Saat sabahın beşi…
Bir tren bekliyorum Erzurum Garında,
Bir de bin bir umutla doğan güneşi.
Şair Atilla Efeoğlu’nun tren beklediği garın yapım çalışmalarına 1936 yılında başlanmış olup, mimari plan ve mühendislik çalışmalarından sonra 1937 yılında Erzurum şehir merkezinde (günümüzde Yakutiye Merkez ilçesi sınırlarında kalan) İstasyon Mahallesi, 1176 ada, 274 parselde temeli atılmıştır. Doğu Anadolu bölgesinin en büyük istasyon binası olan Erzurum tren garı 1939 yılında tamamlanarak Cumhurbaşkanı İsmet İnönü tarafınca Erzurum’a trenin geldiği tarih olan 20 Ekim 1939’ da hizmete açılmıştır.
ERKEN CUMHURİYET DÖNEMİ GAR BİNALARI
Demiryollarının geldiği her şehirde kentsel mekânların ve mimarinin gelişmesine özen gösterilmiştir. Gar binalarının, mimari açıdan cumhuriyetin ve demiryolunun ilerici işlevini yansıtması amaçlanır. Bu nedenle erken Cumhuriyet döneminde inşa edilen gar binaları modern estetik çizgileri yansıtan mimari tasarımlar olarak dikkat çekmektedir. Yukarıda değindiğimiz gibi gar binaları bulundukları yerleşim merkezinin odak noktasını teşkil ederler. Gar binalarında oluşturulmak istenilen etki şehrin kendisine doğru akmasıdır. Bunun için gar binalarından şehrin merkezine doğru açılan geniş bir cadde bulunur ve bu cadde şehrin o zaman ki yönetim binalarına kadar uzanır. Bu etkinin oluşturulması için kent planlarının merkezinde istasyon ve çevresi merkezdir.
Birinci ulusal mimari dönemi olarak kabul edilen 1930 ve 1950 arasındaki dönemde Türkiye kendine özgü bir mimari üslup belirlemeye çalışırken birçok ülkenin mimari özelliklerinden istifade etmeye çalışmışlardır. Bundan dolayı gar binalarının mimarisinde farklı ülkelere ait mimari izleri görmek mümkündür. Bütün bu farklılıklara rağmen gar binalarının ortak özellikleri de vardır. Bunları incelersek şunları görürüz:
- Dikdörtgen şeklinde simetrik planlara sahiptirler
- Ana girişler taç kapı veya revaklı olarak yapılmış ve böylece binanın en önemli ve dikkat çeken unsuru olarak ortaya çıkmışlardır.
- Pencereler ve kapılar iki kanatlı olup pencereler ortada kilit taşlı altı bölüm halinde yapılmışlardır.
- Kat hizaları silmelerle ayrılmış iki katlı binalardır.
- Alt katları bekleme salonu, tuvalet, kantin vb. yer aldığı yolcu katı, üst katları ise lojman veya hizmet binası olarak kullanılmıştır.
ERZURUM GAR BİNASININ ŞEHİR PLANINDAKİ YERİ
Erzurum tren garı ise bu ortak özellikleri yansıtmaktadır. Erzurum ve Erzincan tren garları ikiz proje kapsamında inşa edilmiştir. Erzurum tren garı Erzincan tren garından daha büyüktür. Lambert planına uygun olarak inşa edilen istasyon mahallesinde yer almaktadır. Gar binası, lojmanlar, ambarlar, polis binası, atölyeler ve diğer sosyal donatıları ile birlikte toplam 64 binadan oluşan istasyon yerleşkesi 1939 yılında şehrin merkezi noktasını teşkil etmiştir. Erzurum istasyonu gar önünden başlayan meydandan şehrin güneyine doğru uzanan istasyon caddesi isimli geniş bir cadde ile şehrin tarihi varoşlarından biri olan Gürcü kapı semtine bağlanmaktadır. Buradan Milli Egemenlik isimli cadde ile Cumhuriyet Caddesine ulaşılmakta ve bu cadde üzerinde yer alan eski vilayet ve adliye binasına (şimdiki bölge idare mahkemesi ve Yakutiye Belediye binaları) ulaşılmaktadır. Bu cumhuriyet döneminde yapılan şehir planlamalarına uygun bir anlayışı yansıtmaktadır.
ERZURUM GAR BİNASININ MİMARİ ÖZELLİKLERİ
-
Erzurum garı çağdaşı olan diğer garlar gibi ortası çıkıntılı, iki katlı simetrik bir binadır. Neo klasik üslup ve kübik tarzı bir mimariye sahiptir. Almanlar tarafınca inşa edilmiştir.
-
Doğu-batı yönünde, 62.50 metre boyuna ve Kuzey – Güney yönünde 14.40 metre enine sahip olan gar binası 900 M2, üzerine kuruludur. Gar binası enine dikdörtgen planlıdır. Bina ana girişinden dışa doğru yapılan ve bina boyunca yükseltilen çıkıntı sayesinde kapı daha belirgin hale getirilmiş ve bina dış cephesine hareketlilik kazandırılmıştır.
-
Ana giriş kapılarının yanı sıra diğer hizmet alanlarına açılan yardımcı kapılar da bulunmaktadır. Girişler ve alt kattaki pencereler bina yüksekliğiyle orantılı olarak tasarlanmıştır.
-
Alt katta yer alan salondan peronlara geçiş kısmında iki adet çıkış kapısı mevcuttur. Zemin katta ana girişten 11.50 x 16.40 m ebatlarında ana salona geçilir. Bu salonun sağında bilet gişeleri, bagaj ve idari birimler bulunmaktadır. Salonun solunda ise bekleme salonu, bay ve bayan wc’leri yer almaktadır
-
Ön ve arka cephelerin üst kısımlarında dikdörtgen sekizer pencere yer almaktadır. Üst pencerelerin altına yer alan alt pencereler ise simetrik olarak yerleştirilmiştir.
-
Zemin katın yüksekliği üst kata göre daha yüksektir. Bu durum pencere boyutlarını ve şeklini de etkilemiştir. Zemin katın pencereleri dikdörtgen şeklinde dar ve yüksek iken üst kat pencereleri ise kare tarzındadır. Bina ön ve arka cepheleri tam olarak simetriktir.
-
Gar binasının çatısı ilginç özellikler arz etmektedir. Yoğun kar yağışı nedeniyle çatının eğimi dik şekilde ayarlanmıştır.
-
Yalnız giriş portalinin çatısının diğer çatı bütününden koparılarak ayrı bir kırma çatıyla sonlanması cephede oluşabilecek monotonluğu engellemek için giriş kesimindeki çatı binanın diğer çatı kesiminden ayrılmıştır.
-
Binanın kuzey cephesinde, uzunlamasına, yanları açık, üstü kapalı sundurma şeklinde düzenlenmiştir.
ERZURUM GAR BİNASININ YAPI ELEMANLARI
-
Gümüşhane taşı olarak bilinen kırmızı renkli bazalt taşı cephe elemanı olarak kullanılmıştır. Bu taşlar düzgün kesme taşlardır.
-
Gar binası yığma tarzda, inşa edilmiştir.
-
Ana salonun kuzey – Güney doğrultusunda kolon ve kirişler kullanılarak taşıyıcılığı artırılmıştır.
-
Binanın çatısında Marsilya tipi kırmızı renkli kiremit kullanılmıştır.
-
Yapının kapı ve pencere doğramaları ahşaptır.
ERZURUM GAR BİNASININ TOPLUMSAL PSİKOLOJİK YANSIMASI
Erzurum Gar binası özellikle şehrin yeni kapısı olarak düşünülmüştür. İstasyon çevresinin geniş tutularak bir meydan haline getirilmiştir. Böylece gar binası çevresinin değişik etkinlik ve toplantıların düzenleneceği bir alan haline getirilmiştir. Bu şekilde gar binasının daha ihtişamlı bir şekilde gözükmesi sağlanmıştır. Gar binasının ön cephesi kadar arka cephesinde yer alan peronlarının görünümüne de önem verilmiştir. Bu özelliği ile Osmanlı İstasyon binalarından ayrılmaktadır. Erzurum tren garının hem cephe rengi hem de mimari özelliği nedeniyle bir büyüklük ve dikkat çekicilik vardır. Özellikle kış aylarında kartpostal görünümü ön plana çıkmaktadır. İstasyon binasının şehircilik açısından en fazla eleştirilmesi gereken yönü geleneksel tarihi dokuya uygun olmamasıdır. Mimari dokuya olan aykırılığı nedeniyle şehir içerisinde yıllarca tezat oluşturmuştur. Bu tezatlığı ancak 1960’lı yıllarda itibaren mimari değeri olmayan ve tarihi mimari dokuya uygun olmayan diğer binaların çoğalması ile gözden silinmeye başlamıştır. Her şeye rağmen bugün bu bina Erzurum şehrinin genç Cumhuriyet döneminin bir yadigârı olarak Erzurum simgelerinin içerisinde yer almayı hak etmiştir. Eren CEYLAN