Sovyet Dönemi Karapapaklar

Sovyet Dönemi Karapapaklar

Karapapaklar aslında Oğuz Türkleridir. İslamiyet’ten öce Gök Tengri inancına inanan Karapapak Türklerinin konuşma şekillerine dikkat edildiğinde Azerbaycan Oğuz Türkçesinin bir şivesi olduğu hemen anlaşılacaktır. Özleri Oğuz Türkü olan bu insanların Karapapak olarak adlandırılmalarının sebebi başlarına takmış oldukları siyah renkli papak isimli verdikleri şapkadan kaynaklanmaktadır. Papaklar koyun derisinden el işçiliği ile yapılmakta olup en çok Borçalı bölgesinde ve Güney Osetya Özerk Cumhuriyeti’nin ustaları tarafından imal edilmektedir. Kültürlerinde papaklar kadar gümüşte önemli yer tutmaktadır. Her Karapapak Türk’ünün evinde mutlaka bir hançer ve gümüş kemer bulunur. Kadınlar da erkekler gibi savaşçıdırlar. Kadınlar erkekler gibi giyinip papak takarlar ve onlarla birlikte savaşırlar.Düğünlerde geleneksel elbiseler giyilir ve halk oyunları oynanır. En önemli halk oyunları: Tivluri, Osuri ve Hançer oyunu. Kıyafetlerde kadınlar kırmızı ve beyaz, erkekler sadece siyah giyinirler. Evlendikten sonra kız çocuk olursa ona “Nimet (Bereket)”, erkek çocuk olursa ona da “Devlet(Güç)” denilir. Bebeğin ilk banyosunda leğene çiğ yumurta ve tu katılır. Bebeğin rengi iyi olsun diye yumurta, güçlü olsun diye de tuz katılır.

Sovyet Rusya döneminde Karapapaklar en çok Rus ve Ermeniler ile zorluklar yaşamışlardır. Bu iki Sovyet unsurunun aksine Gürcüler ile çok iyi komşuluk ilişkileri kurmuş ve hiçbir sıkıntı yaşamamışlardır.

Sovyetler döneminde karapapakların durumunun iyi anlaşılabilmesi için 2. Dünya savaşında Almanlar ile nasıl savaşmaya mecbur bırakıldıklarını incelemek yeterli olacaktır. Genellikle savaş şartlarının zor olduğu dağlık alanlarda savaşa katılıma zorlanan Karapapaklar Ruslar tarafından kullanıldıklarını anladıklarında Ruslardan ayrılmak istemişler ve o andan itibaren birçok eziyete maruz kalmışlardır. Buna rağmen Karapapaklarda hiçbir zaman Rus korkusu olmadı. Çünkü onlar özgürlüklerine düşkündüler.

Savaştan sonra Sovyet Rusya döneminde insanları inançlarından soğutmak istediler. Bizi de İslamiyet’ten uzaklaştırmak için baskılar yapıldı. Camiilerimiz kapatıldı.Kuranı Kerim okumak ve oruç tutmak yasaklandı. Evlerde namaz kılınmazdı.Bir Müslüman namaz kıldığında komşu görüp ihbar etse sürgüne gönderilirdi. Bir ara Batum Orta Camii’dedaha sonra Komünist rejim camiiyi kapattı. Sovyet Rusya döneminde siyasette Müslümanlarının yeri yoktu. Müslüman kadınların başörtüsünü açtırıyorlar, dalga geçmek için Kelimeyi Şahadet getirttiriyorlardı. Bütün bu baskılara rağmen Sosyalist rejim Müslümanlarının İslamiyet’ten soğutamadı. Sovyet Rusya döneminde Karapapaklar daha çok Tiflis ve Rustavi üniversitelerinde eğitim görüyordu. Komünist rejim Türkçe eğitime asla yer vermedi.

Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra Gürcistan hükümeti ise Türkleri her konuda serbest bıraktı. Gürcistan bağımsız olduktan sonra eğitim, ekonomi, din, siyasi ve sosyal hayat değişime uğradı. Yurtdışına göçler aşırı derecede yoğunlaştı. Bir çok Karapapak da ülkeden göç etti. Çoğunluğu şuan Rusya’da yaşıyor. Eskiden Karapapak Türkleri tarım ve hayvancılık ile uğraşırlardı. Daha sonra ticareti de geliştirdiler. Gürcistan, Rusya ve Kazakistan’da Karapapak Türklerinden önemli iş adamları var. Bunların dışında Gürcistan da kamu kurumlarında çalışanlar da var.

Karapapaklar kendilerini her zaman Türkiye’ye ait hissetmişler ve hissetmeye devam ediyorlar

Ayşe BORÇALI

Bir yanıt yazın