Erzurum Sevdası Dergisi 47.(Özel) Sayı 2023
ŞEHİRLER VE EDEBİYATLARI
Filmin şehir anlatımı ve genel olarak markalaşmanın olmazlarından biride edebiyata konu anlatımlarıdır. Şehir edebiyatı adı altında toplanan bu yerleşim yerlerinin mekânlarının, kültürünün, insanlarının edebi eserlere konu olması, bina örgüsünün içinde bulunması gerekenler.
Bir şehir ne kadar edebi eserlere konu olur, ilham olur ve edebiyat ile etkileşimi fazla olursa o üstün dünya liderliği içinde kendisine yer bulma konusunda sahip olur. Markalaşır, merkeziliği artar, insanların o şehri gezme ve görme merakı artar.
Şehirlerin dil ve edebiyatla ilişkisi ilk önce üyeleri olduğu ulusa daha sonra ise diğer uluslara yardımlaşmanın artması ve daha geniş bir kitlenin o şehre ilgi duymasına sebebiyet verir. Şehirler edebiyatının imgesi oldukça giderek artan oranlarda edebi eserler başkahramanı olmaya başlar veya şehrin kahramanlarının bütünleştiği bir imge haline gelir. Şehirlerin dili yeteneğine sahip cihazlar dili olur. Kahramanların ağız yapıları, lehçeleri edeb eseri dili haline gelir. Şehirlerin kültürünün edebildiği nesneler olgu ve yaşamın anlatımına etki eder. Şehirler edebiyatına ev sahipliği yapmaya başlarlar. Yazıldıkları yâda anlattıkları dönemlerin geçmiş şehir bakışıyla okurlarına aktarırlar. Suç ve Ceza’yı okuduğunuz zaman 1861’de St. Petersburg’dan Fransız devrimini ve Rus toprak reformunun yansımalarını yürütüyor. Huzur’u okuduğunuz da 2. Dünya savaşının en hızlı olduğu 1941 yılında İstanbul’dan bir aşka rastlarsınız, Sefiller’i okuduğunuzda 1830’lu izler Avrupa da yaşanan sancılarının, Paris sokaklarında yaşayanlarını bulursunuz. İşte edebiyatın şehirle bütünleştiği bu üç önemli edebi eserden anladığımız gibi şehir ve edebiyatın bütünleştiğinde yılların başlangıcından günümüze açılan pencere içinde şehirleri seyredersiniz.
İkinci Dünya Savaşından sonra özellikle Amerika ve Avrupa’da asla şehircilik bilimi şehrinin tanıtımı, kimlik edinmesi, şehre aidiyet okunmasın verilmesi ve şehrin yedi misafirin gittiği yerler için şehir ile edebiyatın bütünleşmesine önem verilmeye başlanmış ve şehircilik operasyonları içinde edebi işletmeyi önemsemeye başladı.
Şehir edebiyatçılarına göre şehir mekânları, sokakları, insanları ve kültürüyle ne kadar çok edebiyatta işlenirse o yüce ruh kazanacak ve bu ruh sihirli bir tılsım gibi şehrin sakinlerine nesiller boyunca işlenerek kimlik kazanmana katkı sağlayacaktır. Böylece şehrin inşasında mimari gibi edebiyatta etkili olmaya başlayacak. Bir şehirde yaşayan insanların yaşadığı şehirli anlayışı daha doğrusu şehirli bilince ulaşmanın ölçütlerinden biri edebiyatın şehrina, edebiyatçıya verdiği önemle açıklanabilir. Tabi bu diğer sanat, kültürel ve sportif amaçlar içinde geçerlidir.
Erzurum birçok edebi esere konu olmuş kadim bir şehirdir. Yapmış olduklarımızda incelemelerde Erzurum’u ve Erzurumluları eşyalarına konu edinen otuz civarında edebiyatçıya ulaştık. Bu Erzurum gibi edebiyata konu olan bir şehir için oldukça az ama birçok şehrimize göre ise çok iyi bir sayı diyebiliriz.
Biz bu çalışma Erzurum şehir edebiyatına son dönemde katkı sağlayan yazarları konuk ettiklerimizde ve hepsine Erzurum şehir edebiyatı hakkında aynı soruları yönettik. Hedef Edebiyatında, aslında mimari kadar şehircilik açısından önemli önlemleri almaya yardımcı olmaktır. Şehir edebiyatı açısından Erzurum’un yeri siz okurlarımızla paylaştığımız bu sayımızda Erzurum Şehir Edebiyatının kitaplarını minicik bir katkı sağlayabildiysek ne mutlu bize. Yazarlarımız sorularımıza verdikleri cevaplarla Erzurum’un edebi bir analizini yapmışlar ve edebiyatçı gözüyle şehriyle değerlendirmişlerdir. Bu değerlendirmeler sadece edebiyat açısından değil Erzurum şehirciliği açısından da son derece önemlidir. Eyüp COŞKUN