‘MEDRESELER ŞEHRİ ERZURUM’

‘MEDRESELER ŞEHRİ ERZURUM’

‘MEDRESELER ŞEHRİ ERZURUM’
M. Talât UZUNYAYLALI

Erzurum Anadolu Müslümanlığının şarktaki kapısı; kapı olması hasebiyle de bir derbent; yani kale şehir. Selçuklular olsun beylikler ve Osmanoğluları olsun Erzurum’un bu özelliğine binan şehrimize daima hüsn-ü muamelede bulunmuş ve yüzük kaşı mesabesinde tutmuşlardır.
Evet, Erzurum şarkın en mühim bir askeri üssüdür, fakat aynı zamanda bir medreseler şehri ve buna bağlı gerek ilmiye sınıfından gerek ilm-i tasavvuf erbabından ve şuaradan nice zevatın yetiştiği bir İslam medeniyet merkezidir.
Biz, medreseler teması etrafında Erzurum’un bilim ve kültür tarihine çok kısa bir atıf yapıp bu yazıyı bitireceğiz.
Yapılan son kayıtlara göre (Bkz. Sorularla Erzurum Tarihi, Prof. Dr. Murat Küçükuğurlu) Osmanlılar döneminde Erzurum’da Sultaniye, Kacırzâde Kurşunlu, Muid Efendi, Pervizoğlu, Haliliye, Şeyhler, Cennetzade gibi çoğu kütüphaneli, 48 medrese faaliyette bulunmuştur. Beldemizdeki bu yüksek eğitim faaliyeti, Erzurum özelinde, İstanbul’dan Mekke’ye, Bursa’dan Kahire’ye, Bağdat’tan, Şam’a kadar geniş bir muhite sahip Osmanlı kültürünün tecessümüne, kuvvetli bir damar şeklinde hizmet etmiştir.
Erzurum’da Selçukoğulları devrinden kalma Çifte Minareli Medrese (1265) (ki, nadide bir eserdir), İlhanlılar döneminden kalma parlak bir mimariye sahip Yakutiye Medresesi (1310) bu şehirdeki ilim ve kültür muhitinin tarihi derinliğini göstermesi, milletimizin ilmi faaliyete verdiği önemi vurgulaması bakımından takdire şayan birer mirastır.
Erzurum medreselerinde yetişen insan sayısı ne kadardır, Erzurum medreselerinde, bugünkü tabirle söylersek, akademik kadrolar kimlerden oluşuyordu, tam olarak bilmiyoruz. Gerçi bu türden sorulara bilim adamlarımız kısmi cevaplar vermişlerdir, fakat tamamlanmış bir listeden söz etmek mümkün değildir. Şu var ki Erzurum medreselerinde okuyan, ders okutan insanlar hacimli bir ansiklopedi dolduracak kadar çoktur.
Kendisi de bir medreseli olan ve milletvekili sıfatıyla Erzurum’u temsil eden Mehmet Nusret Efendi’nin “Erzurum Tarihçesi” adlı muhtasar eserinde Erzurum medreselerinde yetişmiş şöhretli bazı zatlar tanıtılmıştır. Bu zatların kimi İstanbul medreselerinde hocalık mertebeleri elde ettiği gibi kimi de Şeyhülislamlık dâhil, nice devlet millet hizmetinde bulunmuş bahtiyarlardır. Altta isimlerini zikredeceğim zatlarla ilgili biyografiler için ilgili kitaba müracaat edilmesini rica ediyor, ‘medreseler şehri Erzurum’ temasının şehrimizi anlatan somut bir tema olduğunu vurgulayarak bitiriyorum:
Habib Mehmet Efendi, Ebubekir İspirî, Nefi Ömer Bey, Şeyhülislam Feyzullah Efendi, Hocası Vanî Efendi, Fethullah Efendi, Maksut Efendi, Kadızâde Mehmet Efendi, Hâzik Mehmet Efendi, Şeyh İbrahim Hakki, Eyüp Efendi, Şeyh Sadık Erzurumî, Lütfullah Efendi, Müfti Abdurrahman Efendi, Mehmet Sakıp Efendi, Müftü Salih Efendi, Nazif Efendi, Memiş Efendi, Hacı el-Hüseyin Efendi, Cennetzâde Abdullah Edip Efendi, Muhammed Dursun Efendi, Nâib Mehmet Efendi, Mikdad Efendi, Meşayih-i a’zamdan Habib Baba, el-Hac Ahmed Efendi (Mahûrevî), Şeyh Osman Efendi, Şeyh Hüseyin Ruhî Efendi, Gürcü Hacı Ahmed Efendi, Hacı Hail Efendi, Müftü Cemaleddin Ömer Fazıl Efendi, Solakzâde Ahmed Tevfik Efendi, Ödüklüzâde Hoca Mustafa Efendi, Şaşı Hoca Zeynüddin Mustafa Cemali Efendi, Tahtacızâde Hacı Mustafa Efendi, Muhyî Hoca, Hacı Mehmet Baba, Mehmet Sani Efendi, Ali Avni Efendi, Necmüdddin Mehmet Rıza Efendi, Ferhadzâde Ahmet Efendi, Şeyhülkurra Mustafa Niyazi Efendi, Haşiîzâde Şeyh Hacı Ali Efendi…                                                                                                                                                                                 

Share this content:

Erzurum Tanımları