KARAPAPAK / TEREKEMELERDE GİYİM, KUŞAM VE GÜMÜŞ KEMER TAKMA GELENEĞİ.
Gelenek, bir toplumda çok eskilerden kalmış olmaları dolayısıyla saygın tutulup kuşaktan kuşağa aktarılan, yaptırım gücü olan kültürel kalıntılar, alışkanlıklar, bilgi, töre ve davranışlardır. Gelenek, genel olarak üç bağlamda ele alınabilir. İlki geçmiş yaşam biçimlerinin içinde yaşanılan ana taşıdıkları maddî ve manevî değerler bütünüdür. İkincisi ise geleneğin özünü teşkil ettiği ifade edilen kutsalla olan ilgiden dolayı geleneğin zengin ve kutsi değerler ihtiva eden köklü yanıdır. Üçüncüsü ise, geleneğin kendinden her türlü istifadeye açık olan anlamlar rezervi yönüdür. Sanat ve edebiyata da bu yön etki etmektedir.1
İşte bu bilgi, töre ve davranış değerlerinin yaşam biçimlerinin, zenginlik ve kutsiatın Terekeme / Karapapak kültürüne geleneğine etkilerini ve bu etkilerde gümüş kemerin yeri ve önemine kısa da olsa değineceğiz. Karapapak ulusal giysileri, giyimi kuşamı uzun yılların birikimi ile oluşmuş ve o kültürün getirdiği tüm özellikleri taşımıştır. Dolayısıyla konuyu bir bütün halinde Karapapak kültürü giyimi ve kuşamı içerisinde Gümüş kemerin bir bütünlük içerisinde önemini arz ederek anlatmaya çalışacağız.
Terekeme – Karapapak Türk giysileri göçebe ve yerleşik Terekeme – Karapapak halklarının değişik yaşam özelliklerini yansıtmaktadır. Giysilerde kullanılan kumaşlar bazen dışarıdan satın alınarak bazen de kendi tezgâhlarında dokunarak elde edilmiştir. Koyunculuk ve yılkıcılıkla uğraşıldığı için yünün ve yapağının hayatlarında çok önemli bir yeri vardı. Elbiseleri genellikle kadınlar dikerlerdi. Kadınlarda fistan erkeklerde kaftan giysilerin genel görünümünü oluşturuyordu. Ayrıca tabaklanmış deriden Kürk’ler çok bilinen ve kullanılan giysilerdi.2
Karapapak Türk giysileri büyük ölçüde göçebe ve yarı göçebe atlı bozkır medeniyetinin doğal olarak karakterlerini taşıyorlardı. Bu karakteristik özellikleri halan Anadolu’da çeşitli ilerde yaşayan bugünkü Terekeme / Karapapak Türk giysilerinde de görülmektedir. Çok az değişikliğe uğramış olsa da folklorik kıyafetlerde izlerine rastlamak mümkündür.
Halen çeşitli il ve ilçelerdeki Kafkasya göçmeni bir kısım Türk halkları ile özellikle Kars, Ardahan, Iğdır illerinde meskûn Terekeme / Karapapak Türklerin de 50-60 yıl önceki bu giysilere rastlamaktayız. Genelde yetişkinler kış şapkası olarak ‘’Papak’’ giyerlerdi. Ayaklarına Terekeme-Karapapaklar çeşitli ve süslenmiş ‘’Dırık’’ diye bilinen ayakkabıyı Nogaylarda olduğu gibi daha çok kullanırlardı.
Dırık’ın yapılmasında deri ayağa göre kesilir kürklü kısmı içerde kalacak şekilde bağlanırdı. Bu ayakkabı türü kuzey Kafkasya’nın tüm halkları tarafından da kullanılırdı. Kışın bu tür ayakkabıların içerisine sıcak tutması açısından sir keçeler yerleştirilerek konurdu. Daha sonraki dönemlerde bu Dırıklar yerini püsküllü aynalı gümüş ve diğer madenlerden süslemeli çarıklara bırakacaktı.
Terekeme/Karapapak Türk ayak giysilerinin arasında deve, camız, inek derisi ve keçeden hazırlanan botlarda vardı. Bunlara tüm Kafkas halkları arasında rastlamak mümkündü. Erkekler bellerine kalınca kemer takar bu kemerde mutlaka asılı kılıç, hançer ve süngü kılıfı bulunurdu. Ayrıca Terekeme/ Kara papaklar devamlı sürüleriyle hareket halinde ve göçer konar olduklarından dolayı sürekli yanlarında balta, ok ve yay bulundururlardı. Yaşlılar ve özellikle hacı olan Terekeme/Kara papaklar başlarına salma / sarık giyerlerdi.
Halen günümüzde dahi Anadolu’nun özelikle kırsal kesimleri ve Azerbaycan Türkleri de sarığa salma demektedirler. Kadınlar başlarına başörtüsü – yazma diye bilinen “kalağey’’ takarlar başlarının alın Kısımına gelecek şekilde ‘’çalma’’ denilen bezle iyicene sıkarak bağlarlardı. Başörtü sünün çene altına gelen kısmını ise ağız ve burunlarını kapatacak şekilde halk dilinde ‘’Yaşmak’’ diye bilinen ‘’Yümşeğ’’ şekliyle bağlayarak yabancı ve büyüklerinin yanında bunu bir edep ve hayâ unsuru kabul ederler hiçbir zaman açmazlardı.
Dışarıya çıktıklarında Özellikle soğuk havalarda ise bu başörtüsünün üstüne başı, boyunu ve omuzları kapatacak şekilde “Şalma’’ denilen geniş örtü kumaş parçasıyla kapatırlardı. Keza diğer bir örtünme şekli olan “yağlık’’ denilen başörtüleri de çok yaygın olarak kullanılırdı. Yağlık özellikle Kuzey Azerbaycan’da, Kuzey Kafkasya’da, derbent Terekeme Türklerinde, günümüz Gürcistan’ı Borçalı bölgesi Terekeme / Karapapak Türklerinde, Güney Azerbaycan’da, İran Türklerinde ve Nahcivan’da Anadolu da Kars yöresi ve Aras vadisinde de aynı isimle tanınmaktaydı.
Kadınlar Özellikle iç çamaşır üzeri ne “Köynek’’ / gömlek giyerlerdi. Onun üstüne de sırmalı ve işlemeli “kısa kaftan’’ denilen kolsuz yelekler giyerlerdi. Kadın ayakkabıları yün ve deriden hazırlanır, keçeden ve yünden kadın patiği yapılırdı. Yünden el dokuması çoraplar ve patikler özellikle kış aylarında ayakları sıcak tutarak vücudun direncini artırırdı. Günümüzde hala bu patik ve çoraplar Kars-Ardahan-Iğdır illeri ve çevresinde giyilmekte ve özelliğini koruyarak bir geleneğini de yaşatmaktadır.
Gümüş madeni Terekeme / Karapapakların süslenme sanatında en önemli ve vazgeçilmez bir madendi. Karapapak kadınlarının hayatında “Baş bezeme’’ ve baş bezekleri önemli yer tutar. Gümüş bezekler Karapapak kadınlarının ihtirasını ve görkemini simgelerdi. Genç kadınların alınlarında ve boğaz yakalarında altın veya gümüşten pullar olurdu.
Karapapak kadınlarının en çok önem verdiği takı ise gümüş kemerdi. Gümüş kemer çok önemli bir kültürel motiftir. Karapapaklar kadınlarında gümüş kemer takmak veya sahip olmak önemli bir gelenektir. Eskiden gelinlik kızlara özelliklede gelinlere gümüş kemer yaptırırlardı. Kars bölgesinde genellikle kemer yapım işini Ermeniler yapardı.
Hatta Gümrü kemeri Kars yöresinde çok meşhurdu. Ermenilerin bölgeden ayrılmasıyla bu işi en güzel Lezgi ustalar yapardı. Çünkü birçok deseni ve desenlerdeki kıvrımların zerafetini gümüşe en çok Ermeni ve lezgi ustalar ustalıkla yansıtırdı. Dolayısıyla da herkes siparişini onlara verirdi.
Aynı zamanda erkekler gümüş saplı Hançer / Hınçal ve bıçaklarda erkekler tarafından aksesuar olarak taşınırdı. Aynı özellikler başka bir Türk boylarında da var ama karapapak / Terekemelerle adeta özleştirilmiştir. Karapapaklarda her hanımın mutlaka gümüş kemeri olurdu. Çünkü gümüş kemer çeyizin olmazsa olmazı en baştan kız isteyip kesim yapıldığında ilk şart ve ilk kalem gümüş kemer olarak yazılırdı.
Ayrıca birde “Sallama” kemer vardı. Gümüş sırmalı kılıç kını ve hançerliyi olurdu. Gümüş kemer bayana nişanlı olduğu zaman aile büyükleri tarafından takılırdı. Gümüş kemer olmadan gelin verilmezdi. Çünkü bu Karapapak / Terekemelerimen önemli kültürel, olmazsa olmaz geleneklerinden biri idi.
Bazı gümüş kemerler aile büyüklerinin dünyasını değişmesi sebebiyle veya sağlığını son aşamasında kızlarından, gelinlerinden, değer verdiği akrabalarından birine hatırat olarak saklanması toy ve merasimlerde takılması için sahibi tarafından hediye edilirdi. Sonrasında bu gelenek nesilden nesile el değiştirirdi. Örneğin: Babaannenin kemeri büyük halada o da büyük kızına verir böylece bu döngü devam ederek giderdi.
Bu döngü içerisinde En az 200 yıllık tarihe sahip olan kemerler günümüzde bile bazı ailelerde mevcuttur. Bu gün bu gelenek yok olmaya yüz tutsa da eskilerden kalan kemerleri Kars, Ardahan, Iğdır yöresi köylerinde hala kullananlar mevcut olup bayanların özel gün ve gecelerde taktıkları en önemli takılardan birisi olmaya devam etmektedir.
Kimileri kemer kaşlarını altından veya gümüşten cafcaflı çeşitli renklerde en çok ta mavi (Göy) renkte büyük Topuzlu genelde dana derisine dikilmiş veya monte edilmiş olarak müşteriye takdim edilirdi. Evet, gerçekten de gümüş kemer özellikle de genç gelinlerde bir prestij ve narinliğin güzelliğin ve zarafetin simgelerdi.
Yine bayan kemerlerinden hariç ince yine gümüş erkek kemerleri vardı.
Kafkas erkek giyimlerin üstünde çok şık duruyordu. Ayrıca gümüş karapapak terekeme erkekleri içinde önemli bir metal idi. Erkek kemerinin püskülü ucunda gümüş olurdu tokasıyla birlikte külotlu şalvar üstüne takılır, yaşlılar hep giyerdi.
Binek Atlarda sinebent denilen deri üzerine gümüş kamçı sapı ve kın yeri, yine gümüş saplı hançer ve kın yeri çok meşhur ve zarafetin inceliğini gösteriyordu. Karapapak / Terekemelerin gümüş kemer ve gümüş kaşlı atlarına vurdukları eyerleri onların adeta simgeleri olmuştur.
Gümüş kemer iki çeşit imal edilirdi. Birincisi Ahıska’da yapılan kemer çeşidi olarak “tahta”, diğeri ise “camuş gözü” modeli olarak adlandırılır. Bu iki model dışında, yörede başka modeller yapılmamaktaydı.
Yörede özel gün ve gecelerde üzerinde Çerkez Çukkası (Çuhası), belinde de Gümüş sallama kemeri, hançeri ile yiğit delikanlı damatlar ve gençler dikkatleri üzerinde toplardı.
Ama ne yazık ki günümüzde bu kemeri imal edip yapacak bir tek zanaatkâr bile kalmamış mevcut elde kalanlar hatırat olarak saklananlar dışında gümüş kemer geleneği kültürü maalesef gün ve gün kaybolmaktadır.
Gümüş kemer ince bele
Gümüş gamçı güçlü ele
Gümüş dinge ağ bircehliğe
Yakışır
Müellif: Erdal AYKAR
1 2007© www.turkedebiyati.org.
2 Erdal AYKAR. Aybeceroğullarında giyim kuşam. S.267-68