Hak Sen Bölge Başkanı İlim GödekMerdan’la Röportaj
Dergimizin bu sayısında konuğu, HAK-SEN Bölge Başkanı İlim Gödekmerdan. Yılların deneyimli memur sendikacısı olan İlim Gödekmerdan memur sendikalarının kurulmasında yapılan mücadele safhasından itibaren sendikacılığın her aşamasında görev almış Erzurum’un duayen bir sendikacısı olarak sorularımıza içtenlikle cevaplar verdi.
Sayın Başkan hoş geldiniz.
Hoş bulduk. Derginizin sayfalarında bize de yer verdiğiniz için teşekkür ederim.
İlim Bey Sendika Nedir ?
Sendikalar, çalışanların refah ve mutluluğunu temin etmek için çalışma yaşamında karşılaştıkları sorunlarını çözmek, ekonomik, mali ve sosyal haklarını korumak ve geliştirmek için sosyal taraf olarak faaliyet gösteren demokratik kitle kuruluşlardır. Burada demokratik vurgusunu öne çıkarmak isterim. Demokratik sendika hiçbir baskı altına girmeyen, ayrımcılık yapmayan, hür ve tarafsızlık esası ile çalışan ve üyelerinin görüşlerine önem veren kuruluşlardır.
Sendikaların Faaliyetleri Nelerdir?
Sendikalar, işverenle yapılacak toplu sözleşmelerde, yasalarla belirlenen kurullarda ve çalışma yaşamından kaynaklanan hukuki ihtilaflarda üyelerini yargı organları nezdinde temsil ederler.
Sendikalar amaçları doğrultusunda kamuoyu oluşturmak ve taleplerinin yerine getirilmesini sağlamak için miting, basın açıklaması, panel, görüşme vb. eylem ve etkinlikleri yaparlar. Üyelerinin sosyal ve kültürel ihtiyaçlarını karşılamak ve dayanışmayı güçlendirmek için etkinlikler düzenler. Üyelerinin günlük yaşamlarındaki acılı ve mutlu günlerinde yanında olurlar.
Sayın Başkan bölge başkanlığını yürüttüğünüz Hak-Sen Hakkında Bilgi Verir misiniz?
Kısa adı Haksen olan Kamu Çalışanları Hak Sendikaları Konfederasyonu 2008 yılında kamu görevlileri sendikalarının bir araya gelmesiyle kurulmuş olan bir konfederasyondur. Halen 11 hizmet kolunda ve ülke çapında faaliyet göstermektedir.
Haksen, herhangi bir siyasi ve ideolojik referansa göre dayanmadan, tüm kamu çalışanlarını çatısı altında birleştirmeyi amaçlamaktadır.
Haksen’i diğer sendikalardan ayıran en önemli özelliği, hiçbir siyasi parti veya güç odağına bağlı kalmadan, tüm siyasi partilere eşit mesafede, yasaların verdiği yetkiyi çalışanların refah ve mutluluğu için kullanan, evrensel sendikal değerler ışığında insan hak ve hürriyetlerini rehber edinen bir sendika olmasıdır. Bu nedenle “memurun arka bahçesiyiz” diyebilen tek sendikadır. Yani demokratik bir sendikadır.
İlim Bey İşçi Ve Memur Sendikalarının Karşılaştırmasını Yapar mısınız?
İşçi sendikalarının kuruluş ve faaliyetleri yaklaşık 65 yıllık bir geçmişe sahiptir. Bu nedenle, kurumsal yapılarının oluşturmuş, sendika geleneğini yerleştirmişlerdir. Bununla birlikte örgütlenme alanlarının kamu ve özel sektörü kapsaması, grev ve toplu sözleşme haklarına sahip olmaları sonucu işçilerin ekonomik ve sosyal haklarının korunmasında ve geliştirilmesinde etkili olmuşlardır.
Memurların sendikal hakları ise 1995 yılında yapılan değişiklik ile Anayasamıza yer almıştır. Bununla birlikte sendikaların kuruluş ve faaliyetlerini düzenleyen yasal mevzuat ancak 2001 yılında yürürlüğe konulmuştur.
Yasal düzenlemelerdeki eksiklikler nedeniyle memur sendikaları uzun yıllar sosyal taraf olarak tam anlamıyla yaptırım gücüne sahip olamamıştır. Memurların sendikal kültürünün istenen düzeyde olamaması, sendikaların kurumsal yapılarının yeterince güçlü olmaması nedeniyle de işçi sendikalarının gerisinde kalmışlardır.
Sayın Gödekmerdan Memurlar Neden Sendikalı Olmalı, Sendika Seçerken Nelere Dikkat Etmelidir?
Sendika hakkı, tüm çalışanları kapsayan en temel insan hakları arasında yer almaktadır. Sendikal hakların elde edilmesi çok uzun bir tarihsel süreçte bedeller ödenerek elde edilmiştir. Temelini emeğin korunması ve karşılığını alması yatmaktadır. Böylesine önemli bir hakkın kullanılması tüm çalışanlar için hayati öneme sahiptir. Kişilerin bireysel olarak hak ve menfaatlerini koruması, uğradığı haksızlıklarla tek başın mücadele etmesi mümkün değildir. Sendika esasen bunun için vardır.
Çalışanların sendika seçimlerinde dikkate almaları gereken en önemli husus, üye olmak suretiyle sendikaya verdiği gücün hangi amaçlarla kullanılmasıdır. Üyelik, sendikal örgütlenmede en temel güçtür. Bu gücü herhangi bir siyasal veya ideolojik amaç için kullanan, kitlenin çıkarlarından ziyade bir azınlığın çıkarlarına hizmet eden sendikalardan uzak durmaları kendi menfaatlerinedir.
Diğer önemli bir konu da sendika için demokrasidir. Üyenin iradesinin sendika yönetimi ve politikalarının belirlenmesinde ne derece etkili olduğu konusunun da dikkatli bir şekilde değerlendirilmesi gerekmektedir.
İlim Bey, Memur Sendikalarının Grev Hakkının Olmamasının Yarattığı Handikap Nasıl Giderilebilir ?
Evrensel sendikal değerler kapsamında toplu sözleşme ve grev hakkı en temel unsurlardır. Gerek toplu pazarlık sürecinde gerekse günlük çalışma yaşamında karşılaşılan kitlesel sorunların çözümü için sendikaların en önemli gücü örgütlü yapıları ve üretimden gelen güçleridir.
Grev hakkının bulunmaması sendikaların demokratik baskı ve pazarlık gücünü önemli ölçüde zayıflatmaktadır. Grev hakkının bulunmamasının yarattığı zafiyet yeni kazanımların önüne geçmekte ve hükümetlerin tek taraflı karar almalarına meydan vermektedir. Bu zafiyetin giderilmesi için tüm memur sendikalarının, memurların hakları konusunda güçlerini birleştirerek ve ortak hareket etmeleri gerekiyor.
Sayın Başkan, Sendika-Siyaset İlişkisi Ve Haksen’in Duruşu Hakkında Ne Düşünüyorsunuz ?
Sendikalar ve siyasi partilerin birbiriyle olan ilişkileri ülkemizdeki sendikal hareketlerin başlangıcından beri tartışılan önemli bir konudur. Bu tartışmalar günümüzde de devam etmektedir. Sendika-siyaset ilişkisine değinmeden önce bu iki teşkilatın kuruluş amaçlarının bilinmesinde yarar vardır.
Siyasi partiler, kendi politikalarının toplum kesimlerinde onaylanmasını sağlayarak iktidar olmayı amaç edinmişlerdir. Sendikaların kamuoyunu etkileme ve yönlendirme gücüne sahip olmaları siyasi partilerin sendikalarla yakın ilişki kurmak istemesine neden olmaktadır. Siyasi partiler, gerek muhalefette olsun gerekse iktidarda olsun sendikaları kendi politikaları doğrultusunda yönlendirmeye çalışmaktadır. İktidarda olan partiler, uyguladıkları politikalara karşı kamuoyunda oluşabilecek tepkileri önüne geçebilmek için kendisine yakın gördüğü sendikaları kendi güdümünde tutmak; diğer partiler ise, sendikaları iktidara karşı muhalefet amacıyla yönlendirmek istemektedir.
Üyelerinin hak ve menfaatlerinin korunması ve geliştirilmesi, mesleki becerilerinin artırılması, üyeleri arasında dayanışma ve yardımlaşmayı tesis etme, hizmetin daha kaliteli ve verimli bir şekilde sunulmasına katkıda bulunma amaçları üzerine kurulmuş olan sendikaların, bu amaçlarını gereçleştirmek için üyelerinden aldığı gücü siyasi ve ideolojik referanslar yerine yasal ve demokratik zeminlerde asıl amaçları için kullanmalıdır.
Sendikaların en önemli gücü kamuoyu oluşturmasıdır. Siyasi partilerin güdümünde olan bir sendikanın bu gücünü herhangi bir siyasi partinin politikalarına endekslemesi durumunda asıl işlevini terk etmiş olacaktır. Herhangi bir partinin güdümünde olan bir sendikanın, kamuoyu ve diğer partiler nazarında inandırıcılığı olmayacaktır.
İdeolojik ve siyasi referanslar üzerinden faaliyet gösteren bir sendikanın öncelikleri de farklı olacaktır. Asli görevini yapmak yerine güdümlü olduğu siyasi yapının beklentilerini karşılamak durumunda kalacaktır.
Bu türden sendikal yapılarda sendika içi demokrasinin iletilmesi de önemli bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır. Sendikanın yönetim organlarından işyeri temsilciliklerinin belirlenmesine kadar tüm süreçlerde üyelerin iradelerinden çok sendikada egemen olan siyasal anlayış belirleyici olmaktadır.
Ülkemizde, sendikanın tanımına uymayan tutum ve davranışların memur sendikalarında daha yoğun biçimde yaşandığı görülmektedir. Memurun çoğunluğunu oluşturan sendikaların, üyelerinin hak ve kazanımlarını artırarak kaliteyi yükseltmek yerine kişisel beklentileri karşılama kaygısı ve siyasi, ideolojik yandaşlık ile hareket ettikleri görülmektedir.
Sendikalar, üyelerinin mesleki ve ekonomik menfaatlerini korumak ve geliştirmek amacıyla tüm siyasiler üzerinde baskı grubu oluşturmalıdır. Her siyasi partiye eşit mesafede durarak istikrarlı bir tavır göstermeli, hiçbir siyasi partinin maddi veya manevi vesayeti altına girmemelidir.
Kamu görevlilerinin İdeolojik ve siyasi fikirleri bir tarafa bırakarak “kamu görevlisi öznesinde” birleşmesi, hem memur sendikalarını, taleplerinin kabul edilmesi açısından idareye karşı daha güçlü kılacak hem de siyasi ideolojiler peşinde tüketilen her türlü kaynağın, zamanın ve enerjinin üyelerin çalışma yaşamından kaynaklanan sorunlarının çözümü için kullanılmasını sağlayarak doğru sendikalaşma anlayışının yerleşmesini sağlayacaktır.
Sonuç olarak; memur sendikacılığının doğuşundan itibaren ortaya çıkan olumsuzlukları göz önüne alarak, siyasi ve ideolojik referanslar yerine tüm kamu çalışanlarını “kamu görevlisi” ortak paydasında sendika çatısı altında bir araya getirmek için 2008 yılında HAKSEN kurulmuştur. Kuruluşundan bugüne kadar başlangıçta belirlediğimiz ilkeler doğrultusunda hak ve emek mücadelemize devam ediyoruz.
Sayın Gödekmerdan Memurların Ve Emeklilerin Özlük Ve Mali Durumunu Nasıl Değerlendiriyorsunuz ? Hizmet Kolları Bazında Durum Nasıl ?
Kamu görevlilerinin ve emeklilerinin mali ve sosyal hakları iki yılda bir yapılan toplu sözleşmeler ile belirlenmektedir. Toplu sözleşmelerde gerek temsil yetkisine sahip sendikaların yetersizliği gerekse uzlaşmazlık halinde karar veren hakem kurulunun oluşumu nedeniyle işveren tarafının tek taraflı belirlemeleri söz konusudur.
Memur ve emeklilerinin hayatın gerçeklerinden kaynaklanan temel insani yaşam maliyetinin belirlenmesi yerine enflasyona endeksli bir ücret politikası uygulanmaktadır. Bunun sonucu olarak memur ve emeklileri aile sorululuklarını yerine getirecek bir gelir edememektedir. Yıllardan beri maaş artışları enflasyonun çok gerisinde kalmıştır.
Bu nedenle, memurlar ve emeklileri yaşam standardını korumak için kredi kullanmak suretiyle bankalara borçlanmaktadır.
Eşit değerde işe eşit ücret politikasını hayata geçirmek verilen ek ödemeler maaşların yüzde 40’ını oluşturmaktadır. Ancak, emeklilikte bu ödemelerin dikkate alınmaması nedeniyle çalışırken ödenen maaş ile emekli aylığı arasında ciddi uçurum oluşmaktadır. Bu nedenle memurlar emekli olmakta zorlanmaktadır.
İlim Bey, Çok uzun bir süre Kamuoyunu meşgul eden ve yılbaşından itibaren yürürlüğe giren 3600 ek gösterge hakkında görüşlerinizi almak isterim
3600 ek gösterge 2019 yılında Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından Sağlık Çalışanları, Polis,, öğretmen ve Diyanet Çalışanlarına vermiş olduğu müjdeydi ve 2023 yılı OCAK ayından itibaren 4 / 1 ne gelen yüksek okul mezunu olan bu 4 iş kolu haktan yararlandı. Hak-Sen olarak bu iş kollarına verilen 3600 ek gösterge düzenlemesi memnuniyetle karşılasak da kapsamın genişletilmesi ve sınıf ayrımı olmadan 1. Dereceye düşen tüm memurlarımızın da aynı haktan yararlanmasını talep ettik. İnanıyorum ki en kısa sürede talebimiz karşılık bulacak ve 1. Derecenin 4. kademesine gelen Tüm Kamu çalışanları bu haktan yararlandırılacaktır.
Sayın başkan sizin sendikanızın da içinde bulunduğu yaklaşık 180 civarında sendika kamu oyunda %2 diye bilinen baraja takılmış durumda bu baraj hakkındaki düşünceleriniz ve yaptığınız mücadele hakkında neler söylersiniz?
Daha önce % 1 barajı şimdide %2 barajı Sendikalara ve kişilerin özgür iradelerine uygulanmak istenen bir darbedir. %1 barajını nasıl kabul etmeyip Danıştay’da iptal ettirdiysek. %2 barajını da hukuki ortamda sürdürdüğümüz mücadele ile iptal ettireceğiz. Bu konuyu hem Ana muhalefet partisi aracılığıyla Anayasa Mahkemesine taşıdık, Hem de Danıştay’a tekrar davamızı açtık. İnanıyoruz ki hem anayasamıza hem de 4688 sayılı yasaya aykırı olan bu ucube karar yine Bağımsız Türk Mahkemelerince İptal edilecektir. Hiç bir üyemiz merak etmesin tüm Haklarımızı geri alacağız.
Röportaj Eren Ceylan