KARSLI HATUNOĞLU İSMAİL HAKKI PAŞA ve DİYARBEKİR

KARSLI HATUNOĞLU İSMAİL HAKKI PAŞA ve DİYARBEKİR

Ahde vefa esastır, insanın yaptığı hizmetlerden sonra, rahmetle anılmak, hatırlanmak için. Bir şehrin üst düzey sorumlusu olmak, valiliğini yapmak, kişiye büyük mükellefiyet yükler. Bu vazifenin deruhtesi, çoğunlukla sıkıntılıdır, kişinin ekip çalışmasına ihtiyaç hissedilir. Onun için Valilik, ufuk açıcı çalışmalarla şehrin yüz sene sonra geleceğine hükmetmek için ideal görevdir.

Amacımız “Bir valinin görevi nedir, ne değildir?” sorusuna cevap vermek değildir. Diyarbekir’de vakt-i zamanında Valilik yapmış, iliyle anılan, âile ismiyle müsemma İsmail Hakkı Paşa’ya vefa borcunu ödemektir, yaptığı ve unutulmaz olan hizmetleriyle.

Şehre vazifesi sebebiyle gelen Paşa, şehrin hükümet konağını, müştemilatıyla İç Kale’den dışarı çıkartır, kardeşi “Meded Beg” adına yaptırdığı Camii civarına aldırır. Şehrin kale içinde yapılaşmaya karşı çıkar, kale dışında imara açar, alanı. İsteyene ücretsiz yer tahsis eder.

Paşanın şehri kale dışına taşıma isteği, camii yanında hükümet konağı, vali konağı ve kışla yapmasından bellidir. O, çalışanların her sabah ikişer arabayla ücretsiz konağa taşınmasını sağlamıştır. Akşam mesai bitimi, yine aynı şekildedir.

Bu kural haline gelmiş olsaydı, Şehir günümüzde Dünyanın en otantik, antik şehirleri arasında ilk üç sırada olurdu. Ne yazık ki günümüzde şehir içi çarpık yapılaşma, kale burçları ve surlarının tahribi, birçok yapının yıktırılması, gecekondulaşma, Paşanın açtığı yolun izlenmemesinin sonuçlarındandır.

Şehirli, Paşanın hükümet konağından yana dertlidir. Sonuçta Paşanın İstanbul’a gitmesiyle birlikte hükümet konağı, eski yerine taşınır. Her gün şehir dışına atla, faytonla gidenler, evlerine yakın İç Kale’ye ayakla gitmeye başlar. Bu iznin alınması, Vali Mehmet İzzet Paşa’nın İstanbul’a durumu belirtmesinden sonradır. İç Kale’de hükümet binası yapılıncaya kadar, işleyiş kiralık bir yerde devam eder. Hükümet Konağı, 1889-1890 Yılında tamamlanır, Vali Hacı Hasan Paşa zamanında İç Kale’de açılır. Halkın yarım saati bulan yaya gidişi, kış ve yaz mevsiminin olumsuzlukları sebebiyledir. Bu yeni alanda hiçbir yapılaşmanın olmayışı, güvenlik tartışmalarına da sebep olmuştur.

Karslı Hatunoğlu İsmail Hakkı Paşa, 28 Mayıs 1868 Tarihinde şehre Vali olarak atanır, Görev süresi yedi yıl dokuz aydır. Osmanlının şehirdeki 221. Valisidir. Adının önündeki “Kurt” sıfatı, savaşlarda uyguladığı taktiklerle başarıya ulaşmasındandır. Kendisi Erzurum’da Valilik yaparken, komutan olarak 1876 Rus Savaşı’nda oldukça kahramanlıklar göstermiştir. İstanbul’da Şuray-ı Devlet Azalığı, Yaver-i Ekremlik, Hassa Müşirliği, Teşkilât-ı Askeriyye Komisyonu İkinci Başkanlığı söz konusudur. Son vazifesinde iken vefat etmiştir.(1896) Kabri Üsküdar Yeni Camii Haziresi’ndedir. Kimi kaynaklarda “Kürt” olarak da belirtildiğine rastlanır. Diyarbakır Ofis Semti’nde günümüzde Paşa’nın adını almış sokak sayısı, birden fazladır.

Meded Beg Camii: Diyarbakır’da kale dışında yapılan ilk camii, Kardeşi adına yaptırdığı camii’dir.(1869-1875) Camii, günümüzde restorasyon halindedir. Sekizgen ana mekân ve sekizgen revaktan oluşan yapı, sütun arası sekiz dar sekiz geniş kemerle bağlanmıştır. Minaresi tek şerefeli silindirik gövdeye sahiptir. Küçük yapılı camii, o dönemde hükümet konağında çalışanlara mahsus özellikler taşır, bezemeden yoksun, sade yapıdadır. Camii yakınında olan yaptırdığı çeşme, yol genişletme çalışmalarında camiiye taraf içe çekilmiştir.

Paşanın eğitim ve kültür çalışmalarına katkısı, oldukça önemlidir. Önce matbaa kurulur, şehrin ilk salnamesi yayınlanır Haziran 1869 yılında. Salnameyi Diyarbekir Gazetesi izler. Gazete, ayrıca Ermeni diliyle de yayınlanır. Kısa zaman sonra gazetenin Ermenice basımı, herkesin gazeteyi okuması sebebiyle durdurulur. Matbaada yedi salname çıkar, Paşa Dönemi’nde.

Matbaa, Salname ve Gazete ile sınırlı değildir, Paşanın bu alanda hizmetleri. Rüşdiye Mektebi, yetim ve öksüz çocuklar için Islahhane –Daru’l-Eytam ( Sonradan Diyarbekir Sanayi Mektebi) Paşanın eğitime bakış açısını gösterir. Yetim-Öksüz çocuklar için açılan Islâhhane, sonradan birçok meslek erbabı yetiştiren Diyarbekir Sanayii Mektebi’ne dönüşmüş, yapı günümüze kadar ulaşmıştır. Bugün “Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası” olarak kullanılan yapının ana giriş kapısı üzerinde “Daru’l-Eytam” ibaresi okunmamaktadır, kitabe silinmiştir… Alt kısımda yer alan kitabede silik biçimde “ Darül-Muallimin” ibaresi mevcuttur…

Paşanın şehirdeki ve şehirlerarası ulaşıma gösterdiği önem dikkate değerdir. Diyarbekir-Mamuretu’l-Aziz Karayolu, zamanla Sivas’a kadar uzamış, Siverek ve Cizre’ye varan bu yol, ulaşımı rahatlatmıştır.

Paşa’nın şehre hizmetleri bununla sınırlı kalmamıştır. Şehirde imzasını taşıyan beş çeşme, kale surlarındaki onarımları, demir-döküm atölyesi, telgrafhaneyi modernleştirmesi, diğer çalışmalarından birkaçıdır. GAP, adeta düşündüğü Dicle Barajı İnşâ Plânı ve çalışmalarından ilhamını almıştır. İstanbul’a çağrılması, baraj yapma isteğini gerçekleştirmesinin önünde engel olmuştur.

Böyle bir devlet adamının unutulmazlığı söz konusudur, uzun zaman Valilik yaptığı şehirde. Diyarbekir’de.

Diyarbekir’de hizmeti en çok olan valiler arasında bulunan Paşa’nın çalışmaları, bunlarla sınırlı değildir. Diğer alanlardaki hizmetleri, kendisi döneminde çıkan salnamelerde yer alır.

Şimdi mi? Paşanın ailesinden üçüncü ve dördüncü kuşak olanlarını arama meşguliyetimiz var. Erzurum’da Paşanın Kardeşi’nden olan kuşaktan Neslihan Hanımla müşerref olduk. Diğer isimlerle irtibat kurmak istiyoruz.

Paşa, Erzurum’da görev yapmıştır, sonrasında Diyarbekir. Erzurum-Kars-Diyarbekir arasında bir gönül birlikteliğiyle anılsa, bir dizi etkinlik yapılırsa, biz şehrimizdeki ayağı oluştururuz.

Erzurum ve Kars ne der? Bunun cevabını bekliyoruz, Efendim.

Paşayı rahmetle saygıyla anıyoruz, mekânı cennet olsun.

Yazar:Mehmet Abakay

Bir yanıt yazın