Erzurum da Özel Günlerde Yemek Adetleri
DOĞUMDA YEMEK ADETLERİ
Çocuğun doğmasından önce gelin el üstünde tutulurdu. Canının istediği yiyecekler yapılır ve tattırlırdı. Çocuğun dünyaya geldiğini duyanlar “yoklama” yaparak göz aydına giderdi. Yoklama “su böreği, baklava veya keteden” oluşurdu. Bir anda yeni doğan çocuğun evi tepsi tepsi börekler, baklavalar ve keteler ile dolardı, bunlar gelen misafirlere ikramda da kolaylık olurdu. Kız doğuran annelere “sana evelikten yapılan “kara pancar” yapacam, oğlan doğursaydın baklava hazırdı ” diye latife yapılırdı. Çocuk ve annesi yirmi gün akabinde bir banyo yaptırılır ve böylelikle yarı kırkları da dökülmüş olurdu. Annenin ve çocuğun kırkının dökülmesi anneanne ve babaanne için önemli bir törendir. Kırk adet arpa veya fındık, Kırk ihläs okunarak kovaya konulur ve banyo suyu bu okunmuş arpa veya fındıkların suyu ile hazırlanırdı. Arpalar banyodan sonra bir duvar dibine gömülür, fındıklarda çocuklara dağıtılırdı. DİŞ HEDİĞİNDE YEMEK ADETLERİ
Çocuğun ilk dişinin çıkmasıyla birlikte ailede yeni bir heyecan başlardı. Bu heyecanın adı hedik dökme telaşıdır. Hedik, buğday tanelerinin sade veya nohut ile birlikte haşlanması ve süzülmesi ile hazırlanan eğlencelik bir yemektir. Hedik dökme tipkı çocuğa beşik takımı götürme de olduğu gibi bütün aile bireylerinin ve konu komşunun katıldığı bir tören şeklinde olabilirdi. Hedikler, dökülmeye başlayınca, etraftakiler örtüye yayılan hedikleri kaparak yerlerdi. Tören, hazırlanan fındık, fistik, ceviz, kuru üzüm gibi çerezlerin hedikle yenilmesinin yanı sıra Babaannenin hazırladığı pasta, çörek, helva gibi yiyeceklerin çay ile ikramından sonra eğlence yapılır ve sona ererdi…
NİŞAN VE DÜĞÜNLERDE SOFRA ADETLERİ
Kız tarafı da oğlan tarafı da önem verdikleri kişileri nikâha davet ederdi. Bu davetler iki taraf içinde gurur verici olurdu. Günler öncesinden kız evinde hazırlıklar yapılır. Pasta, börek, çörek ve keteler açılır, dolma, pilav, su böreği gibi yemekler hazır edilirdi. Nikähtan sonra yemek verilmesi adettendir. Hali vakti yerinde olan bazı kişilerde yemeği son zamanlarda lokantalarda vermektedir. Nikâhın kıyılmasıyla beraber herkes bütçesi ölçüsünde geline ilk hediyelerini takardı. Kadınlarda kendi aralarında eğlenir ve şerbet içerlerdi. Şerbet içildikten sonra bardakların içerisine bütçe ölçüsünde para konulurdu. Nikäh gecesi, şerbet içilerek ağızlar tatlandırılıp sona ererdi. Nişan ev de yapılıyorsa mahalle kadınları ve genç kızlar çoktan kız evinde olur ve üzerlerine düşeni ziyadesiyle yaparlardı. Yaptıkları tatlıları, pasta, börek ve keteleriyle soluğu kız evinde alırdı. Sofralar için hazırlıklar bitirilir, ayrıca komşulardan da takviye getirilen bardaklar, tabaklar, çatal ve kaşıklar hazır bir şekilde bekletilirdi. Nişan ev de yapılmışsa Damadın babası, damat, enişte varsa diğer erkeklere bir sofra kurulurdu. Çorba, kavurma et, pilav ve sütlaç gibi bir menü ile bir sofra da kadınlara kurulur ve dünürler hoşnut edilirdi.
DÜNÜR DAVETLERİ
Nişan olduktan sonra dünürler birbirlerine daha da yakından tanımak için birbirlerini yemeğe davet ederlerdi. Bu dünür davetleri için ramazanlardaki iftar yemekleri bulunmaz bir firsat olur. Ramazandan önce de dünür davetleri olur ama iftar davetleri daha da farklıdır. Daveti önce erkek tarafı yapardı. Bazen de özellikle köylerde sahura da davet edilen dünürler olurdu. Dünür davetlerine eş, akraba veya konu komşudan da katılanlar olurdu. Davetler de ayran çorbası, kıyma, yaprak sarması, pilav, kuru fasulye, su böreği ve tatlı olarak kadayıf dolması yapılırdı. Kuru Bamya ve Ekşi Aşma ile yapılan etli yemekler biraz lükse girerdi. Namaz bitmeden adet üzere çaylar hazırlanarak odaya gönderilirdi. Çaylar yanlarında kadayıf dolması eşliğinde içilirdi.
GELİN AYAĞI AÇMA
Nişanlanan kız oğlan evinden izin almadan bir yere gidemezdi. Bu oldukça sıkıntı çıkran bir durumdu. Düğünlere, misafirliğe, sinemaya, başka bir köye veya şehre oğlan evinden izin almadan götürülmezdi. Bu sıkıntıyı aşmak için kayınpeder gelinin ailesini mutlaka pikniğe davet eder, kuzu keser ve “kızın ayağını” açardı. Kuzunun, kurulan ocaklar üzerine konulan kazanlar içerisinde kavurması yapılır, yanına pilav, salata ve mevsim meyvesi ile ikram edilir ardından semaver çayı içilerek tamamlanırdı.
İFTARLIK
Erzurum ve çevresinde Erkek tarafı ve yakınlarının (Damadın kardeşleri, amcası ve diğer yakınları ) geline iftarlık göndermesi de başka bir adettir. Bu gün artık ramazanda iftarlık gönderenlerin sayısı azalmıştır. Kız tarafına gönderilen iftarlılarda et, kadayıf, ceviz içi, yağ, pirinç, bulgur, un, pastırma, yumurta gibi yiyecekler gönderilirdi. Bu hediyeleri götüren kişi iftara bekletilir ve gelin ile iftar ederdi.
YATAK YÜZÜ GÖTÜRME
Bu adette, kızın babasının verdiği çeyizin içinde yer alan yatak-yorganların kumaşlarını oğlan evi alırdı. Bu yatak Yüzü denilen kumaşları götürürken de bir kaç komşu ve akraba ile gidilir ve kız evi, çorba, dolma, et, pilav, kuru fasulye ve baklavadan oluşan bir menü ile yemek verirdi.
GELİN HAMAMINDA
Düğünlerin en zevkli eğlencelerinden birisi de düğün hamamlarıdır. Bütün komşular yemeklerini yapar ve sağdıcın belirlediği bir gün gelinle beraber hamama giderler. Yıkanma işi bittikten ve kızlar oynamaktan yorulduktan sonra göbek taşına sofra açılır, getirilen yemekler ( zeytinyağlı dolma, patates haşlaması, yumurta haşlaması, kara helva, pasta ve kete, soğuk kompostolar ve çay) yenilir içilir bu arada oğlan evinden gelen mevsim meyveleri de ikrama dåhil edilirdi
KINA GECESİ
Kına gecesi Asr-i saadete (Peygamber Efendimizin zamanı) kadar uzanan en eski Islâm ådetlerinden biridir. Kına gecesi aynı zamanda genç kızların kendileri gösterdikleri ve kaynana adaylarının kız beğendiği bir eğlencedir. Kız tarafı misafirlere çay yanında özellikle Erzurum Pastası ve sini ketesi ikram eder. Oğlan evinin getirdiği Fındık, fistik ve badem gibi çerezlerde dağıtılır. Saatler gece yarısını gösterince kına yakma töreni başlardı. Kına işi bittikten sonra eğlenceye devam edilirdi. Misafirlerin bir kısmı gider, kalan genç kızlar “kız bekleme “denilen o geceyi kızın evinde geçirirlerdi. Kalabalık dağıldıktan sonra siniler konulur “kız bekleyenler” ve oğlan evinden gelen “yengeler” bir posta daha yer içerler. Sabah gelin çıkarma yapılmadan evvel mutlaka kahvaltı verilir ve kız evinin ekonomik gücüne göre özellikle köylerde zengin evlerinde gelin götürmeye gelen dünürcülere “Büryan Kebabı” ikramı yapılır, kalan Büryan Kebabı da dünürcülere paketlenerek verilirdi. Şimdilerde “Kısır Gecesi” denilen ama esas oğlanın sağdıca çıkarılmasında da yine oğlanın arkadaşları birlikte masrafa katılarak kuzu keser yer içer eğlenirlerdi.
GELİN GETİRME
Gelin kız evinden çıkarılınca kızın sağdıcı tarafından oğlan evine getirilince de oğlan evi tarafından misafirlere şerbet ikramı yapılırdı. Düğün yemeği evde verilecek ise mutlaka Su Böreği, Baklava, sütlaç, dolma bir gün önceden yapılır, çorba, pilav ve kavurma aynı gün yapılarak ikram edilirdi. Düğün evine komşulardan sandalye ve masalar, çatal, kaşık ve bıçaklar önceden getirilir hazırlanırdı.
GİDEN KIZI ÇAĞIRMA
Gelin olan kızı düğünden önce komşuları ve yakın akrabaları Kahvaltıya veya yemeğe çağırırlar. Bu davette, kahvaltıda kuru köfte, yumurta, patates, un helvası, Kuru pasta ve kete yer alır. Yemek davetinde de Erzurum’un geleneksel davet menüsü olan,Çorba, Dolma,pilav, kavurma et, kuru fasulye, sütlaç,baklava gibi tatlılar yer alır. Gelin daveti Düğün işi bittikten bir ay sonra sıra ailesi ve komşuları desi davet etmelerine denir. Bu davetler kahvalt veya öğlen yemeğine olabilirdi. Zekiye ÇOMAKLI