BEN KARA FATMA
Şehirler yetiştirdiği insanlar ile değer kazanır. Bilim adamları, sanatçıları, edebiyatçıları ve kahramanları ile kazanılan değer ancak o şehrin şimdiki sakinlerinin sahip çıkması ile geleceğe aktarılır. Erzurum gerçekten değerli insanlar yetiştiren bir şehir ama ne yazık ki bu değerlerine sahip çıkamayan onları hak ettiği yerlere taşıyamayan şehir belleğine, toplumsal hayata kazandıramayan bir şehir olarak bu değerlerine vefasızlık gösteriyor. Bu sayımızda yetiştirdiğimiz bir kahramanı ve maalesef yine dadaşlığın en önemli sıfatlarından biri olan vefa duygusuna yakışmayan bir vefasızlık ile unuttuğumuz bir kahramanımızı anmaya andık. Kara Fatma, içinde tarihi bir kahramanlık felsefesini barındıran bir lakap, silahıyla, canıyla ülke savunmasına katılan kadınlarımız için verilen bir unvan. Bu unvanı en son gerçek ismi Mahi olan Fatma Seher Erden hanıma Milli Mücadelenin Başkomutanı, lideri Mustafa Kemal tarafınca verildi. Kara Fatma’nın görevi Mili mücadelenin özgürlük yolunda başarılı olması için Erzurum Kongresi ve Sivas Kongresinde belirlenen kararların hayata geçirilmesi için hayatı pahasına mücadele etmektir. Elbette tüm Türklerin vazifesi bu idi. Ancak Kara Fatma’da farklı olan bir başka husus vardı. O balkanların acısını yaşamıştı. O, Ermeni tedhişine yakınlarını kurban vermişti. O, vatan acısını sevgili, dost, eş, arkadaş kaybederek yaşamıştı. O, Erzurumluydu. Milli Mücadeleyi başlatan şehrin insanıydı. Gavurboğan kahramanlarının torunu, Aziziye kahramanlarının kızıydı. Ordunun ve devletin olmadığı yerde ben buradayım diyen insanların yaşadığı coğrafyanın insanıydı. Yunan kurşununu, İngiliz şarapnelini göğsünde söndürdü. Çelik zırhlı canavara iman dolu göğsüyle karşı duranların neslindendi. O bir Erzurumlu gibi savaştı, Erzurumlu gibi yaşadı, Erzurumlu gibi öldü. Şimdi Erzurumlular, Erzurum’u yönetenler yüz yıl öncesinin Erzurumluları gibi vefalı, haysiyetli bir duruşu savunmaya çağırıyoruz. Yunana karşı ben Kara Fatma’yım diyen Fatma Seher Erden Hanım’ı Erzurumlu bağrına basmalı ona hak ettiği itibarı şehirlerinde nakşettiği eserlerde yaşatmalı ve dualarında Fatihalar ile anmalıdır.
Share this content: