Milli Mücadelenin kahraman kadınlarından biri olan Erzurumlu Kara Fatma uzun uğraşılardan sonra yavaş yavaş tanınmaya başladı. Kara Fatma üzerine yaptığımız çalışmalarda Kara Fatma’nın sadece bir lakap ve isim olmadığını aslında Türk dünyasında savaşçı kadınları ifade etmek amacıyla kullanılmış olduğunu öğrenmiş olduk. Kara Fatma özel sayımızdan sonra değişik Kara Fatma öyküleri bize ulaşmaya başladı. Bunlardan bir tanesi ise Afganistan’da yaşanan bir öykü.
Bu öyküyü bize aktaran ise Hatay Özbek Türkleri Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı görevini yürüten Dr. İmadeddin Uçkun. 1966 yılında Afganistan’ın Bağlan İli Burke İlçesine bağlı Cıburdak köyünde dünyaya gelen Uçkun İlk ve ortaokulunu Burke ilçesinde okuduktan sonra lise eğitimimi narin ilçesinde ve Üniversite eğitimimi Pakistanda Kayid azem üniversitesinde tamamlamış ve 1992 yılında Afganistan’ın Sovyetler tarafınca işgali ve iç karışıklıklar çıkması nedeniyle Türkiye’ye gelip yerleşmiş. Bir süre ticaretle uğraştıktan sonra Afganistan Özbek Türkleri sosyal yardımlaşma ve dayanışma derneği kurucusu olarak 15 sene bu dernekte ciddi katkıları ve faaliyetlerde bulunmuş olan birisi. Kendisi bize öyküsünü anlattığı Kulağı Kesik Kara Fatma’nın ise torunu.
Şimdi size Anadolu’dan çok uzak bir coğrafyada Afganistan’da yaşayan ve tüm maddi varlığı ve manevi desteği ile Milli Mücadeleye Kulağı Kesik Kara Fatma’nın öyküsünü torunu İmadeddin Uçkun’un ağzıyla anlatalım
“Türkiye kurtuluş savaşında Afganistan devleti ve halkı tarafından ciddi şekilde desteklenmiş değişik şekillerde maddi yardımlar toplanarak savaşan Türk halkına ve Ankara’ya gönderilmiş. Türkiye adına yardım toplayan Afgan yöneticileri yâda gönüllüleri bu yardıma ilişkin talebi bizim Cıburdak köyüne de iletmişlerdir. Bir gün Cuma namazından sonra cami imamı cemaate şöyle seslenmiş ey millet uzaklarda bir ülke var dili dilimize, dini dinimize benziyor. Bu ülke kendi istikbali için gâvurlarla savaşıyor. Bu sırada cami cemaatinden üçer kişilik gruplar halinde ev ev dolaşmışlar cami hocasıyla cami cemaatinden 2 kişi ise bizim kapımızı çalmışlar dedem evde olmadığı için kapıyı o zamanlar 16 17 yaşlarında yeni gelin olan Kara Fatma ninem açmış. Hoca beyin nerde diye sormuş ninem cevap vermiş beyim evde yok diye. Hoca aynen şöyle demiş uzaklarda bir ülke kendi istikbali için gâvurlarla savaşıyor onun için yardım toplamaya geldik. Bu sırada benim Kara Fatma ninem önce mutfağa koşuyor çuvalda un yok, ambara koşuyor ambarda da buğday yok, arpa yok benim Kara Fatma ninemin cebinde de para yok kapıya gelmiş hocaya aynen şöyle demiş. Hocam beyim evde yok mutfağa gittim çuvalda un yok ambarda da buğdayda yok arpada yok bendede para yok ne yapalım hocam demiş. Dedemin gelinliğinde kulağına taktığı altın küpeyi kulağından çekmiş hocanın eline vermiş bari hocam bunu gönderin demiş bu sırada küpeyi sert çektiği için kulak memeleri yırtılmış bundan dolayı adı kulağı kesik Kara Fatma’ya çıkmış. Ben 2.3.üncü sınıfa giderken çocuklar benimle dalga geçiyordu kulağı kesik kara Fatma’nın torunu diye bende çocuklarla her gün kavga ederek akşam eve okul önlüğümü yırtarak geliyordum. Bir gün benim ninem yanına çağırdı oğlum neden her gün kavga ediyorsun milletin çocuğuyla dedi bende ninem sana kulağı kesik kara Fatma deyip dalga geçiyordu dedim bu hikâyeyi bana kara Fatma ninem anlatmıştı neden kulağı kesik kara dedikleri için buda benim kulağı kesik kara Fatma ninemin hikâyesi.”
Bu hatırasını bizimle paylaşan İmadeddin Uçkun’a teşekkür ediyor ve bütün Kara Fatmaları rahmetle anıyoruz. Düşman komutanına Fatma Seher Hanım ne demişti? Hangi Kara Fatma benim gibi birçok Kara Fatma var. İmadeddin UÇKUN
Share this content: