Özel Sektör Öğretmenleri Birlikteliği Derneği Başkanı Şahin Kılınç’la Röportaj

Özel Sektör Öğretmenleri Birlikteliği Derneği Başkanı Şahin Kılınç’la Röportaj

ömer faruk kızılkaya ile Sahin KILINÇ Röportaj
Ömer Faruk KIZILKAYA

Erzurum Sevdası Dergisi adına yaptığımız bu özel röportajda gerçek ülkemizin önemli bir kesiminin ciddi sorunlarına karşı çözüm üretme amacıyla harekete geçen bir cesur insanla Şahin KILINÇ ile görüştük. Ülkemizin belki de en önemli meselesi olan eğitim ve öğretim konusunu yakından ilgilendiren özel sektör öğretmenlerinin sıkıntılarını ve çözüm yollarını bu röportajda Erzurum Sevdası Dergisi aracılığıyla kamu oyuna taşıdık.

Sayın Şahin KILINÇ, sizi biraz tanıyabilir miyiz?

Ömer Faruk KIZILKAYA İle Sahin KILINÇ Röportaj
Şahin KILINÇ 

1988 Mersin doğumluyum. Ortaöğretim döneminin sonuna kadar Mersin’de yaşadım. Lisans eğitimimi Uludağ Üniversitesi Fen- Edebiyat Fakültesi Matematik Bölümünde tamamladım. İstanbul Üniversitesi Hasan Ali Yücel Fakültesinde pedagojik formasyon eğitimi aldım. Bursa ve İstanbul’da yaklaşık 13 yıldan bu yana çeşitli kurumlarda matematik-geometri derslerinde öğretmen olarak görev yaptım. Bir yayınevine iki ayrı soru bankası ile çok sayıda deneme sınavları ve soru hazırladım. Hâlâ aynı yayınevinde telif haklarım saklıdır.

ömer faruk kızılkaya ile Sahin KILINÇ Röportaj
Ömer Faruk KIZILKAYA

Ülkemizde on binlerce özel sektör öğretmeni var ama Şahin KILINÇ ismi artık farklı bir anlam ifade ediyor. Zira 2020 yılında özel sektördeki öğretmenler bir araya gelmeye başladı ve dernekleştiler. Şahin Kılınç da bu hareketin öncüsü oldu. Şahin KILINÇ’ı bu hareketi başlatmaya iten sebep neydi?

Ömer Faruk KIZILKAYA İle Sahin KILINÇ Röportaj
Şahin KILINÇ 

Yaklaşık on üç yıldır özel sektörde öğretmenlik yapmaktayım. Maddi imkanı iyi olan hemen hemen her aile, çocuklarını özel okula veya kursa yazdırıyor. Avuç dolusu para vererek çocuğu için güzel bir istikbal hazırlamaya çalışıyor. Veliler ödeme yapmaya gittiklerinde öğretmenlerle görüşüp öğrencileri hakkında bilgi alıyorlar ama kimse o öğretmenlerin hangi şartlar altında mesleklerini icra ettiklerini bilmiyor. İyi giyimli, kendini yetiştirmiş, ikna kabiliyeti yüksek öğretmen tipi olarak görürsünüz özel sektör öğretmenlerini. Oysa madalyonun arka yüzü var. Özel sektörde çalışan öğretmenlerin büyük çoğunluğu mutlu değildir. Sürekli bir şeylerden rahatsızdır ama profesyonel tiyatrocu gibi davranmak zorunda kalırlar. Kendi aralarında her fırsatta şikayet ederler ama ülkenin şartları gereği çok da haklarını arayamazlar.

Geçen yıl pandemi sebebiyle yaşanan sorunlar kendi çevremdeki öğretmenler gibi beni de rahatsız ediyordu. Bir anlık bir girişim bizi bu durumlara getirdi. Aslında ihale bana kaldı, diyebilirim.

ömer faruk kızılkaya ile Sahin KILINÇ Röportaj
Ömer Faruk KIZILKAYA

Konuyu biraz hızlı geçtiniz sanki. Madalyonun arka yüzü dediniz, pandemi dediniz, tiyatrocu gibi davranmak dediniz, bunları biraz açar mısınız?

Ömer Faruk KIZILKAYA İle Sahin KILINÇ Röportaj
Şahin KILINÇ 

Kimse durduk yere böyle bir girişimde bulunmaz. Ya canı yanmıştır ya da ön plana çıkmaya çalışıyordur. Bizim ön plana çıkmak gibi bir derdimiz yok ama taşıdığımız kocaman bir vicdanımız var. Hem bizlere hem de meslektaşlarımıza yapılan yanlışlar, bize konuşmamız gerektiğini söyledi. Biz de vicdanımızın sesini dinledik. Hem inancımıza göre de haksızlık karşısında susan dilsiz şeytan değil midir?

Özel sektörde çalışan öğretmenler bugün işçilerin faydalandığı iş güvencesi hükümlerinden tutun da kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ek mesai ücretleri, işe iade davası gibi en temel haklardan bile yararlanamamaktadır. Bunların asıl nedenlerinden biri de neredeyse hiçbir sektörde görülmeyen “Süreli sözleşme ile çalışır.” hükmünün kanunda bulunmasıdır. Bu süreli sözleşme sadece bahsettiğimiz sorunları değil sonrasında başka sorunları da doğurmaktadır: Okullarda sözleşmeler 12 ay üzerinden yapılırken kurs merkezlerinde genelde 10 ay üzerinden yapılır. Maaşınız 10 ay verilir. Yılınızı tam doldurmadığınız için devletin tanıdığı birçok haktan mahrum kalırsınız, sigortanız tam yatmaz, yatan da asgari ücret üzerinden yatar. Bu durum emekliliğinizde en alt seviyeden prim ve maaş almanız anlamına gelir. Maaşınız ya elden verilir ya da bankaya asgari ücret kadarı yatırılır, geri kalan kısmını elden alırsınız. Bazen göreve yeni başlayan arkadaşlarımızın asgari ücretin altına anlaştıklarına şahit oluyoruz. Bu arkadaşlarımız da maaşını bankadan çektikten sonra patronuna fazla olan kısmı götürüp elden teslim eder. Göreve yeni başlayan bir öğretmene genellikle stajyerlik yaptırılır, sigorta yatırılmaz, maaş da ya harçlık mahiyetinde verilir ya da hiç verilmez. Asgari ücrete çalışacaksa bir insan neden üniversite okusun? Bu şartlar altında çalışan öğretmen, tercih döneminde öğrencisine “öğretmenlik” tavsiye eder mi?

ömer faruk kızılkaya ile Sahin KILINÇ Röportaj
Ömer Faruk KIZILKAYA

Şahin Bey, çok iddialı bilgiler bunlar. Bunların denetimi yapılmıyor mu?

Ömer Faruk KIZILKAYA İle Sahin KILINÇ Röportaj
Şahin KILINÇ 

Öğretmenler haklarını aramaya başladıklarında bir sürü mobbing ve tehdit devreye giriyor. Ortada şikâyet olmazsa denetim de rutin olur veya bağlantılar olursa kayırmalar görülür. Ben bu kadarını söyleyeyim, gerisini siz anlayın.

ömer faruk kızılkaya ile Sahin KILINÇ Röportaj
Ömer Faruk KIZILKAYA

Açıkçası bu sözler karşısında söz söylemek çok zor. İşi yetkililere havale etmekten başka bir şey gelmiyor elimizden. Konuşmanın başına dönecek olursak orada pandemi sürecinden bahsettiniz ve dernek oluşumunun kıvılcımını yakan sebeplerden birinin pandemi olduğunu belirttiniz. Bu süreç sizlerin cephesinde nasıl geçiyor, nelere şahit oluyorsunuz?

Ömer Faruk KIZILKAYA İle Sahin KILINÇ Röportaj
Şahin KILINÇ 

Malumunuz geçen yılın mart ayından beridir ülkemizde ve dünyada pandemi gereği olağanüstü durumlarla karşı karşıyayız. Süreç her yönden bizleri sarstı ve gereksiz şekilde her kesimi yıprattı. Devletimizi yönetenler, çok daha önemli konular olmasına rağmen bir yıldır insan sağlığı için gündemlerini bırakıp bu işe yoğunlaştılar. Çok insanımızı kaybettik, ekonomik ve sosyal yönden çok ciddi sorunlar yaşadık, yaşıyoruz. Özel sektörde çalışan insanımızın maddi anlamda ciddi sorunları oldu, kurumlar çok ciddi yaralar aldı. Öğrenciler online ders yaptı diye veliler kurumlara ödeme yapmak istemediler, kayıt sildirenler oldu… Kurum sahipleri de bu durumu öğretmenlere yansıttılar. Kısa çalışma ödeneği isminde bir uygulama ile tanıştık, online olarak her ne kadar tam mesai yapsak da maaşlarımız yarım verildi, sigortalarımız da keyfi yatırıldı. Bazı branşlarda ise öğretmenlerimiz ücretsiz izne ayırıldı. Bu süreçte işten çıkarmalar yasak olduğu için kod-29 diye bilinen maddeye dayandırılarak isten çıkarmalar yapıldı. Bu kod maalesef sicile işlenen ve ahlaksızlıkla itham eden bir maddedir. O yüzden çok sayıda öğretmen kurumlarına dava açmak zorunda kaldı. Bu durumları görünce normal zamanda maruz kaldığımız mobbing ve angaryayı da unuttuk.

ömer faruk kızılkaya ile Sahin KILINÇ Röportaj
Ömer Faruk KIZILKAYA

Bu durum dernekleşmeye nasıl dönüştü?

Ömer Faruk KIZILKAYA İle Sahin KILINÇ Röportaj
Şahin KILINÇ  

Uzun yıllarca kök salmış sorunlar, yaşanan mağduriyetlerin artık öğrenilmiş çaresizliğe dönüşmesi, en temel haklardan dahi faydalanamıyor oluşumuz, üzerine bir de pandemi eklenmesi, salgın sürecini fırsata çevirip gelir kaybı yaşadığını bahane eden, öğretmen maaşını devlete yükleyip kurumun çeşitli giderlerinden kurtulan ve tüm bunlara rağmen yeni sezonda öğretmen maaşına zam yapmayıp haksız zenginleşen eğitim tüccarlarına karşı birlik olma duyguları kabardı. Bu düşünceyle facebook’ta bir grup kurdum. Amacım öğretmenlerle istişare etmekti ama ortak duyguları hissettiğimiz, ortak sorunları yaşadığımız çok fazla meslektaşımız varmış. Kısa sürede sayımız on bini buldu ve sayı günden güne arttı. Arkadaşlarımızla zoom üzerinden toplantılar düzenlenirken dernekleşme fikri ortaya atıldı ve derken süreç çabuk işledi. Tek sorunumuz pandemiden ötürü yasak olan genel kurul toplantısıydı. Onu da 27 Mart tarihinde yaparak resmiyetimizi tamamladık. Şimdi o grubumuzda otuz altı bin öğretmenimiz, derneğimizde de bin sekiz yüz civarında resmi üyemiz var.

ömer faruk kızılkaya ile Sahin KILINÇ Röportaj
Ömer Faruk KIZILKAYA 

Anladığım kadarıyla sektörde çok fazla sorun var, hepsinden bahsetme şansımız olmadığına göre belli başlı sorunlarınızdan bahsetmek ve özellikle dernek çalışmalarınız üzerinden ilerlemek istiyorum. Derneğinizin amaçları nelerdir?

Ömer Faruk KIZILKAYA İle Sahin KILINÇ Röportaj
Şahin KILINÇ 

Amacımız basit aslında: Dünyanın en kutsal mesleklerinden saydığımız mesleğimizi icra ederken kafamızda sadece dersimizi daha verimli nasıl işleyebileceğimiz olsun. Başka bir deyişle sınıfa girerken askıya sadece kıyafetlerimizi asmayı, sınıfımıza sorunsuz olarak girebilmeyi istiyoruz. Öğretmen ne kadar mutlu olursa o kadar verimli olur.

Bir meslek kanunumuz olsun istiyoruz. Şu an arada kalmış durumdayız. Çalışma şartlarımız bakımından işçi, sorumluluklarımız bakımından memur sayılıyoruz. Açıklamak gerekirse tabi olduğumuz kanun 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’na; iş, özlük haklarımıza gelince 4857 sayılı İş Kanunu’na ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na tabiyiz. Bu da az önce belirttiğim arafta kalma sorununu yaşamamıza sebep oluyor. Hak kayıplarımız haddinden fazla. Burada devletimizin bazı düzenlemeler yapması gerekiyor.

ömer faruk kızılkaya ile Sahin KILINÇ Röportaj
Ömer Faruk KIZILKAYA

Burada araya girmek istiyorum. ÖSÖB-DER’in mücadelesi devletle mi yoksa işverenle mi? Bu hakları kimden almayı planlıyorsunuz?

Ömer Faruk KIZILKAYA İle Sahin KILINÇ Röportaj
Şahin KILINÇ 

Aslına bakarsanız çok isabetli bir soru oldu. Zira bizi radikal gruplar gibi patron düşmanı zannedenler de var ve maalesef o tarzda tepkiler koymamız için şarj edildiğimiz oluyor, devletle mücadele ettiğimizi düşünenler de… Oysa biz kimseyle mücadele etmiyoruz, kimseye zarar verme düşüncemiz yok. Devlet, bizim devletimiz. Zarar verecek olsak kendimizin olana zarar veririz. Kimse, psikolojik sorunları yoksa, kendine ait olan bir şeye bile isteye zarar vermez. Ekmek yediğimiz, ülkemizdeki bir boşluğu dolduran kurumlarımızla da asla sorunumuz yoktur. Biz mağduriyetlerimizi iki tarafa da iletip çözüm için arayış içerisindeyiz. İşini güzel yapan, hakkaniyetli davranan, öğretmeni mağdur etmeyen işverenler bizim başımızın tacıdır ama kendisi sefa içerisindeyken öğretmenini sömüren, mağdur eden, ticaret mantığıyla kurum yöneten kişilere karşı da hoşgörülü olamayız. Siz de öğretmensiniz, bu anlattıklarımı hiç yaşamadınız mı?

Aslına bakarsanız yaşadım hatta bazı noktaları iliklerime kadar yaşadım. İçeride maaş bıraktığım kurum da oldu, gece yarısına kadar çalıştığım da… 19.10’da ders biterdi, gece yarısına kadar matbaa işleri yaptırırlardı. 12 maaşıma denk gelecek miktara karşılık senet imzalatılmıştı. Ayrılmak isteyen bununla tehdit ediliyordu. Sanırım tek geri alan da ben olmuşum. Şu an o senedi saklıyorum. Maaşımın dörtte biri kesildiği için istifa etmiştim. Patronum tarafından çirkinleşip dövüşmeyle bile tehdit edildim aynı kurumda. Yılın geri kalanında özel sektörde çalışmamak şartıyla istifama izin verildi, yıl sonunda da senedimi almıştım. Sigortalarım eksik yatırıldığı için 2016 yılında devlete geçme şansını kaçırdım. Siz yukarıda bazı şeyleri anlatırken hafızam beni sürekli bir yerlere götürdü ve açıkçası “Demek ki sadece Erzurum’da olmuyormuş.” dedim. Ben maaşımı alamazken yöneticilerin öğrencileri iftara götürdüklerine ve hesabı kendilerinin ödediklerine bile şahit olduk. Oturunca da kendilerini öyle güzel anlatırlardı ki kendimizde mi suç var, diye düşünürdük.

ömer faruk kızılkaya ile Sahin KILINÇ Röportaj
Ömer Faruk KIZILKAYA

Tekrar size gelecek olursak derneğinizin hedeflerini bize anlatır mısınız?

Ömer Faruk KIZILKAYA İle Sahin KILINÇ Röportaj
Şahin KILINÇ 

Bütün öğretmenlerin haklarını aldıklarını ve devlette görev yapan öğretmenlerle aynı hakları kullanabildiklerini görmek istiyoruz. Mutlu öğretmenlerin çalıştıkları güçlü kurumlarda ülkemizin eğitimine hizmet etmek istiyoruz. Bu hedefimize ulaşabilmek için çeşitli girişimlerde bulunuyoruz.

ömer faruk kızılkaya ile Sahin KILINÇ Röportaj
Ömer Faruk KIZILKAYA 

Okuyucularımız da benim gibi merak etmişlerdir: Derneğinizi tek bir merkezde mi tutacaksınız, yoksa başka yerlerde de temsilcilikler kurmayı düşünüyor musunuz?

Ömer Faruk KIZILKAYA İle Sahin KILINÇ Röportaj
Şahin KILINÇ 

Derneğimizin görev dağılımını yaptık ve her ilimizde temsilcilik oluşturmak amacıyla girişimlerde bulunuyoruz. Bu vesile ile Erzurum’da da var olduğumuzu, ilk oluşturduğumuz temsilciliklerimizden birinin Erzurum’da olduğunu söylemeden geçemeyeceğim.

ömer faruk kızılkaya ile Sahin KILINÇ Röportaj
Ömer Faruk KIZILKAYA 

Son olarak derneğiniz sadece hak aramak üzere mi hizmet verecek, yoksa başka çalışmalar da yapmayı planlıyor musunuz?

Ömer Faruk KIZILKAYA İle Sahin KILINÇ Röportaj
Şahin KILINÇ 

Tabii ki tek noktaya odaklanmayacağız. Bu anlamda komisyonlarımızı oluştururken mevzuat komisyonumuz sayesinde şimdiden öğretmenlerimizin haklarını geri alabilmelerine vesile olduk. Mahkemelerde bilirkişi olarak fikrimize müracaat ediliyor. Sosyal faaliyet ve proje komisyonumuz sayesinde üyelerimizin birinci derece yakınlarına ÖSÖB-DER’s projesi sayesinde ücretsiz uzaktan eğitim hizmeti veriyoruz. Hatay’da orman yangını olunca ağaç dikme çalışması yaptık, İzmir depreminde yardım kampanyası yaptık. Bunun gibi daha birçok çalışmayı hayata geçirmek için çalışmalarımıza devam ediyoruz.

RÖPORTAJ ÖMER FARUK KIZILKAYA     

Share this content:

Röportajlar