Bu yazıya başlarken Erzurum için birçok tanım aklımdan geldi geçti. Ne yazık ki bu tanımların içerisini doldurmaya çalıştıkça bugünü yansıtmadığını gördüm. Aklıma gelen her tanım sanki geçmişte bir noktaya takılmış ve bugüne gelememiş bir şehre aitti. Bugünkü şehre ait hiçbir tanım aklıma gelmedi.
Bin yıllık bir Müslüman Türk tarihi ondan önce ise İslam öncesi Türk tarihi geçmişine sahip olan Erzurum’da camilerin, medreselerin, kümbetlerin ve türbelerden ayakta olanları çıkarırsak acaba kültürümüze ait geriye ne kalmıştır diye sorgularken pekte olumlu şeyler söylemek içimden gelmedi doğrusu. Binlerce yıllık bir şehir mazisine günümüzde hangi değerleri katarak ileriye doğru taşıyabileceğiz? Daha bu soruyu sormaktan aciz iken bunu nasıl başarabileceğiz? Binlerce yıllık bir kültür ve tarihi geçmişe sahip olan bir şehrin sakinlerinin ve düşünür kesiminin bu hale gelişi yada getirilişi şehrin değersizleştirilmesi değil de nedir?
Erzurum’un 9 tane kapısı vardır. Bu kapılar Erzurum’un belirli semtlerinin ismini almıştır. Bu kapılar şunlardır: Tebriz kapı, Erzincan kapı, Kavak kapı, Kars kapı, Yeni kapı, İstanbul kapı, Kilise kapı, Gürcü kapı, Harput kapı. Ülkenin doğudaki güvenliği için her zaman bir üs olmasının yanı sıra ticari olarak hitap ettiği coğrafyanın da genişliğini göstermektedir. Peki Erzurum’un coğrafik konumumu değişti. Yoksa coğrafyanın önemi mi azaldı? Tabi ki her ikisi de değil sadece bu coğrafyayı değerlendirmeye yönelik politikalar ve stratejiler geliştiren kadroları iş başına getiremedik. Yada böyle olduğuna inandığımız insanlar şehrim menfaatinden daha çok şahsi menfaatlerini gözettiler
Cumhuriyetimizden önce bu şehir önemli ticaret merkezlerinden de biriydi. Ahali daha çok zanaatkarlık ve esnaflıkla uğraşıyordu. Şimdi ise Erzurum bu özelliğini kaybetti. Cumhuriyetin ilk dönemlerinde kısmen olsa da bu özelliğini sürdüren şehir bugün ise bu özelliğini kaybetti. Türkiye’nin birçok ilinde sanayi sektörü ilerleme kaydederken Erzurum bunların gerisinde kaldı. Sürekli olarak batı tarafına göçler verdi. Bu göçler günümüzde halen daha devam etmektedir. Bugün 120 çeşit madene sahip olan Erzurum’da madencilik adına hiç bir gelişme yok. Altın işlemeciliğinde Türkiye’de önemli bir yeri olan Erzurum’un altın madenciliği gelişmemiştir. Erzurum büyükbaş hayvancılığında da ülkemize büyük ekonomi katkı sağlamaktadır. Büyükbaş hayvan varlığında ülkemizde ikinci sıradadır. Buna rağmen et ve süt ürünlerinde ve dericilik sektöründe bir gelişme gösterememiştir. Halbuki Erzurum ayakkabı ve hazır giyim alanında iyi bir yere gelebilirdi. Bununla beraber şehirde gıda sanayide gelişebilirdi
Erzurum ekonomik şartların olumsuzluğunun yanında kültürel değerlerini de kaybetti.
Plansız kentleşme yüzünden tarihi dokusu büyük ölçüde zarar gördü. Elimize geçen eski fotoğraflara baktığımızda Erzurum’daki konakları, evlerin ve bazı eserlerin yok olduğunu görüyoruz. Erzurum’un yeraltı tünellerinin varlığı daha yeni yeni konuşulmaya başlanıldı. Eğer bu konuşulanlar doğruysa iki tünelle turizm gelirini yükselten Gazi Antep şehrinden çok şeyler öğrenmemiz gerekecek
Turizm alanında da Erzurum ihmal edilmiştir. Turizm için gerekli tanıtımlar yapılmamıştır. Palandöken Kayak merkezi kış turizminin yapıldığı yerdir. Burada kış sporları yapılmaktadır. Ancak yurt dışından yeterince turist gelmemektedir. Ülkemizin yaşanabilecek güzel ilçelerinden biri olan Uzundere, turizm alanında gelişme gösterebilir. Öşvank Kilisesi, Tortum Şelalesi ve Yedigöller büyük ölçüde turist çekmektedir.
Erzurum ili Aşık ve Ozanlarıyla da meşhurdur. 80’li ve 90’lı yıllarda Erzurum’un belirli kıraathanelerinde toplanırlar ve halkın içinde karşılıklı taşlama yaparlardı. Önemli sanatçılar aşıklarımız ve ozanlarımız sayesinde Erzurum’a gelirlerdi. Bu aşıklar TRT’ye bile konuk olmuştur. Bugün aşıklık geleneği bile yok olma noktasına gelmiştir. İbrahim Erkal’dan sonra bu müzik kültürünü ülke gündemine getirecek bir başka sanatçı çıkaramadık. Arif Sağ, İbrahim Erkal ve en az bunlar kadar değerli sanatçılarımıza şehrimizde hak ettiği değeri veremedik. Tıpkı Erzurum’da hak ettiği değerlerini veremediğimiz gibi kurtlar sofrası olan İstanbul’da da onları yalnız ve kimsesiz bıraktık.
Erzurum ayrıca bir evliyalar şehridir. Birçok türbe ve kümbet bulunmaktadır. Erzurumlu İbrahim Hakkı, Alvarlı Efe , Pir Ali Baba, Ömer Nasuhi Bilmen, Habib Baba, Hasan Basri, Abdurrahman Gazi, Abbas Mehdi, Seyyid Abdulrazzak Ali Efendi, Osman Bedreddin ve Toparlak Baba gibi birçok evliya Erzurumludur. Bu değerlerimizi temsil ettiği yaşam tarzını şehir gündeminde çıkaralı çok uzun zaman oldu.
DEĞERSİZLEŞTİRİLEN ŞEHİR
Read Time:3 Minute, 10 Second