SAHİPSİZ MEMLEKET
Sizi bilmem ama, benim hiç hoşuma gitmez, canımı sıkar, içimi acıtır bu söz… Yetmişli yıllarda,
Günlük güneşlik bir günde, Uçakla İstanbul’dan Erzurum’a seyahat eden bir teyze, İstanbul’dan uçak kalktıktan sonra kaptan pilotun yolcuları bilgilendirme amaçlı konuşmasını dinlerken, Erzurum’da şu an hava soğuk ve kar yağışlı demesinden hüzünlenerek, “CANIM ÇIĞA ERZURUM” ” KARDA YAĞAR DOLUDA” “SAHAPSIZ MEMLEKET” ” NE OLACAĞ” Serzenişi ile zihinlere yerleşerek, nesilden nesile geçen bu söz, Sosyal medyada, Erzurum’la ilgili tarihi, kültürel ve ekonomik paylaşımlarda, adeta kurtarıcı bir deyim gibi sıkca kullanılmaktadır. Başı sıkışan, darda kalan herkes, bu lafın arkasına saklanarak, güya, kendisini temize çıkarmak için, “NE OLACAĞ SAHİPSİZ MEMLEKET” diyerek, Sözü, ben suçsuzum demeye getirip, sorumluluktan kurtulmuş olduğunu sanıyor…
Öyle yağma yok, Bedava köfte de yok arkadaş… Elini şakağına dayayıp, Acaba ben nerde yanlış yaptım da memleket sahipsiz kaldı. Üzerime düşen mesuliyeti yerine getirmedim mi? Vefa borcumu nasıl öderim diye düşünüp, kafa yorup soracaksın kendine… Büyüğü küçüğü yoktur bu işlerin. Erzurum için herkesin yapabileceği faydalı bir iş, hizmet vardır mutlaka.
En evvela Erzurumlu olarak, Hangi ortamda, hangi şehirde, hangi görevde yada konumda bulunursak bulunalım, Bu kadim şehrin bir ferdi, bir evladı olarak, dadaş olduğumuzu unutmadan, Erzurum’un ismine leke getirmeyerek, Bu adı şan ve şerefle taşıyıp temsil etmemiz lazım… Oymuş, buymuş, falanmış filanmış Kimseden bir şey beklemeden, Az çok demeden, Elimizi taşın altına koyup, Şehrimizin faydasına olan söz ve icraatlarda bulunmaya geyret etmemiz gerekir…
Dadaş merttir, yiğittir. Haksızlık ve ahlaksızlığı sevmez. Çocuklarımızı dadaşlık vasıfları ile donatıp, yetiştirerek eline imkan geçtiği zaman, Erzurum’a, Erzurumluya destek olup yardım etmenin yollarını öğretmemiz lazım. Elinde nice devlet imkanı olupta aman beni bilmesinler, görmesinler diye, kafasını kuma gömen, telefonunu, izini, ismini kaybettirmeye çalışan bir çok yetkili müdür bürokrat, kariyer sahipleri ve iş adamları var. O makamlar sizlere baki değil. Sizin o makamlarda oturmanıza yardım eden, vesile olan birileri mutlaka var. Boşu boşuna oturmayın o makamlarda. Uyanık olun, fırsat ve imkanları Erzurumlu dan yana kullanarak proje üretin, iş üretin. Erzurum’un tarihine, sanatına, kültürüne sahip çıkın. İşini yoluna koyanda bir başka Erzurumlu’nun elinden tutsun. Zincirin halkaları böylece çoğalsın gitsin ki, SAHİPSİZ MEMLEKET diyerek, vaktimizi boş sözlerle ziyan edip, kendimizi kandırmayalım.
Bu sözü dilimize dolayıp kenara çekilmeden, kendi göbeğimizi kendimiz kesip, SAHİPSİZ MEMLEKET diyerek yerimizde boş oturacağımıza, MEMLEKET SAHİPSİZ DEĞİL diyip, Ayağa kalkmamız daha değerli ve anlamlı olacaktır…
Erzurumlu ayağa kalkarak, kimseden ulufe beklemeden, kendi işini kendisinin yaptığı hizmetlerin tarihte bir çok güzel örneği vardır. Vatan elden giderken, Milli İradeyi harekete geçirerek, Cumhuriyete giden yolda kongre toplayıp, Vatana ümit, bayrağa rehber olan Erzurum’lu dadaşlar…
Doksanlı yıllarda terörle halkın can ve mal güvenliğini yok edip, umutsuzluğa düşürerek, ülkeyi bölmeye kalkışan, vatan haini terör örgütüne karşı ayağa kalkıp sokağa dökülerek, Vatan bir bütündür, Parçalanamaz diye, Bir kez daha haykıran dadaşlar, Korkmuş, sinmiş umudunu yitirmiş yüreklere, Bütün vatan sathında morel ve cesaret vererek ayağa kaldıran, bir ecdadın torunları olarak, Diyorum ki, Erzurum sahipsiz değildir. Sahip çıkmayan, Erzurumlular vardır.