DOĞUNUN KALESİ- GÖZETLEME KULESİ ERZURUM

DOĞUNUN KALESİ- GÖZETLEME KULESİ ERZURUM

DOĞUNUN KALESİ- GÖZETLEME KULESİ ERZURUM
Mehmet AKSU

Erzurum; karın adı, ayazın muradı, yiğidin kıratı, doğunun ağız tadıdır.
Bulunan yerden aşağıya doğru inildikçe görünen manzara azalarak derinlik sofrasını kapatır, Yukarıya doğru çıktıkça da bütüne ulaşma heyecanı canlı tutar insanı. Gayretin kapısı yatayına sofrayı serdikten sonra dikeyine yükselişle edinilen kazanım helalinden ikramını sunar. Renginin adını tatmin olunan basamaktan çerçevelenen konumlanma koyarak, basamak derecelerine göre ufuktan feyiz ışıkları zikre dem tutar. “Erzurum’un yükseltisi taşıdığı yükün belirtisi.” “Erzurum doğunun çehresi batının dengesidir.” Ensesi, pensesi, kalkım sesi gözetleme kulesinden anlık tekmilin sunar devlet komuta erkanına.
Ad; varlığı diğer varlıklardan ayırt eden, yaşanılmış olaydan feyizle yaşayanların ortak ses dalgalarının oluşturduğu, yoğrulmuş kendisine has özgün renk denkleminin temsil kotudur.
Görmekle alınan tedbir günü kazanım tarafına işler kazanç yeni günün anahtarı olur. Güven içinde yaşama katkısı önem ar zeden yerleşimin, dört bir tarafını gözetlenebilir yükseltide kaleler yapılması, yaşamın bütün çevrelediği değere sadık duruşunda ilerleyiştir. Öteden beri koruna gelmiş tarihi yapı ve bilginin selamladığı mesajlar adların kök rengini oluşturmaktadır. Bu zikrin mayasıyla örgülenmiş oluşum yaşamın idamında ebede yöneliş kalesini oluşturur. Kökten alınan renkle kale, Gözetleme Kulesi kat oluşumunu başında tacı olarak, seçkin erlerin gözlemi yönlendirmesi ile sancağın ebede taşınmasında emin ellere nefes olmaktır.
Kale; korunmak istenilen değerin merkezi güç konumudur. Erzurum da Türk İslam yaşam değerlerini iç ve dıştan gelebilecek fitne fesat-hain saldırılara karşı korunmasında saf Türk ve İslami adanmışlık inancı bütün olan, dadaşlıkla adlandırılmış ehil insan yaşam merkezidir. Anadolu’da oluşabilecek tehdit unsurlarına karşı Erzurum Doğunun kalesi- Gözetleme Kulesi Kök soy rengi Anadolu Türklerinin ataları olan Oğuz Türkleri, ahengi Dulkadiroğlu Beyliği değerler dokusu ile devam edegelmiş öyle de devamı zikrinde yükseltisindedir. Sancağın güvencesidir Erzurum.
Bu yaşam soluğunu kendi üretkenliği oluşturur. Erzurum’un engini pamuk beyaz, yükseği kar beyaz her bir yanından güven kapısından girilir söz yere düşmez, baş aşağı eğilmez, Nene Hatun rüzgarı dua olarak solunur sokaklarında. Renkler; beyazın yörüngesinden zikrin ederi istikametinde kazanım elde eder. Ayağı sarmalayan toprak şavkın gönderir göğe renklerin her tonunda yaratan okunur.
Erzurum yüksekte gelecek gün tümsekte, Palandöken 25 lik kalkışla denge durur.
İstanbul’la Fatih Sultanla söyleşir Abdurrahman Gazi, yolu korur biz öl sekte.
Gözetleme Kulesi Erzurum’un çehresi, aşağıya bakınca akışı yukarıya bakınca kalkışı- nakışı dibacesi okunur. Renkler kendini zikreyler yeşili tam yeşildir mavisi de tam mavi. Tıpkı tarihinden gelen asillik gibi duru net insanlarının bakışındaki akışındaki zikir muhabbeti. Bu da değerin tesliminde Gözetleme Kulesine yüklenilen değerler, emin el öteden beri muhafazasına özel önem verilen saf nesil kendisi olma kendisi kalma deminden yeni nesli donatarak, varlıklar haznesinden hakkınca payını almasıdır.
Erzurum’a bütün olarak bakıldığında Anadolu’nun Gözetleme Kulesi olarak oluşturulduğu tarihin onurlu kazanımında okunmaktadır. Asil olunan birçok ad yakıştırılabilinir Erzurum’a. Her nefeste farklı pencereden görünümünü sunan Erzurum, Palandökenin Nefesi, Mürşitlerin Heybesi, Doğunun Kalesi, Dadaşın tespihinde duası, Anadolu’nun başında tacı Erzurum.
Erzurum’un adına tadına dem katlayan Çifte Minareleri, Ulu Cami’den aldığı feyizle kollarını açmış, Anadolu’nun ebed müddet Türk yurdu olması için dua eder vaziyette duruş sergisi, frekans öğün öremli kalkandır.

Erzurum; Türk – İslam inancı kimliğiyle ecdada firesiz teslimi heyecanını taşıyan, tarihi dokularını içten hissiyatla yaşayan, Palandöken’den ses veren kültürel duruşunu Dadaş yeleğinde toplamış, yeni nesle dadaşlık öğretisini yaşamın önceliğinde tutan, her nesnenin kendisi olarak görüldüğü, tasavvufi- sanatsal dokudan örüldüğü, güvenilirlik kapı anahtarlarının dadaşlık adıyla teslim edildiği el.
Erzurum; Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin kuruluş sürecinde Atatürk’ün de aylarca kalarak yöre halkı ile devletimizin bekası için istişarede bulunduğu, kongrelerde alınan kararların heyecanını canlı tutan sahibi, günümüzde de birçok önemli mesajların verilmesine ev sahipliği yapıldığı sesin nefesin yükseltildiği şehitlerin, mürşitlerin duasında olduğu kucaktır.
Erzurum; türkülerin derinliğine uzana yol, merhamet meşalesi, mozaik sığınana sofra sıcaktır.
Erzurum karın adı, ayazın muradı, yiğidin kıratı doğunun ağız tadıdır.
Yeni gün dünün kazancını aktarabilirse yarına, sonraki günün ikramın sunar. Erzurum ecdadından teslim aldığını firesiz yeni kazanımlarla teslim eden emin el ocağıdır. Bu yüreğimin sesi memleketim Kahramanmaraş’ta var da Kardeş Şair Kent olarak gördüğüm, Erzurum’la aynı kefede aynı ritimle değerlendirmem yavan olmaz renk düşümünde.
Erzurum Kahramanmaraş Şair Kardeş Kent, Edebiyat Yolu’nu Dolunay’dan sırtlamış sancağı ebede taşıyan asil kandır.
Erzurumlu Dadaş Ede ile gardaş,
Kızı hilal oğlu yıldız muhtaca aş.
Erzurum daimi nöbetçi nefes.
Çağırıyı vaktinde yaşayan telaş.
Karı boranı çatlak sesi rendeleyen baş.
Soyunu oyunu Palandöken gözetler,
Anadolu’da yerinde oturan ağır baş.

Share this content:

Erzurum Tanımları