CUMHURİYET DÖNEMİNİN İLK YILLARINDA ERZURUM MEBUSLARI
Cumhuriyeti kuran şehir Erzurum ‘mudur, Sivas ‘mıdır? Her yıl Kongre kutlamalarının yapıldığı günlerde basında çıkan yazılarda Cumhuriyetin kurucu şehri olarak bu iki şehrimizin ismi adeta yarıştırılır.
İki şehirde haklıdır ve bu şerefe layıktır. Cumhuriyet bu iki şehirde yaşanan uzun ve çok maceralı günlerin ve olayların ardından ilan edilmiştir. Ama şu bir gerçektir ki Mustafa Kemal Paşa’nın bir sır gibi sakladığı ve hedeflediği Cumhuriyet fikri ilk olarak Erzurum’da telaffuz edilmiştir. Bunun belgesi Erzurum Kongresi sırasında, Mahzar Müfit Bey’e sözle ifade ettiği ve hatıra defterine yazdırdığı notlardır.
Mahmut Esat Bozkurt, İzmir Mebusu iken, 31. 3. 1934 tarihinde Mazhar Müfit Kansu’dan öğrencilere doğru bilgiler vermek adına, cumhuriyet fikrinin ne zaman ilk defa bahsi geçtiğini sorar.
Sayın Kansu, Mustafa Kemal’den de aldığı izinle hatıratlarından şu bölümü gönderir:
“20 Temmuz 1335 (1919)…
Bugün Mustafa Kemal Paşa ile öğle yemeğinden sonra bazı meseleler hakkında müzakerede bulunduk. Kongrenin temmuzun yirmi üçüncü günü açılmasını muhakkak sayıyoruz.
Müzakerelerin sona ermesinden sonra, yine o kafamdaki her vakit ki fikri sabit harekete geçmiş olmalı ki Paşa’ya yine bir fırsatını getirerek;
‘Paşam, muvaffak olacağımıza inanıyorum. Bu kanaatim kat’idir. Bunun için de emriniz altında bulunuyorum. Refakatinizde sonuna kadar çalışmaya ve gereğinde ölmeğe azim ve yemin etmiş bulunuyorum.
Arkadaşlarımız da bu inan ve bu imanı muhafaza ediyorlar. Aramızda her şeyi görüştük. Görüşmeye de devam ediyoruz.
Fakat muvaffakıyet takdirinde, ki bundan şüphem yok, hükûmet şekli ne olacak?’ diye bir kere daha sordum ve ilave ettim:
‘Muhakkak ki, mevcut şekl-i hükûmet bu memleketin refah, saadet ve terakkisine kafi gelmeyecektir. Başka bir hükûmet şekli arayıp bulmamız lazım geldiği kanaatindeyim.’
Paşa, devamlı şekilde benim bu nokta üzerinde dolaşmamdan usanmış olacak ki gülerek ve fakat kat’i ifadesini vererek;
‘Açıkca söyliyeyim: Şekl-i hükûmet zamanı gelince, Cumhuriyet olacaktır’ dedi.
Çok sevinçliyim. Nihayet, bütün katiyeti ve ciddiyeti ile Paşa’ya bunu söyletmiş bulunuyorum. Bu satırlarımı yazarken gözlerimden adeta sevinç yaşları boşanıyor.”
Bu belge konuya sanıırım önemli bir açıklık getirmektedir.
Mustafa Kemal Paşa Erzurum Mebusu
Cumhuriyet Yolunda ikinci önemli adım askerlik görevinden istifa eden Mustafa Kemal Paşa’nın askeri görevinde olduğu gibi güçlü bir konuma getirilmesiydi. Erzurum Kongresi başkanlığına seçilmesi ardından Heyet-i Temsiliye Başkanı olması ve en önemlisi TBMM’nin açılmasından sonra yapılan ilk seçimlerde Mebus olmasında Erzurum ve Erzurumluların önemli bir katkısı vardır.
Erzurumlular adına Süleyman Necati, Kazım ve Cevad beylerin imzalarıyla, 19 Ekim 1919’da Mustafa Kemal Paşa’ya şöyle bir telgraf gönderilir.
“Osmanlı tarihinde kutlu isme sahip olan Erzurum, fedakar evlatları arasında yüksek şahsınıza bir müstesna yer ayırmakla saadet hissetmiş ve Milli Meclis’te kendisini temsil buyurmanızı da arzu eylemiş olduğundan, merkez sancağı adaylığınızı koyduğumuzu ve Erzurum Kongresi’nde belirlenen milli gayenin teminini bu suretle himmet etmenizi ve fedakarlık göstermenizi emel ve temenniyetin izhar edildiğini arz eyleriz”.
Mustafa Kemal Atatürk ise, 20 Ekim 1919 tarihli cevabi telgrafında, kendisinin milletvekili adayı olarak gösterilmesinden dolayı duyduğu memnuniyeti şu satırlarla ifade ediyor:
“Türklüğün mert ve necip merkezini teşkil eden Erzurum’un Müdafaa-i Hukuku’nun bana tevdi eylemek hususunda izhar edilen arzudan dolayı pek mütehassis ve müteşekkirim.
Şimdiye kadar rehber-i hareket ittihaz eylediğim esasat-ı maluma dairesinde bu vazifeyi sonuna kadar ifaya azim bulunduğum halde, kabul eyleyeceğimin tebliğini rica ederim”.
Görüldüğü gibi Erzurum’un Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda konuşulacak daha çok konuları var.
Erzurum Mebuslarında(Milletvekillerinde) Aranan Şartlar
Milli Mücadele’nin o heyecanlı günlerinde Erzurumlular açılacak yeni meclise seçilecek mebuslar için çok önemli kıstaslar getirmişlerdi. Erzurum’un siyasi tarihine gururla yazılacak mebusluk şartları zor günlerde bile Erzurum’un hangi hassas konularla milleti temsil edecek insanları seçtiğini göstermesi açısından çok önemlidir.
Albayrak’ Gazetesinin yapılacak seçimlerde aday olacak kişilerin özelliklerini belirleyen 300 imzalı bir beyanname yayınlanmıştı
Osmanlı Devleti’nin içerisinde bulunduğu durum sıralanarak, işgal sırasındaki direnişten övgüyle bahsedilen beyannamede, seçilecek mebuslarda bulunması gereken özellikler de şöyle sıralanıyor:
“Şahsi menfaat peşinde koşmayacak, hayatlarında hiçbir şekilde leke görülmeyecektir.
Binaenaleyh bu defa intihab(seçeceğimiz) edeceğimiz mebuslar, arzu ettiğimiz evsafa haiz bulunmazlar ise gayr-i kabil-i telafi zararlara duçar olacağımız şüphesizdir”.
Türk Milleti, vatandaş bu defa inhitap edeceğiniz meb’uslara memleketin mukadderatı hakkında rey verme(oy kullanma) salahiyetini vereceksiniz.
1-Bilerek ve bilmeyerek el kaldırıp memleketi bu felakete düşüren eski meb’usları
2- İhtikarlarıyla, hırsızlıkla namus-ı millîmizi ihlal eyleyenleri
3-Türklüğe merbut ve hakiki milliyetperver olmayanları intihap ile bedbaht vatanın başına musallat etme
4-Resmi makamların, büyük ellerin müdahalesiyle çıkan namzetleri seçme…
Albayrak Gazetesi 27 Kasım1919 sayı 47
Birinci Meclise Gönderilen Mebuslar
1920 Ocak ayında kesinleşen Erzurum Merkez Sancağı sonuçlarına göre, en fazla oyu alan
Mustafa Kemal Paşa (268 oy) milletvekili seçildi.
Celalettin Arif Bey (252 oy), Süleyman Necati Bey (218 oy),Zihni Bey (132 oy) Hüseyin Avni Bey (120 oy)
İsmi geçen 5 kişi Erzurum Mebusu 5 kişi olarak Meclis’e girmeye hak kazandılar.
TBMM zabıtları ve dönemin gazetelerine yansıyan haber ve yazılar incelendiğinde İsmi geçen mebuslar birinci Mecliste özellikle Lozan görüşmelerinde şiddetli bir muhalefet sergilemiş, “İkinci Gurup” denilen muhalif kanadın içinde yer almış, Lozan antlaşmasının kazanılan Türk zaferinin karşılığı olmadığını söyleyerek imzalanmaması yönünde görüş belirlemişlerdir. Muhalefetin itirazları ile mecliste şiddetli tartışmalar yaşanmış ve hatta kan akmıştır. Bu durum karşısında yeniden seçimlere gitmek için meclis tatil edilmiştir.
Meclis, son toplantısını 16 Nisan 1923’te yapmış, ardından ülke seçim havası içine girmiştir. İkinci Gurup, seçimlere gurup olarak katılmama kararı almış, böylece, seçimde Birinci gurup adayları tek başlarına kalmıştır. Meclis’in dağılmasından sonra, Ankara’da Mustafa Kemal Paşa’nın başkanlığında, bazı vekillerle, Müdafaa-i Hukuk Gurubu yönetim kurulu üyelerinden oluşan bir seçim bürosu kurulmuştur.
Mustafa Kemal Paşa bu kurulla birlikte çalışarak aday listelerini oluşturmuştur. Listeler oluşturulurken, seçim bölgelerinin çoğunda, seçilecek mebus sayısı kadar aday gösterilmiş ve adayların tümünün mebus olması sağlanmıştır. Ayrıca, listelerde yer verilen adayların görüşlerine başvurma gereği bile duyulmamıştır. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, 1923 seçimlerini (ve izleyen tek parti dönemi seçimleri) şöyle değerlendirmektedir
: “Gerçi iki dereceli seçim yasasındaki yönteme göre bütün illerde milletvekili seçimleri yapılıyordu, ama bu seçim işin formalite yönüydü. Halk Partisi tarafından gösterilen aday mutlaka seçiliyordu. O halde bu adaylar, ‘halkın seçimine sunuluyordu’ demektense, ‘halkın onayına sunuluyordu’ deyişini kullanmak belki daha yerinde olur”
Muhalefet Tasviye Edildi
Birinci Meclis’in fesh edilmesinden sonra yapılan seçimlerde, bütün yurt sathında birinci grup adayları kazandı. Mustafa Kemal aynı zamanda hem İzmir’den hem Ankara’dan mebus seçilmişti (daha sonra Ankara Mebusluğunu tercih etti) Meclis 2 Ağustos 1923’te açıldı. 270 mebus seçilmişti. Mustafa Kemal Meclis Başkanlığına getirildi. 14 Ağustos’ta Başbakan Fethi Bey (Okyar) başkanlığında bakanlar kurulu teşkil etti. Muhalefet meclise girememişti, girmesini de istemiyordu. Halk fırkası adeta meclisin üstünde bir inkılap gibiydi.
Mustafa Kemal ikinci meclis’in kendi tercihleri doğrultusunda seçilen mebuslarla oluşmasını sağlamış, muhalif kanattan (bilhassa ikinci guruptan) kendisine engel çıkartacak isimleri tasfiye etmiştir. Milli Mücadele’nin başlangıcında beraber yola çıktığı Kazım Karabekir, Ali Fuat Cebesoy, Rauf Orbay, Refet Bele, Nureddin Paşa gibi isimlerin yerini yeni kadrolar almıştır.
Cumhuriyetin ilanından itibaren ‘Huzur-ı Mutad Zevat’ olarak anılan bu yeni kadrolar Mustafa Kemal’in çok yakınında bulunarak hem korumasını yapacaklar hem de onun emirleri doğrultusunda verilen görevleri harfiyen yerine getireceklerdir. Kalemşörler ve silahşörler olarak anılan bu insanlar arasında şu isimler yer alacaktı. Falih Rıfkı, Yakup Kadri, Nurullah Ataç, Hamdullah Suphi, Ruşen Eşref gibi kalemşörler yazılarıyla gazetelerde Mustafa Kemal Paşa’nın ve yeni rejimin övgüsünü/savunmasını yaparken… Sayıları 15’i geçen “Huzur-ı Mutad zevat”; Nuri Conker, Kılıç Ali, Kel Ali, Recep Zühdü, Çolak İbrahim, Cevat Abbas, Muzaffer Kılıç, Salih Bozok, Rizeli Rauf, Tevfik Rüştü, Şükrü Kaya, Hamdi Ülkümen, Mahmud Soydan, Fuat Bulca, İsmail Hakkı gibi isimler kendi dışlarındaki, menfaattarına zarar verenlere, muhalefet edenlere, bölücülük suçlaması yakıştırarak, vatan haini damgası vuracaklardır.1
Cumhuriyet Dönemi 1950’ye Kadar Erzurum Milletvekilleri
Cumhuriyet Dönemi Erzurum Milletvekillerinin bir kısmı Erzurum’u tanımayan, Erzurum’dan yolu hiç geçmemiş, kişilerden seçilmiştir. Yıllara göre vereceğimiz isimler baktığınızda çok ilginç isimlerle karşılaşıyoruz. Bu konu ayrıca tahlil edilmelidir.
BİRİNCİ DÖNEM 23 Nisan 1920-1 Nisan 1923 (15 Nisan 1923’te son oturumunu yapmıştır.)
Asım Möhördaroğlu (Erzurum)
Celalettin Arif(Erzurum)
Hüseyin Avni Ulaş(Erzurum)
İsmail Naim Sanıvar(Erzurum)
Mehmet Salih Yeşiloğlu(Erzurum)
Mustafa Durak Sakarya(Erzurum)
Mehmet Nusret Sun(Erzurum)
Süleyman Necati Güneri(Erzurum)
Zihni Orhon(Erzurum)
Ziyaeddin Gözübüyük(Erzurum)
İKİNCİ DÖNEM 11 Ağustos 1923 – 26 Haziran 1927
Bahri Sarıtepe(İzmir)
Mehmet Cazım Duru(Erzurum)
Halet Sağıroğlu(Erzincan)
Münir Hüsrev Göle(Bayburt)
Raif Dinç(Erzurum)
Rüştü Paşa(Erzurum)
Ziyaeddin Gözübüyük(Erzurum)
ÜÇÜNCÜ DÖNEM 1 Kasım 1927 – 26 Mart 1931
Ahmet Fikri Tüzer(Şumnu)
Asım Möhördaroğlu(Erzurum)
Hüseyin Aziz Akyürek(Trabzon)
Nafi Atuf Kansu (Mekke doğumlu/İstanbul)
Mehmet Nafiz Dumlu(Erzurum)
Necip Asım Yazıksız(Kilis)
Hasan Tahsin Uzer(Selanik)
DÖRDÜNCÜ DÖNEM 4 Mayıs 1931 – 23 Aralık 1934
Asım Möhördaroğlu(Erzurum)
Ahmet Fikri Tüzer(Şumlu)
Hüseyin Aziz Akyürek(Trabzon)
Hakkı Şinasi Erel(İstanbul)
Nafi Atuf Kansu(İstanbul)
Mehmet Nafiz Dumlu(Erzurum)
Necip Asım Yazıksız(Kilis)
BEŞİNCİ DÖNEM 1 Mart 1935 – 27 Ocak 1939
Hüseyin Aziz Akyürek(Trabzon)
Pertev Demirhan(İstanbul)
Saim Ali Dilemre(İstanbul)
Mehmet Nafiz Dumlu
Nakiye Elgün(İstanbul)
Nafi Atuf Kansu(İstanbul)
Şükrü Koçak(Elazığ)
Fuat Sirmen(İstanbul)
Ahmet Zeki Soydemir(Selanik)
Ahmet Fikri Tüzer(Şumnu)
Hasan Tahsin Uzer(Selanik)
Necip Asım Yazıksız(Kilis)
ALTINCI DÖNEM 3 Nisan 1939 – 15 Ocak 1943
Ahmet Fikri Tüzer(Selanik)
Ahmet Zeki Soydemir(Selanik)
Hüseyin Aziz Akyürek(Trabzon)
Münir Hüsrev Göle(Bayburt)
Nakiye Elgün(İstanbul)
Şükrü Koçak(Elazığ)
Salim Altuğ(Erzurum)
Pertev Demirhan(İstanbul)
Mehmet Nafiz Dumlu(Erzurum)
YEDİNCİ DÖNEM 8 Mart 1943 – 14 Haziran 1946
Hüseyin Aziz Akyürek(Trabzon)
Raif Dinç(Erzurum)
Mehmet Nafiz Dumlu
Münir Hüsrev Göle(Bayburt)
Nakiye Elgün(İstanbul)
Şükrü Koçak(Elazığ)
Salim Altuğ(Erzurum)
Pertev Demirhan(İstanbul)
Ahmet Zeki Soydemir(Selanik)
SEKİZİNCİ DÖNEM 5 Ağustos 1946 – 24 Mart 1950
Eyüp Sabri Akgöl(Ohri)
Münir Hüsrev Göle(Bayburt)
Kemalettin Kamu(Bayburt)
Salim Altuğ(Erzurum)
Mehmet Mesut Çankaya(Erzurum)
Raif Dinç(Erzurum)
Mehmet Nafiz Dumlu(Erzurum)
Şakir İbrahimhakkıoğlu
Vehbi Kocagüney(Van)
Şükrü Koçak(Elazığ)