Dadaş Ocakları Genel Başkanı Eyüp Coşkunla Röportaj

Dadaş Ocakları Genel Başkanı Eyüp Coşkunla Röportaj

Erzurum Sevdası (ES): Sayın Eyyüp Coşkun dergimizin bu sayısında sivil toplum örgütleri bölümümüzün konuğu

Eyyüp COŞKUN (EC): Efendim ilk önce Erzurum Sevdalıları ile tanışmamıza, onlarla buluşmamıza vesile olduğunuz için sizlere teşekkür etmek isterim.

ES: Dadaş ocakları isimli derneğin kurucu üyesi ve genel başkanısınız, sizce Dadaş ve Dadaşlık nedir?

EC: Efendim bildiğiniz gibi Dadaşlık Erzurum insanının içinde barındırmış olduğu atalarından miras bir ruh asaletidir. Bu asaletin içerisinde sevgi ve saygı vardır. Bu sevgi ve saygı etrafında gelişen bir toplumsal sorumluluk anlayışını içinde barındırır. Bu sorumluluk duygusu ile şekillenmiş milliyetçilik ve vatanseverlik duygularıyla çelikleşmiş bir karakteri ifade eder. Bu karakter aksiyoner özelliğe sahiptir. Kahramanlık yiğitlik erlik destanı olan bu karakter muhataba göre bir duruşu sergilemektedir. Bu duruş her şeyden önce Allah ve Resulullah aşkı, muhabbeti ile şekillenen bir ahlaki anlayıştır. Bu ahlak nefis terbiyesi ile şekillenen, cesaret, cömertlik, feragat, şecaat, tevazu ve doğruluk simgesidir. Yeri geldiğinde ilim, irfan, sanat ve kültür meclislerine yeri geldiğinde savaş meydanlarına vurulan bu simge ya bir itaat terbiyesini ya da isyan ruhunu yansıtan bir vakardır. İşte dadaş bu vakarı sergileyen insandır.

ES: Dadaş Ocakları İsmi neyi ifade etmektedir?

EC: Erzurum, insanlığın Dadaş kimliği ile ifade edildiği, Anadolu’da Türk töre ve tarihi ile biçimlenen bir mekândır. Türk vatanseverliği ile biçimlenen, kültürünün, geçmişin derinliklerinden alınarak bugünün gerekleri ile harmanlanarak geleceğe bir kültür ideal olarak aktarılması gerekmektedir. Erzurum Dadaş kimliği ile hayat, tarihi ile bir hakikat, kültürü ile bir ülküdür. Bu ülkünün gerçekleşmesi için yetişme, pişme, olma, olgunlaşma yeri anlamına gelen ocak ismi ile Dadaş ismini birleştirerek yukarı’ dada belirttiğimiz gibi gelecek nesillere bu ülkünün gerçekleştirerek aktarılması amacıyla Dadaş Ocakları adı altında toplanmayı ve birleşmeyi uygun bulduk. Milletin ocağı tütmeli ki, insanlar üşümesin, kimsesiz, sahipsiz kalmasın. Ocak bir ruhtur. Ocak bir sığınaktır. Ocak bir mekteptir. Ocak bir otağdır.

ES: Neden Dadaş Ocakları? Amacı ne?

EC: Dadaş; Erzurum’da Tarihini, geleceğini ve kültürünü arıyor. İşte bu arayışa destek olmak amacındayız. Türk töresi ve İslam inancı ile şekillenmiş olan ve Dadaşlık ile somutlaşan Erzurum kültürünün inanç, edebiyat, mutfak ve folklor vb. öğeler ile birlikte çağdaş yaşamın getirdiği yozlaşmadan korunarak ancak çağın gereksinimleri göz ardı edilmeksizin gelecek nesillere bir idea olarak aktarılması için çalışmak niyetindeyiz.

Dadaş kimliğinin Erzurum şehri ile ayrılmaz bir bağı vardır. Kendine has kültürü olan çok az sayıdaki şehirden biride Erzurum’dur ve Erzurum’un kayboluşu aynı zamanda Dadaşlığında yok olması demektir. Dadaşlık ise Türk Töresinin somutlaşan yaşayan halidir. Bundan dolayı Erzurum’un tarihi mirasını koruyarak gelişmesini sağlamak amacındayız. Dadaş ocakları tarihi ve kültürel mirasa sahip çıkarak bilinçli ve çevreye saygılı bir anlayış çerçevesinde Erzurum’un gelişimine rehberlik etme ve gereken Erzurumluluk bilincinin oluşması için gereken örgütlü sivil toplum gücünü harekete geçirmek için kurulmuştur.

ES: Dadaş Ocakları amacına nasıl ulaşacak, çalışma prensipleri nelerdir?

EC: Bu sorunun cevabı gerçekten çok uzun ve bizim için oldukça önemlidir.

Dadaş ocakları bir taraftan Erzurum’u ve aynı zamanda Erzurumlu kimliğini oluşturan Dadaşlığı; Erzurum’un yerel tarihi, tarihsel ve kültürel mirası ve yapısını, anlama, araştırma ve gelecek nesillere aktarma, amacıyla gereken çalışmaları yapan bir sivil toplum örgütü olarak faaliyet gösterecektir.

Erzurum’un, kültürü, tarihi ve Dadaş kimliğini ilk önce bütün ülkeye daha sonrada dünyaya tanıtarak Erzurum’un bir marka şehir haline gelmesine gayret gösterecektir. Dadaş Ocakları faaliyet temelinde herhangi bir ideolojik, etnik ve dinsel bir ayrım ve savunuculuk amacına yer vermeyen bir düşünce anlayışına sahip olacaktır.

Sadece kişilerin bir araya getirmekle kalmayacak aynı zamanda bilimsel ve entelektüel çalışmaların, fikirlerin ve çözüm önerilerinin yapıldığı ve tartışıldığı bir ortam olacaktır. Dadaş ve Dadaşlık; tarihten, kültürden, eğitimden, spordan, ekonomik faaliyetlerden, etnografı ve toplumsal çevreden ve şehircilik faaliyetlerinden bağımsız bir şekilde ele alınamaz ve incelenemez. Buda az sayıda insanın yapamayacağı bir şeydir. Dadaşlığın kaybolmaması ve evrensel olarak işlenebilmesi için, Dadaş Ocakları bir sivil toplum örgütünün en çok ihtiyaç duyduğu iki temel unsurun yani birliktelik ve uzmanlaşmanın bir arada kesinlikle olması gereken bir organizasyon yapısında olmak mecburiyetindedir. Buda Erzurum’a hizmeti amaçlayan tüm resmi ve sivil toplum örgütleri ile diyalog içerisinde ve birlikte hareket etmeyi gerektirmektedir.

Dadaş Ocakları Avrupa kültürü ile bütünleşme amacı doğrultusunda yürütülen etnik, mezhep ve yabancı kültürel amaçlı yapılanmalara karşı durarak Dadaşlık kültürünü ilk önce Türkiye’ye ve daha sonrada dünyaya açılması hedefini, etnik, dinsel ve siyasi çatışmalara girmeden, ayrımcılığa karşı birliği sağlamaya çalışacaktır.

Dadaş Ocakları, geçmişe dönük bir hasret döngüsüne esir olmadan ama geçmişin mirası ve dokusuyla beslenip geleceği biçimlendirecektir. Dadaş Ocakları Dadaşlık mirasına sahip çıkarak, tarihi olan bu şehri; kim, nerede, ne zaman, nasıl sorularına cevap vererek geleceğe taşımak niyeti ile hareket ederek insan ve mekânı; kültür, spor, siyaset, ekonomi, coğrafya ile birleştirerek inceleyecektir. Tabi ki bütün bu çalışmalar ve gayretler yerellik ilkesi ile hareket edilerek işlenecektir.

ES: Erzurum’a bakışınız nedir?

EC: Erzurum, jeopolitik konum ve tarihi miras itibariyle bir dünya devleti olan Türkiye’nin doğuya ve Kafkasya ile Orta Asya’ya açılan penceresidir. Erzurum Türkiye’nin bu mirasını ve zenginliğini özellikle Kafkasya ve Batı Rusya ile Orta Asya’ya taşıyabilecek bir merkez olma kabiliyetine sahiptir. Erzurum kadim bir şehirdir. Dolayısı ile bir insanlık hazinesidir. Kadim şehir, insan ve mekânın zamanla bütünleştiği tarihsel olguların ve dinamiklerinin geçmiş izlerini içinde barındıran, tarihi ve kültürel bir merkezdir. Kadimliğin, mirası, sokaklarında, mahallelerinde ve evlerinde kullanılan mimari yapısı, çeşmelerinden akan su, medreselerindeki ilim ve hamamlarının güzelliği, camilerinin manevi havası ile folkloru, türküleri ve edebiyatıdır.

Bu miras üzerinde yükselmesi gereken modern Erzurum maalesef bilinçsizce uygulanan, şehircilik, imar, ekonomik ve kültürel politikalar sonucunda mirasından uzaklaşmış ve ruhunu kaybetmeye başlamıştır. Hem yurt içi hem de yurt dışında bulunan etkinlik bölgesinde liderlik özelliğini kaybetmeye başlamıştır. Bugünün dünyasında artık ülkeler ekonomileri ve askeri güçleri ile değil benzer özellikli şehirleri ile de rekabete başlamıştır. Dolayısıyla bölgesinde liderliğe soyunan Türkiye’nin Erzurum’a yönelik uygulanan yatırım kararlarında tarihi ve kültürel mirasını dikkate alarak Erzurum’un ekonomik olanaklarını geliştirici projeler üretmek zorundadır işte bu noktada Erzurum önemli bir cazibe merkezi olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak başta ekonomi, bilinçsiz şehirleşme, göç, tarihi ve kültürel mirasın yok olması gibi ciddi tehlikeler ile karşı karşıya olan bir şehirdir.

Es: Dadaşlığa yaklaşımınız nedir? Dadaş ve dadaşlığı nasıl ele alacaksınız?

EC: Dadaşı, bir birey olarak değil, onu Dadaş olarak yetişmesine neden olan aile, okul, mahalle, sokak, köy ve şehir gibi ortak yaşama alanlarında, doğup, büyümesi ele alınıp incelenmesi gerekmektedir. Böylece Dadaşlık, tüm sosyal, ekonomik ve kültürel birikim ve üretim göz önüne alınarak ortaya konulacaktır.

Şehir kimliği aslında bir insan, şehir, toplum ve kültür bileşimidir. İşte bu bileşim Erzurum şehrinde Dadaşlık olarak kendini ifade etmiştir. Bundan dolayı Dadaşlık ve Dadaş tanımının Erzurum tarihi ve kültürü ile şehrin gelişiminden bağımsız ele alınıp incelenemez. Sadece bir folklorik unsur olarak ele alıp incelenemez, hamasi tanımlar ile tanımlanamaz. Dadaşlığın tanımı ciddi sosyolojik, tarihi, kültürel, felsefi ve şehircilik çalışmaları ile ele alınıp incelenmesi gereklidir. Bunu şöylede ifade edebiliriz Dadaşlık ruhunun kaybolmaması ancak, Erzurum’un kaybolmamasına Erzurum’un kaybolmaması da Dadaşlık ruhunun kaybolmamasına bağlıdır. Dolayısıyla biz dadaş ve dadaşlığı Erzurum’dan ayrı ele alıp incelemeyi doğru bulmuyoruz.

Share this content:

Röportajlar