TARİHE YAZILAN ERZURUM KADINLARI

TARİHE YAZILAN ERZURUM KADINLARI

TARİHE YAZILAN ERZURUM KADINLARI

Dışta gülen bir yüz içte sızıyım

Ben bu ovaların dertli kızıyım

Dadaşın yanında şans yıldızıyım

Ezelden ebede dadaş kızıyım…

Bu mısralarda olduğu gibi ezelden ebede isimleri tarih sayfasına yazılmış ama meçhul kalmış Dadaş Kızlarını yad etmeye çalışacağız, Kadın olarak bu vatanın en karanlık günlerinde ayakta kalmayı başarmış, delikanlı vakur, başını asla eğmemiş, dimdik durmuştur yoklukların içinde. Bin kere ölmüş bin kere dirilmiştir, vatanına yan bakanlara ummadığı dersi vermiş asla, yıkılmamıştır. Bu kadının memleket sevgisi ve cesareti korkutucudur aslında? Dedim ya; BAŞKA TÜRLÜ CESURDUR BU COĞRAFYANIN KADINI ve VATAN BİR BÜTÜNDÜR PARÇALANAMAZ DİYE HAYKIRIR CAN BEDENDEN AYRILANA KADAR, işte Anadoluyu bize vatan olarak armağan eden, hikayesi kaybolan kadınlardan Dadaş kızları…

BİR YİĞİT DADAŞ KADINI “KARA FATMA”

Milli Mücadele müfreze komutanlığı yapan ve üsteğmenlik rütbesine kadar yükselen Erzurumlu Fatma Seher Hanımdır. Aşkale – Ergemansur Köyünden Delioğullarından Abdullah ağa ile Seyran hanımın kızıdır. Lakabı, gözü kara manasında Mustafa Kemal tarafından verilmiştir. Batı cephesinde savaşmış, Dünya litereratüründe yer alan ilk üsteğmen rütbeli kadın olup İmtiyaz madalyası, Kırmızı Şeritli İstiklal madalyası, Liyakat madalyası sahibi tek Türk kadınıdır.

GÜL YURDAKÖLE

Kurtuluş Savaşı’nın beyaz maskeli kadını sahibi tek Türk kadınıdır. Gördüğü rüyayı mektup ile Kars’ta bulunan Kazım Karabekir Paşa’ya ulaştırır ve askere alınmak istediği bu mektubu Karabekir Paşa Atatürk’e ulaştırır. Atatürk, ‘Kocası müsaade ederse, 21. Fırka ile gelsin der.’ Büyük Taarruz’a katılmıştır, savaş döneminde yüzünü beyaz bir peçe ile kapatmış, yüzünü gören tek kişi Halide Edip Adıvar olmuştur.

Gül Hanım kırmızı şeritli İstiklal Madalyası sahibi olup Bornova’da kendisine tahsis edilen evde ömrünü tamamlamıştır. Bayraklı Çolakoğlu Camisi’nin arkasındaki evinin bahçesine diktiği Çınar Ağacı Gül Hanımın Ağacı diye hala ayaktadır.

Nezahat Onbaşı

1909 8 yaşındayken annesi Hidayet Hanım verem hastalığına yakalandı ve vefat etti Eşini yitiren 70. Alay Komutanı Hâfız Hâlid Bey,9 yaşındaki kızı Nezahat’ı yanına aldı , Geyve Savaşı, Konya İsyanı, Birinci ve İkinci İnönü Savaşları ile Sakarya ve Gediz Muharebelerinde yer almış 70. alayın simgesi olup 12 yaşında onbaşı olmuştu. 1986 yılında Dolmabahçe Sarayı’nda düzenlenen bir törenle TBMM başkanı Necmettin Karaduman tarafından Nezahat Onbaşı’ya Takdir Beratı (Şükran Belgesi) verildi, 24 Eylül 1994 tarihinde İstanbul’da vefat etti.

SAKİNE BATURAY . 1896, Erzurum İspir ilçesine bağlı Baksır-Kındız köyünde doğdu. Babası Erzurumlu Hasan Reis. Samsun’da eşraftan Ömerzadelerin yanında takada çalışıyordu. Sakine Hanım’ın eşi Muhsin Bey, Yemen Harbi’nde askerde kaldı. Yaşadığı köye Ermeni çetelerinin saldırıları üzerine Sakine Hanım, oğlunu da alarak Samsun‘a babası Hasan Reis’in yanına geldi. Ardından hastanede hasta bakıcı olarak çalışmaya başladı, bu sırada hastanede görevli Amerikalı bir doktordan İngilizce ve Latin alfabesi öğrendi.

Samsun’a Mustafa Kemal Atatürk’ün geleceğini öğrenen Sakine Hanım, 19 Mayıs 1919 günü o zamanki adıyla Reji İskelesi’ne gitti, burada Atatürk’ü karşılayanlar arasında tek kadın olarak yer aldı. Kurtuluş Savaşı süresince kadınları da örgütledi, toplanan yünlerle cephedeki askerler için çamaşır dokundu. Savaş sonrası İzmir Torbalı’yan yerleşti 1976 da vefat etti. Oğlu Orhan Baturay halen İzmir Torbalı’da yaşamaktadır.

ALACA’DA HALİME NENE

Alaca köyünde dünyaya gelmiştir. Halime altı yaşında iken babasını Ruslar götürmüştür. Alaca’da ki vahşetlere tanık olan Halime’nin kardeşi Mustafa’yı Ermeniler üzerine gaz dökerek yakarlar. Halime vücuduna süngü darbesi almış bir gazidir ve 1987 yılında öldüğünde cenazesini yıkayan kadın gazilik hatırası olan yara izini görünce ağlayarak yıkamıştır.

YEŞİLYAYLA DA YİĞİT BİR KADIN “ŞÖHRET ANA”

Yeşilyayla 1918 soykırımından sonra harabeye dönmüştü. Vali Recep Peker ve Polis Müdürü Kantarcızade Hacı Mustafa, o günleri anlatırken, “ Bu köylerde bir sene kadar sadece kadınlar, imamlar ve muhtarlar şehire gelip işlerini görmüşlerdi. Çünkü köylerde bir tek erkek kalmamıştı” demektedir.

Şöhret Ana Erzurum’a tek başına inerek köydeki kadınların hükümet ve hastane işlerini yapmış cesur bir kadındı.

Hennane BEYBABA Tüm mal varlığını KIZILAY’a bağışlayan ilk ve tek Erzurumlu hanımdır,

Saniye ÖNAL Erzurumun ilk Kadın Lise Müdürü,

Prof.Dr. Ayten Ural Atatürk Üniversitesinin İlk Kadın Dekanıdır

 

ERZURUM DA İLK KADIN ZABITA “AFİFE İPEK ARK’

Türkiye’nin Cumhuriyet tarihindeki ilk beş kadın zabıta memurlarından birisidir. Zabıta memureliği görevinden ayrıldıktan sonra Afife Ark Muhtaç Asker Aileleri Şubesi şefi oldu, otuz iki yıl hizmet ettikten sonra emekli oldu. Caferiye mahallesinde ve Erzurum TRT sanatçılarından rahmetli Suat Işıklı’nın komşusu idi. Hiç evlenmedi, yeğenlerini okuttu. Dünya ve Türkiye de ilkler ansiklopedisine giren Afife Ark ne yazık ki Erzurum da tanınmamaktadır. 1990 lı yıllarda vefat etti.

Not: Bazı kaynaklarda 1942 de çalıştığı Şeker Fabrikasından ayrılarak belediyeye geçtiği yazmakla birlikte Erzurum Şeker Fabrikasının kuruluş tarihi 1956 dır.

ERZURUM’UN İLK KADIN ÖĞRETMENLERİ

Nebahat Hatunoğlu

1929 Erzurum doğumlu olup, ilkokulu Ardahan’ın Posof ilçesinde tamamladı. Ardından Kars Cılavuz Köy Enstitüsü’nü bitirerek öğretmenlik mesleğine başladı. Uzun yıllar öğretmenlik yaptıktan sonra emekliye ayrılan Nebahat Hanım, Bursa’ ya yerleşmiş orada vefat etmiştir..

Fatma Toksoy Güneri

1925 yılında Erzurum ili Şenkaya ilçe merkezi Örtülü’de doğdu. İlkokul eğitimini Örtülü’de tamamladıktan sonra, Kars Cılavuz Köy Enstitüsünü bitirdi. Ardından Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsünü bitirerek, Cılavuz Köy Enstitüsü’nde öğretmenliğe başladı. Yurdun farklı yerlerinde uzun yıllar öğretmenlik yapan Fatma Hanım, tiyatro metinleri ve şiirde yazmıştır

Fatma Serpil Alpman : 1950 Erzurum doğumlu olan Türkiye’nin Orta Asya’ya göndermiş olduğu ilk kadın büyükelçidir. Üsküdar Amerikan Lisesi ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi (1972) mezunudur. 1999-2001 yılları arasında Rotterdam Başkonsolosluğu, Protokol Daire Başkanlığı, 2004-2009 Kırgızistan büyükelçiliği, ardından Dışişleri Bakanlığı Müşavirliği ve TBMM Başkanlığı Dışişleri Baş müşavirliği yaptı.

Sevim Özdoğan, 1933 yılına Erzurum’da dünyaya gelen Sevim Özdoğan, Cumhuriyet tarihinin beş bayan muhtarından biri olarak 1974’te Erzurum’da Atalar Mahallesi’nde muhtar seçimlerini kazandı ve 12 yıl bu görevini sürdürdü

Neyyire Koçer

Erzurumlu ilk kadın Gazeteci (1917-1992)Nazire ve H. Kemal’in evladı olarak 1917 yılında Erzurum’da doğdu. DTCF mezunu olan Koçer, 1936 yılında “Tan” Gazetesinde çalışmaya başladı. Son Posta, İrade Milletindir, Milliyet, Cumhuriyet Gazetelerinde, muharrir, mütercim ve yazar olarak görev yaptı. Basın Şeref Kartı sahibi Neyyire Koçer, 12.05.1992 tarihinde vefat etti.

HALİDE NUSRET ZORLUTUNA

1901 yılında İstanbul’da doğdu. Babası Erzurumlu Zorluoğullarından gazeteci Avnullah Kâzımî Beydir. 1975 yılında Birleşmiş Milletler ‘Kadın yazarların annesi’ unvanı verdi. 1983 te Basın Yayın Genel Müdürlüğü ile Türk Basın Birliği tarafından “Basın Mesleği’nde 50 Yıl Şerefli Hizmet” belgesiyle plaket verildi. Romancı Emine Işınsu’nun annesi, Pınar Kür’ün teyzesidir

ERZURUM

Senden ayrı, gurbet elde yıllardır,

Hasretini çekip durdum Erzurum.

Bir damla suyunda bin şifa vardır,

Ana yurdum, baba yurdum Erzurum.

NERİMAN ALTINDAĞ TÜFEKÇİ

1926 Yılında Erzurumlu bir anne ve Amasyalı bir babadan İstanbul’da doğdu. Ben bir dadaş kızının kızıyım”diyen Neriman, 1942’de Ankara Radyosuna giren Türkiye’nin ilk kadın Türk Halk Müziği solisti ve ilk kadın şefidir.

Yüzden fazla derlemesi , eşi Nida Tüfekçi ile birlikte yazdığı “Memleket Türküleri” adlı bir de kitabı vardır. 03 Şubat 2009 tarihinde vefat etti.

PERİHAN ALTINDAĞ SÖZERİ

Neriman Hanımın kız kardeşi olup Türk Sanat musikisi sanatçısıdır, Girdiği sınavda Sadettin Kaynak’ın “Hazan ile geçti Gülşen-i büstan”ını başarı ile yorumlar ve 1000 kişi arasından birinci seçilerek Radyoya henüz orta ikinci sınıf talebesi olduğu için çıkartılan özel bir izinle girer. Asker olan babasını o yıllarda Cumhurbaşkanlığı Bando Şefi, olan aile dostları Orhan Veli Kanık’ın babası yarbay Veli Kanık ikna etmiştir.

MİLLİ MÜCADELENİN KADINLARI

Şark Vilayetleri Müdafaa-i Hukuk cemiyetinin kadın üyesi olup, Ermenilere karşı halkı örgütleyen, bu başkaldırısı taa Amerika da yankı bulan. İsmet Paşa İlköğretim Okulu müdireliği de yapan Faika Hanım,

Türk Kadınlar Birliğinin ilk kurucusu ve İsmet Paşa İlköğretim okulunda yıllarca müdürlük yapan Nezihe Gürbüz,

Bilgi ve görgüsüyle Şeyhülislam Vani Efendi’nin eşi ‘İsmet-üt Dünya Hanım,

Erzurum’da Müdafaa-ı Hukuk Cemiyeti’nin temellerini atan Cevat Dursunoğlu’nun kızı Nafia Hanım,

BELEDİYE MECLİSİNDE YER ALAN İLK ERZURUMLU KADINLAR

Erzurumlu Albay Salih’in eşi, ‘Hayriye Hanım’

Fotoğrafçı Sadi’nin eşi Mükerrem Hanım,

Yüzbaşı İrfan’ın eşi Pakize Hanım,

Haşim Bey’in eşi Faika Hanım

Maksut beyzade Adil’in eşi Sadiye Hanım

Mükerrem Hanım, Muammer Hanım,

Diş Doktoru Nuri Mehmet Bey’in eşi Münevver Hanım,

Tedrisat Müfettişi Bahri’nin eşi Nebihe Hanım,

Fatih Merkez Rüştiye Mektebi’nin Müdireliğini yapan Nuriye Hanım

Müfettiş Nureddin’in eşi Behice Hanım belediye meclis üyeliği yapmış, ilk kadınlardır.

. Erzurum Belediye Reisi Dr. Şerif Efendi’nin kızı, ‘Paşa’ lakaplı ‘Fadime Hanım,

Mehmet Cazım Duru’nun annesi ‘Firuze Hanım’,

Gözübüyük’lerden Ziyaeddin Bey’in annesi ‘Hatice Hanım’,

Kazım Karabekir Paşa’nın eşi ‘Besime Hanım’,

Yazıcızadeler’den ‘Punpul Hanım’,

Kazanasmazlar’dan ‘Şaziye Hanım’

Şeyh Eşref’in kızı ‘Cemile Hanım’,

Durak Sakarya’nın kızı Türk Kadınlar Birliği Başkanı Melahat Mühürdaroğlu’nun, Dadaş hatunları olarak tarihe yazıldıkları unutulmamalıdır.

Onbaşı 1920 yılında ilk kez asker elbisesi giydi. Savaştan sonra babası ile İstanbul’a yerleşti ve Kumkapı’da açılan Jan Dark Enstitüsü’ne girdi. 1931 yılında, daha sonradan At

ZEKİYE ÇOMAKLI

 

Share this content:

Erzurum Araştırmaları