Erzurum ve Erzurumlu için çok şey söylenebilir. Fakat benim Erzurum algım her zaman şehrin ve şehir yaşayanlarının suskunluğu ve başına gelen her şeyi sessizce kabullenişi üzerine olmuştur.
Benim gözümde Erzurum; şükretmek ile haksızlığı kabul etmeyi, sabretmek ile başına gelen her şeye susmayı ayırt edemeyen bir şehirdir.
Eğer Erzurum bir olgunun veya yaşam tarzının başkenti olarak anılacaksa “SUSKUNLUĞUN veya SESİNİ KESİP SIRASINI SAVMANIN BAŞKENTİ” olarak anılabilir.
Haline baktıkça yandı yüreğim,
Dostu bilmez, düşmanına aşık Erzurum,
Karanlıkta kalmak senin kaderin,
Milletin yoluna ışık Erzurum.
***
Gün geldi can verdin, vuruldun, vurdun,
Her kahrı, çileyi çeken Erzurum,
Ne bir sitem ettin, ne soru sordun,
Ta ezelden beri suskun Erzurum.
***
Sen bilmezsin hakkını aramayı,
Hakkını yiyene hayran Erzurum,
Sen bilmezsin derdine ağlamayı,
Seni dert edene düşman Erzurum.
***
Susma artık konuş, haydi cesaret,
Bir bir dertlerini anlat Erzurum,
Sen sustukça bil ki bitmez bu zillet,
Bütün kalpsizleri ağlat Erzurum.
***
Ne söylesem boştur iyi bilirim,
Yalana aldanıp, kanan Erzurum,
Sakın deme bu da benim kaderim,
Suskunluğu erdem sanan Erzurum.
***
Berhan der ki; sanadır gözyaşlarım,
Damarımda akan kanım Erzurum,
Ben seninle biter, senle başlarım,
Sevdamsın sen benim, canım Erzurum.