AYŞE NESLİHAN HATUNOĞLU İLE RÖPORTAJ

AYŞE NESLİHAN HATUNOĞLU İLE RÖPORTAJ

AYŞE NESLİHAN HATUNOĞLU

Biyografik roman tarzında yaptığı çalışmasında şehrin önemli simalarının birinin etrafında şehrin belli bir dönemine ait ailesel yapıyı ve yaşantıyı, kentsel yaşantıyı, toplumsal alt yapıyı, kentsel kurum tarihini, kültürel yapıyı ve yaşantıyı samimi bir dille okurlarına anlatan yazar Erzurumluluk kimliğini kitabın her satırında aksettirmiştir. Romanı okuduğunuzda kendinizi geleneksel bir Türk ailesinin evinde misafir olduğunuzu hissedeceksiniz. Bu romanın en büyük başarısı Türk örf ve töresi içerisinde modern bir hayat sürdüren bir ailenin Erzurum şehir hayatında nasıl bir bütünlük oluşturduğunu sergilemiş olmasıdır. Bu bütünlük Erzurum toplumsal alt yapısının güçlü yönlerinin Erzurumlu kimliğinin oluşmasında ki etkilerini kitabın geneline yayarak okurların dimağlarında etkileşime girmektedir.

Röportajların klasik sorusuyla başlayalım. Bize kendinizi tanıtır mısınız?
21 Aralık 1956’da Erzurum’da dünyaya geldim. Annem Nermin Hanım, babam Kemal Bey’dir. Ailenin beş çocuğundan biriyim. İlköğrenimimi Ömer Duygun İlkokulu’nda, ortaöğrenimimi Kız Orta Okulu ve Erzurum Kız Meslek Lisesi’nde tamamladım. Lise sonrası Halk Eğitim Merkezi bünyesinde dikiş-nakış kursunda bir yıl stajyer öğretmen olarak çalıştım. Ardından Erzurum Atatürk Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Öğrenci İşleri Şefliği’nde önce memure, ardından şef olarak 22 yıl boyunca görev yaptım; 15 Ocak 2001’de emekli oldum.
Edebiyat yaşamınız nasıl başladı?
Yazmaya emeklilik yıllarımda başladım. Yazılarım önce yerel gazetelerde çıktı. Sonra Sonyolhaber.com ve Erzurum Sevdası sitelerinde düzenli olarak makalelerim yayımlandı. Uzun süre bilgi, belge topladığım kitap projelerinden ilki olan Hatunoğlu Kemal Bey kitabımı nihayet 2021Kasımı’nda hayata geçirdim.
Halen ikinci kitabımı hazırlıyorum. Erzurum’un sosyal yaşamını, gelenek-göreneklerini konu alan bu kitabım, unutulmuş değerlere bir saygı duruşu niteliğindedir. Projelerim arasında annemi anlatacağım “İstanbullunun Kızı” adlı çalışma da var. Erzurum’un gönüllü kültür elçisi olarak görülüyorum. Gerek ulusal ve yerel görsel medyada gerekse basın dünyasında Erzurum’u tanıtan genel kültür programlarına konuk olarak katılıyorum. Ayrıca Türk Kadınlar Birliği’nin Erzurum şubesinin Yönetim Kurulu üyesiyim. Erzurum’un yok olan mahallelerini belgelemek için fotoğraf çalışmaları yapıyorum. “Erzurum Tarihinden ve Kültüründen Esintilerden Bir Demet”, “Erzurum’dan Haberler”, “Erzurum Yemekleri” ve “Erzurum’da Görev Yapan Öğretmenler” başlıklı Facebook sayfalarının da kurucusuyum.

2. Edebiyat hayatınız nasıl başladı ve eser(iniz)lerinizde Erzurum’u konu edinmeye nasıl karar verdiniz?

Hatunoğlu Kemal Bey” sadece bir biyografi değil. Aynı zamanda Erzurum tarihine bir bakış. Babam Kemal Hatunoğlu’nun yaşamını anlattığım bu kitap sadece babamın yaşamı değil Erzurum’un yakın tarihine de bir bakıştır. Edebiyata hep ilgi duydum. Küçük makaleler, şiir denemeleri, Erzurum’un gelenekleri, geçmişteki yaşanmışlıklarıyla ilgili küçük notlar alıp bunları gelecekte değerlendirmeyi planlıyordum. Önce ailemin ve yakın çevremin sonra sanal âlemde sosyal medyayla tanışınca paylaşımcılarımın bu bilgileri değerlendirmem yönündeki ısrarlarıyla yazmaya karar verdim.

Şehir edebiyatı, yazarların şehirle kurduğu ilişkiyi yansıtır. Bu ilişkiyi aktarırken şehrin tarihi, toplumsal olaylar, kişilerin psikolojisi ve mekânlar gibi şehrin değişik katmanlarından etkilenir. Böylece her edebiyatçı kendine özgü bir şehir bilinci oluşturarak bu eserlerine yansıtır. Sizin şehir bilincinizin oluşmasına hangi şehir katmanı ya da katmanları ne oranda etkili olmuştur ve bunu eserlerinize aktarımınız nasıl olmuştur?

Erzurum’da önemli olan bir özellik; şehrin içinde, ilçelerinde mahalle ve yerleşim beldelerinde kültürel zenginlikler ekonomik ve sosyal yapıya göre uygulama, yaşatma farklılıkları arz eder. Şehir kültürü özellikle sosyal alanda farklıdır. Kitabım Hatunoğlu Kemal Bey’de 1910-1987 yılları arasında ülkede ve özellikle Erzurum’da yaşanmışlıkları, tarih ve kültürel açıdan şehrin sosyal yapısı, idari konumu, binaları, cadde ve çarşıları o dönemlerin aileleri, spor, sanat, aile, eğitim, örf-anane kavramlarıyla günümüze ulaştırma amacındaydım. Böylece geleceğe kaynakça olacak bir çalışma oldu. Doğma büyüme Erzurum’un yerlisiyiz. Aslen Köseömerağa Mahallesi’ndeniz. İstanbulkapı’da doğup Cumhuriyet Caddesi civarında geçen çocukluk, ilk gençlik yıllarım Paşalar Caddesi’nde, devamında bütün yaşamım halen ikamet ettiğim Gez Mahallesi, İstasyon, Demirevler semtlerinde bugünkü adıyla Ömer Nasuhi Bilmen Mahallesi’nde şehrin hep eski yerlilerinden oluşan bir sosyal yapıda geçti. Atatürk Üniversitesi’ndeki memuriyet yaşamım ve devamındaki emekliliğimde ise yıllık izinlerimde hep il dışı, arada yurt dışı gezilerimin her dönüşünde memleketime objektif bakıp yaşadığım yılların evrelerini, ilden veya dünyadan göçenlerimiz, kaybettiğimiz değerler, sonradan göçlerle gelen olumsuz âdetlerin içimi nasıl acıttığını düşününce Erzurum’u, içinde yaşayan, gözlemleyen biri olarak değerlendirdim.
Erzurum, İpek Yolu üzerinde tarihe ışık tutan, Cumhuriyet’in temel taşlarının atıldığı bir şehirdir. Gelenek, görenek, yaşanmışlıkları, yetiştirdiği yönetici, askeri değerleri ve sanatçılarıyla ülke çapında misyon kazanmış, tayinle gelenlerinde hayranlıkla yâd edip yazarların eserlerinde övgüyle söz ettiği, genel kültür zenginliğini 1980’li yıllara kadar ülkede üniversitesi olan altıncı eğitim şehri unvanıyla taçlandırılan bir ilimizdir. Diğer tabirle “Doğu’nun Parisi”dir. Bu vesileyle unutulan, bilinmeyen, geçmişlerimizden bizlere aktarılan kültürel değerlerimizin gelecek nesle devredilmesi gerekmektedir. Bunu da şehir edebiyatçısıyım diyen herkesin doğru bildiğini araştırıp doğrulayarak yazması gerekir.

Şehir edebiyatçısı, şehrin yorumunu edebi olarak yapar. Bir Erzurum şehir edebiyatçısı olarak Erzurum yorumunuzu özetler misiniz? Bu yorumda Erzurum’dan ilham aldınız, yoksa görmek ya da yaşamak istediğiniz Erzurum mu etkili oldu? Soruyu daha da açmamız gerekirse Erzurum’a dışarıdan mı baktınız yoksa şehirde yaşayan ve mücadele eden bir kişilik olarak kimlik arayışında mı bulundunuz?
Şehir edebiyatçısı şehrin yetiştirdiklerini, tarih ve kültürel değerlerini, dünden bugüne mimari yapısını, mahalle kültürünü vurgulayan, gelecek için ülkesine hizmet ufkunun yolunu açan, bu duyguları aşlayan kişi olmalıdır. Evet, kitabım Hatunoğlu Kemal Bey’de okurlarım şehrin birçok bilinmeyenini ilk kez okuyup bilgi edinecektir. Kitabımda Erzurum’un kurtuluşu, mezalim günleri, Cumhuriyet’in ilanı, devrimler, hastaneler ve yapımı, işleyişi, caddeler, çarşılar, Erzurum’un ivme kazandığı yıllar olan Vali Haşim İşcan dönemini hizmetleriyle, sinemalar, tiyatrolar, kurtuluş geceleri, sünnet, düğün, cenaze, iftar davet ve şakaları, ramazan töreleri, seyahatleri anlattım. Çok geniş bir skala bu… Erzurum’a kattığı değere gelince… Benim ödülüm, sadece Erzurumlulardan değil başka kentlerden, yolu bir şekilde Erzurum’dan geçmiş ya da hiç görmemiş olanlardan gelen övgülerdir.

övgülerle öyorumlardır paylaşımlardır.

Share this content:

Röportajlar