Beyaz Yolculuk
Kız evinin önü oldukça kalabalık. Adına evlilik denen uzun ve zorlu sürecin artık son anları yaşanıyor. Davul gelin çıkarma havası çalıyor. Bu bir nevi evliliğin uzaklara kadar duyurulması adına hoş bir anlam taşıyor. Davul sesini duyanlar bir düğün olduğunu lakin sünnet mi; yoksa evlilik düğünü mü olduğunu yanındakilerden sorguluyor. Böylece “Nikâhı defle ilan ” edin Nebi tavsiyesi anlamına kavuşmuş oluyor.
Kız evinin gençleri şerbet tepsileriyle konukların etrafında fır dönüyorlar. Gerek tatlı yiyip tatlı konuşmak gerekse tatlı tatlı duanın makbul oluşundan olsa gerek… Zaten misafirlerine tatlı ikramında bulunmasının hikmetini soranlara: Hz. Ali’nin vermiş olduğu cevap: “Misafirin duası makbul dualardandır. Tatlı tatlı dua etsinler diye misafirlerime tatlı ikram ederim” olmuş. Şerbet ikramında da bu gelenek saklı olsa gerek..
Her ne kadar kız evi naz evi olsa da aslında emanet evidir. Emaneti de bir önce sahibine teslim etmek her Müslüman üzerine dini bir vecibedir. Baba veya onunla aynı konuma denk bir yakın tarafından gelin evden çıkarılır. Beline bağlanan kırmızı kuşağıyla ve duvağıyla oğlan tarafına Allah’ın emaneti olmak üze- re teslim edilir. Kız evinde damadın emaneti olan gelin; damat ta Allah’ın emanetine dönüşür ki bu da damat açısından büyük sorumluluk demektir.
Oğlan evinin önünde davullar kız evinin aksine daha bir keyifli çalar. Nede olsa kız evinde ayrılık yaşanırken burada kavuşma var. Kavuşmalarda sevinç demektir.. Dört kişinin tutmuş olduğu gergin ihramın altından gelin yeni ocağına adımlarını atarken, yüksekçe bir yere çıkmış olan damat elindeki elmayı ge- linin başına atmanın ve tepesine isabet ettirmenin telaşındadır. Elma kızıldır, iridir ve dilimlidir. Elmaya ait bu özellikler tesadüfi değildir. Elma atma olayında Havva annemize latife babından gönderme yapılır. Adeta İslam’a mugayir şeyler isteme babından elma süratle gelinin başına atılır. Elma dilimlidir; dünyalık olan evlatları temsil eder. Kaç evlat Mevla’dan temenni edilirse elma o kadar dilimlenir. Elmanın bütünlüğü bozulmadan.. Tıpkı ayrılıp gitseler de ailenin bütünlüğüne dâhil olan çocuklar gibi…
Elmanın kızıllığında Türk mefkûresinin meşhur kızıl elması saklıdır. Evlatların bu ülkü doğrultusunda yetiştirileceği âleme ilan edilir. Gelinin başına gerilen ihram toprağı temsil eder. Beyaz gelinlik kefeni içeri girilmekte olunan ev ise kabri temsil eder. İhram baba evindeki hayatın öldüğünün burada yeni bir hayatın başladığının ve burada yaşanılan acı tatlı olayların toprak altında kalan mevta gibi dışarıdan görülmesine ve duyulmasına müsaade edilmeyeceğidir.
Kadının zaten iki beyaz yolculuğu vardır. Bu yolculuklar beyaz elbiseyle yapılır. Bu yolculuklar geri dönülmemek üzere yapılan yolculuklardır. İlkinde baba evinden gelinlikle çıkış, ikincisinde koca evinden diğer bir deyişle dünya evinden çıkış.. Zaten düğünlere dünya evine girmek tabirinin kullanılması buradan gelse gerek.. Gelinlik baba evinin, kefen ise dünya evinin bittiğinin nişanesidir. Nasıl ki mevta kabirden kalkıp geri gelmez ise gelinde gelinlikle çıktığı baba evine asla geri gelmez anlamı taşır.
Baba tarafında evlat emanetiyken gelinlikle damat tarafına teslim edilerek Allah emaneti olan gelin ancak ölüm ile asıl sahibi olan Allah’a teslim edilir. Bu kez de yine beyazlar içinde defnedilir. Burada da gelinin yüzünü görmek şöyle dursun, üzerine çekilen ihramla boyu bile milletten gizlenir, gösterilmez.
Ölmek insanı değersiz yapmaz. Bundan dolayı merhumenin dünya hayatında olduğu gibi ahiret hayatında da tesettür olmazsa olmazdır. Mutlaka kefenlemede başörtüsü bağlanır. Bu bir dini rükündür.
Erzurum düğünlerinde hayat ile ölümün iç içe olmasının sebebi ölümün bir yok oluş, son buluş değil de yeni bir hayatın başlangıcı olarak görülmesidir. Nasıl ki baba evinden çıkış yeni bir hayata adım atıştır. Reşat COŞKUN