SUNUŞ
Erzurum, tarih ve kültür açısından insanı ile ön plana çıkmış ve Dadaş olarak tanımlanan ideal insan tipi ile tanınmış bir şehir olmasına rağmen, maalesef son 30 yıllık süreç içerisinde sürekli olarak göç vererek insanına ait değerini kaybetmeye başlamıştır. Bu değerin kaybolmasında 1980 yılından itibaren uygulanan ekonomik politikaların, tüm Türkiye’de olduğu gibi Erzurum’da da toplumsal yapıyı etkilemesinin de etkisi olmuştur.
Bugünün küresel olarak nitelenen dünya anlayışı ve global ekonomi dünyada hâkimiyet kurmaya başlarken ülkemizde bu akımın içerisinde kendisini bulmaya başlamış, ilimiz ve şehrimizde yavaş da olsa bu akımın etkisini üzerinde his etmeye başlamıştır. Maalesef toplumumuzun ve şehrimizin toplumsal ve kültürel değerleri kaybolmaya başlamıştır. Bir de buna şehircilik konusundaki bilinçsizliğimiz ve bilgisizliğimiz eklendiği zaman şehrimizin tarihi dokusu da kaybolmaya başlamıştır. Erzurum da insan artık kendini ve değerlerini kaybetmeye başlamıştır. Bu, temel şehircilik ilkelerinin belirlendiği ve 1941 yılında imzalanan Atina anlaşması ile belirlenen kent planlamasının insan merkezli olması ilkesinin, ülkemizde ve şehrimizde uygulanan şehircilik politikalarında göz ardı edildiğini göstergesidir. Bu özellikle 2. Dünya savaşından sonra gelişen kentli haklarına aykırılığın ilk taşını oluşturmaktadır.
Bu aşamada Erzurum da insanın, şehirli hakkı kavramı içerisinde ele alınmasının hem konu bütünlüğü hem de dünyada ki kent hakkının gelişimi ile paralellik sağlaması açısından gerekli olduğuna inanmaktayız.
Kent hakkı kavramını David Hurvey, kent kaynaklarına ulaşma bireysel özgürlüğünden çok ötede kenti değiştirerek kendimizi değiştirme hakkı olarak tanımlamaktadır. Bu tanım incelendiği zaman karşımıza iki unsurun çıktığı görülmektedir. Bunlardan ilki kent kaynaklarına ulaşmadır. Bu insanın yaşına, cinsiyetine ve vücut gelişimine uygun olarak şehir hizmetlerinden yararlanması anlamına gelmektedir. Diğer unsur ise kenti değiştirerek kendini değiştirmedir. Bu ise insanın yaşamış olduğu şehre ait olduğunu his etme ve yaşadığı şehri sevme hakkı olarak tanımlanabilir.
Bu sayımızda Erzurum halkının yaşamış olduğu şehrin kaynaklarının tanıtımını sağlamak amacıyla hazırlanmış olup ekonomi, tarih, coğrafya ve kültürel ana başlıklar altında siz değerli okurlarımızla bu sayıda paylaştık umarız beğenirsiniz.
Eyyüp COŞKUN