ROLÜMÜ SEVEREK OYNADIM
Ömer Yaşar Özğödek :Sebahattin bey bu rol için nasıl seçildiniz?
Sebahattin Bayraktutan:Erzurum ve çevre illerde reklam ajansı tarafınca dört haftalık bir araştırma yapıldı. Film ekibi beni oturduğum kahvede fark ettiler. Yani benim bir başvurum olmadı onlar beni buldular.
Ömer Yaşar Özğödek :Bu rol için nasıl hazırladınız?
Sebahattin Bayraktutan:Bana Deniz Güzelmeriç isimli bir ajans görevlisi oyuncu koçluğu yaptı. El ve yüz hareketlerimin nasıl olması gerektiğini, kameraya karşı nasıl durmam gerektiğini gösterdi. Daha sonra bana bir metin uzattılar, bunu oku dediler ben okuma bilmiyorum ne diyeceğimi bana söyleyin ben ezberlerim dedim. Onlar söylediler ben tekrar ettim. İki gün bu çalışmaları yaptık ben bu metnin tamamını ezberlerdim.
Ömer Yaşar Özğödek :Çekimler ne kadar sürdü?
Sebahattin Bayraktutan:Çekim için söyledikleri gün ve saatte gittim. On dakika içerisinde bu çekimi bitirdik. Herkes şaşırdı. Bu kadar kısa zamanda ve tek bir çekimde bu işi bitireceğimizi kimse bilmiyordu. Film ekibi de şaşırdı. Yıllar sonra Nene Hatun Filmi için Serdar Gökhan Erzurum’a geldiğinde beni film ekibine girmem için çağırdılar. O sırada bana bu çekimi ne kadar bir sürede yaptığımı sordu ben on dakika diyince şaşırdı. Ben yılların oyuncusuyum bir sete girdiğimde hala heyecanlanıyor ve şaşırıyorum sen nasıl yaptın diye bana sordu. O zaman anladım ki yaptığım iş aslında zor bir işmiş.
Ömer Yaşar Özğödek :Peki bu başarınızı neye bağlıyorsunuz? Bu rolü nasıl bu kadar iyi canlandırabildiniz?
Sebahattin Bayraktutan:Ben bu bölgenin insanıyım, köylüyüm şehire geldim kapıcılık yaptım, buradan emekliye ayrıldım. Yani ben aslında köylü olan ve şehirde zor şartlarda çalışan ve yaşayan birisi oldum. Ben halkım, Erzurumluyum. Orada Erzurumlu vatan sever bir halkın ferdi olarak kendimi gördüm. Büyüklerimiz hep bu büyük depremi bize anlattılar. Çocuklukta bu depreme ilişkin anılar içerisinde büyüdüm. Bizim zamanımızda bu depremin acılarını yaşayanların hatıralarını dinledim. Düşmanı bu ülkeden kovmak için her türlü mücadeleyi yapan insanların bu acıları üstünde atmadan yaşadığı bu felakete rağmen devlete sahip çıkmalarını devletten bir şey beklemediklerini öğrendim. Tüm yokluklara rağmen vatan millet uğruna bu insanların yaptıkları fedakarlıkları büyüklerimden duymuştum. Bir anda kendimi onların yerine koydum. Duygulandım, gururlandım, hüzünlendim. Bundan olacak ki rolümü oynarken yabancılık çekmedim, o zamanki insanların ruh halini yaşadım. Allah bir daha bu felaketleri başımıza vermesin.
Ömer Yaşar Özğödek : sizi en çok etkileyen şey ne oldu?
Sebahattin Bayraktutan:Beni en çok heyecanlandıran bir anda kendimi Atatürk karşısında hissetmem oldu. Öyle bir liderin büyük bir adamın karşısında olmak hakikaten büyük bir onurdur. O zamanki koşullarda ta Ankaralardan kalkıp vatandaşı için Erzurum’a gelmesi dertleriyle ilgilenmesi beni çok duygulandırdı. Allah böyle liderleri başımızdan eksik etmesin.
Ömer Yaşar Özğödek :Peki, bu reklam projesinden sonra herhangi bir film, dizi veya benzeri bir çekimde rol almak istemediniz mi?
Sebahattin Bayraktutan:Beni yönlendirecek menajerliğimi yapacak birisini bulsaydım yine oyunculuk yapmak isterdim.
Ömer Yaşar Özğödek :Peki oynamak istediğiniz bir rol var mı?
Sebahattin Bayraktutan:En çok Erzurumlu bir baba rolünde oynamak isterdim