşı dur demiştir. Paralel devlet oluşumlarına karşı ülkücü kadrolar ve şahsiyetler dik bir duruş sergilemiştir. 51 yılı geçirmiş bir parti olarak ülkemizin menfaatine uzanan her türlü karanlık eli tespit etme ve bunların hain planlarına karşı durmayı öğrendik. Bunun yanı sıra ekonomi, eğitim, kültür, sağlık, güvenlik, sosyal vb. sorunlarını belirlemiş ve politikalar geliştiren bir partiyiz. Bugün Adalet ve Kalkınma Partisi ile kurmuş olduğumuz ittifakta ve bu ittifak kapsamında yürüttüğümüz politikalarda bunların izleri var. 51 yıldır ülkemiz ve milletimize faydalı olmak için çalışıyoruz. Eğitim ve kültüre özellikle gençlerin yetiştirilmesine büyük önem veriyoruz. Gelecek nesiller olmadıkça ne ülkemizin ne milletimizin nede devletimizin geleceği olamaz onun için Milliyetçi Hareket, gençliğe büyük önem vermektedir.

Erzurum ve Milliyetçi Hareket Partisini nasıl değerlendiriyorsunuz? Ülkücü Hareketin en geniş taban bulduğu yerlerden birisi Erzurum ancak bu taban nedense Erzurum’da MHP’ye seçim kazandırmaya yetmiyor. Neden Milliyetçi Hareket Partisinin güçlü tabanı seçimlerde başka partilere oy verme ihtiyacı duyuyor?

Gerçekten, ciddi ve güzel bir soru sordunuz. Bunun için sizi tebrik etmek isterim. Dediğiniz doğru Erzurum ülkücü tabanı yüksek olan bir şehir. Bunun temel nedeni ise dadaşlık ve ülkücülüğün aynı değerleri savunması aynı tarihi ve kültürel birikim üzerinde yükselmesidir. Tabiri caizse ülkücü Erzurum da dadaş ismini almış. Ülkücülük Erzurum’da dadaşlık ismini almış. Ülkücü tabanın bu şehirde bu denli yüksek olmasının nedenini, Gavurboğan kahramanlığından, 93 harbindeki Aziziye ruhundan, Erzurum kongresinden bağımız bir şekilde ele alıp açıklamanız mümkün değil. Erzurum Anadolu fethinin ana kapısıdır. Bu kapıdan şehre giren Türk yiğitleri elbette ki ülkücülüğün temelini bu şehre atacaktır. Erzurum seçmenine dikkat ettiğiniz zaman tercihini genelde sağ partilerden yana kullandığını görürsünüz. Evet ülkücü tabanda şekillenen seçmen kitlesi sol partilere hiçbir zaman bu şehirde oy vermemiştir ama Milliyetçi Hareket Partisini de dediğiniz gibi iktidara taşımamıştır. 1999 seçimlerinde üç milletvekili ve yine aynı dönemde beş belediye başkanlığını Erzurum seçmeni Milliyetçi Hareket Partisine vermiş olsa da bu başarıyı bir daha yakalayamadık. Tabi bunun birçok nedeni var ama bana göre en önemli etken Erzurum seçmeni kamu hizmetlerinden daha çok pay alabilmek için iktidara gelme ihtimali daha yüksek olan sağ partileri destekliyor ve belediye seçimlerinde de bu eğilimini çok açık bir şekilde sürdürüyor.

Milliyetçi Hareket Partisi Erzurum’u nasıl değerlendiriyor? Bir nevi iktidar ortağı sayılırsınız Erzurum için neler yapacaksınız, ne yaptınız, sorunları nedir? Nasıl çözeceksiniz?

Dediğim gibi Erzurum seçmeni sağ merkezlidir. Seçmen AK parti ve MHP politikalarını desteklemekte ve bu yönde oylarını kullanmaktadır. Bizim için Erzurum’un en büyük sorunu ekonomik yatırımların yetersizliği ve işsizliktir. Eğitim, kültür ve spor alanında ciddi çalışmalar ve yatırımlar yapıldı. Zamanla bunların getirisi şehirde kendisini hissettirecektir. Erzurum Büyükşehir Belediyesi ile birlikte alt yapıya önem veriyoruz. Bu açıdan belediye çalışmalarını yakinen takip ediyoruz. Erzurum Spor hepimizin gözdesi durumunda ve başarılı olması için elimizden gelen tüm desteği veriyoruz. Üniversite ve kamu kurumlarının yaptığı çalışmaların Erzurum gençliği için yeterli gelmediğini görüyorum ve bu konuda yetkilileri ve görevlileri uyarıyoruz. Şehir hastanesi ve tekstil fabrikalarının kurulması için ciddi etkilerimiz oldu. Deri fabrikasının kurulması en büyük önceliğimiz. Tarım kanayan bir yaramız eskiden diğer illere tahıl veren İran’a ve Rusya’ya hayvan ihraç eden bir şehir bugün böyle olmamalıdır kanaatindeyim. Merhum Bülent Ecevit’in başbakanlığını yaptığı koalisyon hükümeti döneminde Damızlık, koyunculuk ve süt birliklerinin kurulması için partimizin ciddi gayretleri ve etkisi olmuştur. Erzurumlu iş adamlarını tekrar buralara çekmek ve yatırım yapmalarının sağlamamız lazım. Bunun için öneriler hazırlamış durumdayız. Şu anda Liderimiz Devlet Bahçeliye ve partimize yönelik Erzurum’da özverinin arttığını gözlemliyorum. Devlet Bahçelinin yaptığı tüm köy ve ilçe gezilerinde halkın yoğun ilgisi dikkatlerden kaçmıyor. Geçmişte olduğu gibi bugün ve gelecekte de ülkücü hareket Erzurum için bir umut olduğunu düşünüyorum.

Salgının en şiddetli dönemlerinde bile Ramazan bayram dinlemeden çalıştık. Bu çalışmalarımız inşallah böyle devam ederse bir dahaki seçimlerde hem oy potansiyelimiz hem de milletvekili ve belediye başkanlıklarının sayısının artacağını düşünüyorum. Erzurum bizim için olmazsa olmazlarımızdan biridir. 2023 yılındaki seçimler Erzurum’da Milliyetçi Hareket Partisinin patlama yaşayacağı bir seçim olarak düşünüyorum ve inanıyorum. Çünkü ciddi çalışıyoruz ve yardımlarda siyaset gütmüyoruz. Bakın bu önemli yardımlarda siyaset olmaz, olmamalı zaten. Asıl hedefimiz ülkemizde ve şehrimizde yardıma muhtaç kimsenin kalmamasıdır.

Kıymetli bir akademisyen tıp doktorumuz Prof. Dr. Serdar Sevimli geçen belediye seçimlerinde Büyük Şehir Belediye başkanı olarak aday gösterilip sonrada seçim ittifakından dolayı adaylıktan çekildik. Bu süreci bize açıklayabilir misiniz? Neden Serdar Sevimli adaylıktan çekildi ve Mehmet Sekmen üzerinde ittifak sağlandı?

Serdar Sevimli hocayı ben aday olarak önerdim ve partimizin genel merkezi ve liderimiz Devlet Bahçeli uygun gördü. Gerçekten iyi bir adaydı. Çalışkan, şehrini, insanlarını seven ve halkında gerçekten sevdiği birisi olarak seçimlerde ciddi başarı sağlayabilirdi. Ancak MHP ve AK parti genel merkezleri şimdiki Büyükşehir Belediye Başkanımız Mehmet Sekmen üzerinde anlaşmaya vardılar. Bunda sayın Sekmen’in mevcut belediye başkanı olması, başarılı çalışmalar yürütmesi, daha tecrübeli olması ve güney ilçelerine daha çok hitap edebilecek bir isim olması göz önünde tutularak böyle bir karara varmış olduklarını düşünüyorum.

Milliyetçi Hareket Partisi belirli dönemlerde kendi bünyesinden ayrılan ülkücü tabanlı siyasetçiler yine ülkücü merkezli milliyetçi düşünceli siyasi partiler kurdular. Bunun ilki Büyük Birlik Partisi sonuncusu ise İYİ Parti oldu? Bu konuda düşünceleriniz nedir?

Tabi ki siyasi zemin hareketlidir. Ancak ülkücü hareket içerisindeki bu hareketlilik merkez sağ ve sol partiler ile kıyaslanamayacak kadar azdır. Tabi ki her görüşte olduğu gibi ülkücü hareket içerisinde de siyasi görüş ayrılıkları olabilir. Ama ne kadar bölünürse bölünsün Ülkücü hareket içerisinde Milliyetçi Hareket Partisi her zaman merkez parti olacaktır. Çünkü ülkücü harekette bir terbiye ve birlik beraberlik vardır. Milliyetçi siyasetin töresini tabiri caizse Milliyetçi Hareket Partisinde rahmetlik başbuğumuz Alparslan Türkeş ve arkadaşları yazmış ve liderimiz Devlet Bahçeli tarafınca sürdürülmektedir. İyi partiden bize birçok kişi dönüyor. Birçoğunda dönecek. İyi partinin bir tabanı yok, bir geçmişi yok. Erzurum’da AKP ve MHP’den başka milliyetçi parti yok. CHP ve HDP’nin bazı oyları iyi partiye gitti. Biz sağdayız, önümüzdeki seçimlerde de hem oy potansiyelimiz hem de milletvekilimiz artacak. Seçmenimizde ve gençlerimize çok bilinçli bir şekilde oylarda kaymalar oluyordu. Bu dönemde bizden olup ta oy vermeyenler yine bize oy verecek. Çünkü gençlik bu partiye sempati duyuyor. Önümüzdeki seçimlerde büyük bir patlama yapacağız. Bu iş gönül işidir.

Sayın başkanım bize vakit ayırım sorularımıza verdiğiniz cevaplar için teşekkür eder. Görevinizde başarılar dileriz.

Teşekkür ederim. Erzurum Sevdası dergisi olarak başarılı yayınlar yapıyor ve önemli konulara değiniyorsunuz. Umarım uzun ve bir o kadar başarılı bir yayın hayatınız olur.

Bir yanıt yazın